AA
HRW tarafından yayımlanan ve tanık ifadelerine dayanan raporda, Mopti bölgesindeki Moura köyünde Mali ordusu ve yabancı savaşçıların yaklaşık 300 sivili infaz ettiği öne sürüldü.
Raporda, infaz edilenler arasında mart sonunda Mali ordusu tarafından düzenlenen operasyonda terör şüphesiyle gözaltına alınanlar da olduğu belirtildi.
Olay, "Mali'de son 10 yılda yaşanan en büyük vahşet" olarak değerlendirilirken raporda ifadelerine yer verilen HRW Sahel Direktörü Corinne Dufka da terörle mücadelenin, gözaltına alınan kişilerin öldürülmesinin gerekçesi olamayacağı değerlendirmesinde bulundu.
Dufka, Mali hükümetinin yabancı savaşçıların bu olaydaki rolü de dahil katliamla ilgili tarafsız ve acil bir soruşturma başlatması gerektiğinin altını çizerek Afrika Birliği ve Birleşmiş Milletlerden (BM) de soruşturma konusunda yardım istenebileceğini vurguladı.
Raporda, aralarında yabancı diplomatlar, güvenlik uzmanları, köy sakinlerinin de bulunduğu 27 kişinin detaylı ifadeleri de yer aldı.
- ABD, AB VE FRANSA: İDDİALAR NEDENİYLE ENDİŞELİYİZ
Mali ordusu tarafından 1 Nisan'da yayımlanan açıklamada, Moura köyünde 23-31 Mart'ta düzenlenen operasyonlarda 203 teröristin etkisiz hale getirildiği duyurulmuştu.
Olayın ardından bazı yerel ve uluslararası sivil toplum örgütleri ölenlerin terörist değil sivil olduğunu iddia etmişti.
ABD Dışişleri Bakanlığı da olayı "katliam" olarak niteleyerek faillerin Wagner paralı askerleri olduğuna ilişkin iddialardan endişe duyduklarını açıklamıştı.
Fransa Dışişleri Bakanlığı tarafından 4 Nisan'da yapılan açıklamada da Moura'da yüzlerce sivilin infaz edildiğine ilişkin iddialardan ciddi endişe duyulduğu belirtilmiş.
Aynı gün Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de iddiaların oldukça endişe verici olduğunun altını çizerek Mali'deki geçiş makamlarının yürüteceği soruşturmaya destek için Mali'deki BM Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonunun (MINUSMA) bölgeye erişiminin hayati olduğunu dile getirmişti.
Borrell, terörle mücadelenin böylesine toplu insan hakkı ihlallerinin gerekçesi olamayacağının da altını çizmişti.