AA
İsrail tarafından 2006'dan bu yana uygulanan abluka nedeniyle başta sağlık olmak üzere pek çok alanda hayati derecede zorlukların yaşandığı Gazze Şeridi'ndeki bazı kanser hastalarının, kemoterapi ve radyoterapi gibi belirli periyotlara dayalı tedavileri için Batı Şeria'ya geçmesi gerekiyor.
İşgal altındaki Batı Şeria'ya gitmek için İsrail sınırındaki Beyt Hanun (Erez) Sınır Kapısını kullanan Gazzelilerin geçişleri zaman zaman İsrail tarafından engelleniyor. Bu kişiler, hastalığın seyrini etkileyecek şekilde tedaviden mahrum kalıyorlar.
Gazzelilerin tedavi sürecindeki bu sıkıntılarının, 29 Mart'ta ilk Kovid-19 vakasının tespit edilmesi ve salgının yayılmasını önlemek için tedbirlerin alınmasıyla daha da artmasının ardından Filistin Sağlık Bakanlığı, zor şartlar altındaki kanser hastalarının tedaviye ulaşma sorunlarını çözüme kavuşturmak için bir adım attı. Bakanlık, kanserli hastaların kabulü için Gazze'deki özel Hayat Hastanesi ile sözleşme imzaladı.
FİLİSTİN HÜKÜMETİNİN ÇÖZÜM ARAYIŞLARI
Hayat Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Refik ez-Zanat, Kovid-19 krizinin, hükümete, tedavilerini mali baskı altında bölge dışında almaya çalışan Gazze'deki kanser hastaları için çözüm bulmasını zorunlu hale getirdiğini belirtti.
Zanat, "Filistin Sağlık Bakanlığı, özellikle Kovid-19 sonrası Gazze'deki kanser hastaların kabulü için hastaneyle sözleşme yaptı. Zor şartlar altındaki kanser hastalarının tedaviye ulaşma sorunlarını çözüme kavuşturdu, bir nebze de olsa sıkıntılarını hafifletti." dedi.
Bakanlığın, hastaneyle sözleşmeyi salgın nedeniyle alınan tedbirler kapsamında bölgeye giriş çıkışların kapatılmasından sonra imzaladığına işaret eden Zanat, gerekli tıbbi teçhizatın tedarik edilmesinin ardından hastanenin 5 Nisan'da hasta kabulüne başladığını belirtti.
Hastane yetkilisi, "Gazze makamları, vatandaşlara tedavi için bölgeden çıkmaya izin verse bile İsrail tarafından sınırların kapatması nedeniyle bu mümkün olmayacak." diye konuştu.
Zanat, "Kanser tedavisinde bazı hastaların iki ya da üç haftada bir kemoterapi alması gerekiyor. Tedavinin gecikmesi hastaların hayatını riske atıyor. Gazze'deki bazı kanser hastaları, kemoterapi tedavilerinin gecikmesi nedeniyle yaşamını yitirdi." dedi.
KANSER TEDAVİSİNDE KULLANILAN İLAÇLARA KISITLI ULAŞIM
Kanser tedavisinde kullanılan ilaçların hastanelerin talebi üzerine bölgeye geldiğini ifade eden Zanat, bu ilaçların eczanelerde ya da sağlık kurumlarında bulunmasının zor olduğunu söyledi.
Zanat, Hayat Hastanesi'nin, Batı Şeria ve İsrail'deki depolardan gerekli ilaçları alabildiğine ancak bazı ilaçların, talep edildikten sonra Gazze'ye gelebilmesi için 3 ay gerektiğine dikkati çekti.
Bu alanda her hastanın ilaçlarının, dozlarının ve uygulanan protokollerin farklı olduğunu, bunları öğrenmek için hastanenin zamana ihtiyacı olduğunu belirten Zanat, kanser tedavisinde yaklaşık 200 çeşit ilaç kullanıldığını aktardı.
Zanat, bu süre içerisinde bakanlığın hastaneye yönlendirdiği 200 hastadan 120'sine tedavisi için gerekli ilaçların temin edildiğini belirtti.
