AA
İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, İsrail'in Gazze'ye elektrik ve su vermesi gerektiğini belirterek "Bu kürsüden İsrail'in işgalci güç olduğunu bir kez daha söylemeliyim. Sorumlukları var, bunun da İsrail'in uluslararası insancıl hukuka uygun hareket edip etmediğine bakışımızı etkileyen sonuçları var." diye konuştu.
Lordlar Kamarası üyesi Cameron, İngiltere parlamentosunun üst kanadında ülkesinin dış politikasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Cameron, Gazze'de uzun süredir kıtlık ve salgın uyarısı yaptıklarını hatırlatarak "Gazze'de korkunç bir acıyla karşı karşıyayız." dedi.
Uyarılara rağmen açlıktan ve önlenebilir hastalıklardan kaynaklı ölümlerin yaşandığı belirten Cameron, "Durum çok kötü ve biz hala daha fazla yardımın girişini sağlamak için çalışıyoruz. İsrail'den gerçekleştirmesini istediğimiz bir dizi isteğimiz oldu. Ancak şunu söylemeliyim ki şubatta Gazze'ye giren yardımlar, ocakta girenlerin yaklaşık yarısı kadar." ifadelerini kullandı.
Bakan Cameron, bugün İngiltere'yi ziyaret eden İsrail Savaş Kabinesi Üyesi Benny Gantz ile görüşeceğini belirtti.
Cameron, insani yardımların girişi için Gazze'ye daha fazla kara ve deniz koridoru açılması gerektiğine vurgu yaptı.
Gazze'nin her yerine su ve elektriğin verilmesi gerektiğini söyleyen Cameron, "Bu kürsüden İsrail'in işgalci güç olduğunu bir kez daha söylemeliyim. Sorumlukları vardır ve bunun da İsrail'in uluslararası insancıl hukuka uygun hareket edip etmediğine bakışımızı etkileyen sonuçları vardır. Gazze konusunda en önemli mesele de budur." ifadelerini kullandı.
Çatışmalara verilecek aranın ateşkesi daha kalıcı hale getirecek yolu açacağını savunan Cameron, bunun için ise Hamas'ın ortadan kalkması gerektiğinin altını çizdi.
"İngiltere'nin iki devletli çözümü savunduğunu tekrar söylüyorum. Bu kapsamda atılacak adımlardan biri de Filistin'i bir devlet olarak tanımak. Sürecin ilk adımının bu olduğuna düşünmüyorum çünkü Filistinliler üzerindeki reform baskısını ortadan kaldırır. Ancak İsrail'e de veto gücü verilmemeliyiz. Bu şu anda Amerikan politikasının bir etkisidir. Dolayısıyla Filistin'i tanımanın, iki devletli çözüme giden yolda ivmeyi durdurulamaz hale getirecek bir adım olarak görüyorum."