Dizayi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Rusya'nın DAEŞ petrolüne ilişkin iddialarını endişeyle karşıladıklarını belirterek, "Rusya gibi bir devletin, DAEŞ petrolünün Kürdistan bölgesi aracılığıyla Türkiye'ye gönderildiği yönündeki ithamı bizi üzmüştür. Rusya hükümetinin paylaştığı bilgiler doğru değildir" ifadelerini kullandı.
"Kürdistan hükümeti olarak Rusya'nın bu iddialarını reddediyoruz" diyen Dizayi, "Boru hatları, Zaho'ya ve İbrahim Halil Sınır Kapısı'na kadar Kürdistan bölgesinin mülküdür. Doğal Kaynaklar Bakanlığı, burada yabancı şirketlerle yaptığı anlaşmalar çerçevesinde süreci işletir. Duhok ve Badinan bölgesinden çıkarılan petrolün büyük bir kısmı boru boru hattıyla Türkiye'ye ulaştırılıyor. Çıkarılan petrolün bir kısmı da tankerlerle sevk ediliyor" açıklamasında bulundu.
Kürt bölgesinin ve Peşmerge güçlerinin terör örgütü DAEŞ'le yürüttüğü savaşa vurgu yapan Dizayi, şu değerlendirmede bulundu:
"Kürdistan bölgesinin sattığı petrolün DAEŞ ile hiçbir alakası yoktur. Kürdistan bölgesi, herkesten daha fazla DAEŞ'e karşı savaşıyor. Peşmerge, DAEŞ'e mücadele veren en öncü güçtür. DAEŞ'in efsanesini ve karizmasını çökerten güç Peşmergedir. Kürdistan bölgesinin, DAEŞ'e fayda sağlayan petrolü doğrudan ya da dolaylı olarak satması mümkün müdür? Kürdistan, DAEŞ'in ticaretine aracılık edebilir mi? Böyle bir iddiayı ne akıl kabul eder, ne de mantık."
Rusya'nın DAEŞ petrolüne ilişkin kaynaklarının doğru olmadığını savunan Dizayi, "Rusya, yanlış kaynaklar üzerinden açıklama yapıyor. Başka tarafların da yanlış bilgiler üzerinden adım atmamasını temenni ediyoruz" diye konuştu.
IKBY'den Türkiye'ye giden petrolün her aşamasının şeffaf olduğunu dile getiren Dizayi, ""DAEŞ petrolü, hiçbir şekilde Kürdistan kontrolündeki sınırlardan geçmedi. Rusya'nın bu iddialarını şiddetle reddediyoruz. Bize yönelik her türlü suçlamayı kabul etmiyoruz. Çünkü Zaho'dan Türkiye'ye giden boru hattı gizli saklı değil, açıktır. Bunun hiçbir tarafla ilgisi yoktur" görüşlerini paylaştı.
Rusya'nın Erbil'de konsolosluğu bulunduğunu ve bu konuda kendilerinden izahat beklediklerini kaydeden Dizayi, şu ifadeleri kullandı:
"Kürdistan bölgesi ile Rusya arasındaki ilişkiler iyi ve dostanedir. Rus petrol şirketleri de Kürdistan bölgesinde faaliyet gösteriyor. Rusya'nın bu konudaki bilgilerini gözden geçirmesini temenni ediyoruz. Rusya, bilgileri düzeltmelidir ki hiç kimse yanlış bir yola sapmasın."
Türkiye ile Kuzey Irak arasındaki İbrahim Halil Sınır Kapısı Emniyet Amiri Abdullah Barzani de Rusya Savunma Bakanlığı'nın iddialarını reddederek, "Bunlar Kürdistan bölgesinin imajını zedelemek için ortaya atılan asılsız iddialardır. Kürdistan bölgesinin hangi yollarla ne şekilde petrol ihraç ettiği bellidir. Petrol sevkıyatı şeffaf ve açık bir şekilde yapılır" dedi.
IKBY Doğal Kaynaklar Bakanı Aşti Hawrami de dün Londra’da düzenlenen “Kürdistan Bölgesi Petrol-Doğalgaz Konferansı”nda yaptığı konuşmada DAEŞ'in Kürt bölgesinin petrol ihracatının önünde büyük bir engel oluşturduğunu belirtmiş ve “IŞİD olmasaydı şimdi günlük petrol ihracatımız 1 milyon varil olurdu” açıklamasını yapmıştı.
Rusya'nın "Türkiye ile DAEŞ petrol ticareti yapıyor" suçlamaları, Türk hava sahasını ihlal eden savaş uçağının düşürülmesinin ardından ortaya atılmıştı. Kremlin yönetiminin kontrolündeki medya organlarında yaygın biçimde yer verilen iddialar, uluslararası kamouyunda inandırıcı bulunmamıştı.
Rus yapımı kimliği belirsiz bir savaş uçağı, 24 Kasım'da Suriye hava sahasından Türkiye tarafına geçmiş, 10 kez uyarılmasına rağmen ihlali sürdürmesi nedeniyle Türk F16ları tarafından vurulmuştu. Rusya, olayın ardından uçağın kendisine ait olduğunu açıklamıştı. NATO, uçağın hava ihlali yaptığına ilişkin Türkiye'nin paylaştığı bilgilerin doğruluğunu teyit etmişti. Ekim ayı başında da Rusya'ya ait savaş uçakları Türk hava sahasını ihlal etmiş, Rus yetkililer olayın ardından özür dileyerek benzer durumların tekrarlanmayacağını bildirmişti. Türkiye ise hava sahası ihlallerine askeri karşılık verilmesini içeren angajman kurallarının uygulanacağı uyarısını yinelemişti.