Gazze kanser tedavisinin bölge içinde sağlanmasının hastaların; uzun yolculuklar, yorgunluk, yol masrafı ve İsrail'in yönelttiği tehditler gibi pek çok sıkıntısını hafiflettiğinin altını çizen Zanat, onkoloji hastaları için gerekli cerrahi müdahalelerin hastane çatısı altında yapılabilmesi için bakanlıkla sözleşme imzalanması adına çalıştıklarını belirtti.
Zanat, hastanedeki kanser hastalarının tedavisine, Kovid-19 krizi sonrasında da devam edileceği bilgisini paylaştı.
"AZAP YOLCULUĞU SONA ERDİ"
Filistinli Kemal Ebu Riş (70) yakalandığı kolon ve rektum kanserinin tedavisi için bir aydan daha kısa periyotlarla Batı Şeria'daki hastaneye gitmek için İsrail'in denetimi altındaki Beyt Hanun Sınır Kapısından geçmesi gerektiğini ifade etti.
Ancak İsrail'in, "güvenlik" gerekçesiyle ocak ayının sonlarında sınır kapısından geçişini yasakladığını söyleyen Ebu Riş, "İsrail sınırından geçişim engellendiği için tedavi de göremedim. Beş yıllık iyileşme döneminden sonra ciddi komplikasyonlar oluştu." dedi.
Ebu Riş, Kovid-19 nedeniyle hem Gazze hem de İsrail'de alınan tedbirlerin, bölge dışında tedavi görmesini neredeyse imkansız hale getirdiğini belirtti.
Filistin Sağlık Bakanlığının, Gazze'deki Hayat Hastanesi'yle, yönlendirdiği tüm onkoloji hastalarının kabul edilmesi çerçevesinde yaptığı sözleşmenin ardından tedavi için umutlarının yeniden yeşerdiğini dile getiren Ebu Riş, şunları söyledi:
"Kemoterapi seanslarımı Hayat Hastanesi'nde alıyorum. Kemoterapi alabilmek uğruna İsrail sınır kapılarında yaşadığım azap yolcuğu sona erdiği için çok mutluyum."
"İSRAİL HASTALARIN DURUMLARINI DİKKATE ALMIYOR"
Ebu Riş, yaşadığı zorlu günleri, "İsrailliler, sınırdan geçiş sırasında hastaların sağlık durumlarını dikkate almıyor, Batı Şeria'ya geçebilmemiz için gerekli izni verme işlemlerini erteliyor." ifadeleriyle anlattı.
Bu zorluklara ek olarak, Gazze'den Batı Şeria ya da İsrail'deki hastanelere gitmek için gerekli yol masraflarının hastaların belini büktüğünü söyleyen Ebu Riş, bazı hastaların bu maliyeti karşılayamadığını kaydetti.
Ebu Riş, bazen de İsrail'in hastanın yanındaki refakatçiye izin vermediğini söyledi.
"BÖLGEDE HER AY 120-130 KANSER VAKASI TEŞHİS EDİLİYOR"
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı Onkoloji Bölüm Başkanı Halid Sabit ise "Abluka altındaki bölgede her ay 120 ila 130 kişiye kanser teşhisi konuluyor." dedi.
Gazze'de yeni kanser vakalarının görülme oranının, 100 binde 90 olduğuna işaret eden Sabit, halihazırda hastanelerde tedavi gören 6 bin kanser hastasının olduğunu belirtti.
Sabit, bölgedeki hükümete bağlı hastanelerin kanser hastalarının yüzde 40 ila 60'ına tedavi hizmeti sunabildiğini, diğerlerinin sözleşmeli hastanelere sevk edildiğini kaydetti.
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı tarafından tedavi edilemeyen hastaların ise bölge dışına sevk edildiğini aktaran Sabit, radyoterapi tedavisinin ise bölgede hiçbir şekilde yapılamadığını ifade etti.
Sabit, Kovid-19 ve İsrail'in geçişlerdeki kısıtlamaları nedeniyle ilaçlarını alamamalarının yol açtığı bir dizi sağlık komplikasyonlarının bazı hastaların ölümüne sebep olduğunu sözlerine ekledi.
Filistin Sağlık Bakanlığı, ilaçların yüzde 44'ü, tıbbi sarf malzemelerinin yüzde 35'i ve laboratuvar ve kan bankalarında kullanılan malzemelerin yüzde 65'inin tükenmesi nedeniyle ciddi bir kaynak sıkıntı yaşandığını belirtmişti.
AA