AA
Macron, Hindistan'da yapılacak G20 Liderler Zirvesi'ne katıldıktan sonra 10 Eylül'de rotayı Bangladeş'e çevirecek.
Elysee Sarayından yapılan açıklamaya göre Macron'un ziyareti, "hızla büyüyen bir ekonomiye sahip olan ve işbirliğini çeşitlendirmek isteyen" Bangladeş ile "ikili ilişkilerin derinleştirilmesine" yönelik.
Macron'a Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna'ın eşlik edeceği ziyaretin ilk durağı, Bangladeş'in Kurucu Cumhurbaşkanı Şeyh Bangabandhu Mucibur Rahman'ın mezarının bulunduğu Bangabandhu Anıt Müzesi olacak.
Sonrasında Dakka'daki Başbakanlık Ofisi'nde Şeyh Hasina Vecid ile görüşmesi beklenen Macron, onuruna verilecek yemeğe katılacak.
İki liderin çeşitli alanlarda işbirliğine yönelik anlaşmalar imzalaması bekleniyor.
İki ülke arasındaki üst düzey temaslar en son 2021'de gerçekleşmiş, Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina Vecid Paris'i ziyaret etmişti.
2020'de ise dönemin Fransa Savunma Bakanı Florence Parly, Dakka'da temaslarda bulunmuştu.
Macron'un Bangladeş çıkarması, 33 yıl sonra bir Fransız Cumhurbaşkanı tarafından bu ülkeye yapılacak ilk ziyaret olması açısından önem arz ediyor.
Fransa, Hint-Pasifik'te etkisini artırmak istiyor
Uluslararası ilişkilerde yeni güç ekseni Pasifik bölgesine kayarken Batılı devletler, bölge ülkeleriyle güvenlik ve askeri işbirliğini artırarak Çin karşısında varlıklarını güçlendirme peşinde.
Fransa da denizaşırı topraklarının olduğu Hint-Pasifik'te etkin rol almak isteyen başlıca aktörlerden biri.
ABD'nin ittifak ilişkilerine ağırlık vererek bölgede öne çıktığı bir dönemde Fransa, özellikle dışarıda bırakıldığı AUKUS anlaşması sonrası Hint-Pasifik'te bağımsız dış politika izlemek istiyor.
Macron'un temmuz ayında artan diplomasi trafiği de "yeni emperyalizm" olarak gördüğü Çin'in artan bölgesel faaliyetlerine karşı buradaki ülkelerde nüfuzunu artırma arzusunun göstergesi niteliğinde.
Bu bağlamda Macron, 15 Temmuz'da Fransa'nın Pasifik stratejisinin önemli ayağı olan Hindistan'ın Başbakanı Narenda Modi'yi Paris'te ağırlamış, ziyaret kapsamında iki ülke arasında çok sayıda anlaşma imzalanmıştı. Bu görüşme sırasında Hindistan, 26 Fransız Rafale savaş uçağı sipariş edeceğini duyurmuştu.
Temmuz ayı sonunda bölgeye giden Macron, Fransa özerk bölgesi Yeni Kaledonya'yı, ardından Pasifik Okyanusu'nun güneyindeki 80 adayı kapsayan Vanuatu'yu ziyaret etmiş, ayrıca Sri Lanka'ya giden ilk Fransız lider olmuştu.
Hint-Pasifik ülkesi olarak Fransa
Hint-Pasifik'te toprağı bulunan tek AB ülkesi olan Fransa, buradaki egemenlik alanlarını korumak istiyor.
Fransa'nın Hint Pasifik'teki denizaşırı toprakları Mayotte, La Reunion, Fransız Güney ve Antarktika toprakları, Yeni Kaledonya, Wallis ve Futuna ve Fransız Polinezyası'nda yaklaşık 1,6 milyon kişi yaşıyor. Fransa'nın yaklaşık 11 milyon kilometrekare münhasır ekonomik bölgesinin yüzde 90'ından fazlası da Hint-Pasifik'te yer alıyor.
Buradaki komutanlıklarında 7 binden fazla askeri bulunan Fransa, "özellikle münhasır ekonomik bölgesi dahil egemenlik alanlarının ve burada yaşayan vatandaşlarının korunmasını" Hint-Pasifik politikasının önemli bir parçası olarak görüyor.
Bangladeş'in Hint Okyanusu'ndaki adaları stratejik öneme sahip
Fransa'nın uzun bir aradan sonra Bangladeş ile temasları da Macron'un Hint-Pasifik bölgesindeki nüfuz arayışının bir adımı olarak görülebilir.
Bangladeş'in özellikle Hint Okyanusu'nda stratejik açıdan önemli adaları, Batılı devletlerin buralarda üs kurmaya yönelik olası girişimlerini de gündeme getiriyor.
Macron'un bu ziyaretinin Bangladeş ile güvenlik işbirliğini güçlendirmeye ne kadar kapı aralayacağı bilinmezken Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 30 yıl aranın ardından 2016'da ülkeye yaptığı ziyaretin meyvelerini almıştı.
Şi'nin ziyareti sonrası Çin'den iki denizaltı alan Bangladeş, Kutubdia Adası yakınlarındaki Pekua'da denizaltı üssü inşa projesi için Çin ile anlaşmaya varmıştı.
Ülkenin ilk denizaltı üssü olan BNS Şeyh Hasina, bu yılın mart ayında açılmıştı.
Bangladeş'in Bengal Körfezi'ndeki St. Martin Adası da yakın dönemde ülke siyasetinin gündemine oturmuştu.
Şeyh Hasina, muhalefeti ABD ile işbirliği yapmak ve gelecek seçimlerde iktidara gelmeleri karşılığında St. Martin Adası'nda Amerikan üssü kurulmasına izin vermekle suçlamıştı.
ABD ise Bangladeş'in egemenliğine saygı duyduğunu ve St. Martin Adası dahil hiçbir Bangladeş toprağında hak talebinde bulunmadığını bildirerek iddiaları yalanlamıştı.