Fransa’nın Ege’de NATO görevinde bulunan firkateyni, Libya’ya yardım götürdüğü gerekçesiyle Türk kargo gemisine müdahale etmek istedi. Gemiye eşlik eden Türk savaş gemisiyle de yakınlaşan Fransız gemisi, daha ileri gidemedi, geri çekildi. Fransa, olayı NATO Savunma Bakanları zirvesine taşıyarak, “Türk gemilerinin NATO görevini yürüten Fransız savaş gemilerini taciz ettiğini” öne sürdü. Ancak bu açıklamayı resmen yapamadı, ‘ismi açıklanmayan bir yetkili’ye yaptırdı. Fransa, daha ayrıntılı haberi Valeurs Actuelles adlı medya kuruluşuna sızdırdı. VA, Libya’ya giden ‘Çirkin’ adlı gemiye müdahale etmeye çalışan Fransız gemisinin, Türk donanması tarafından ‘son uyarı’ anlamına gelen radar aydınlatması ile uyarıldığını ve çekildiğini yazdı. Resmi açıklamayı ise dün videokonferansla yapılan NATO Savunma Bakanları Zirvesi’nde Fransa Savunma Bakanı Florence Parly yaptı. Parly, Türk gemilerinin bir Fransız askeri gemisine ‘aşırı saldırgan’ şekilde müdahale ettiğini ve bunun ‘çok ağır bir olay’ olduğunu söyledi.
‘KARANLIK İŞLERİ BIRAKIN’
Fransa’nın iddialarına ilk cevap Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan geldi. Yazılı açıklamada, “Türkiye’nin Libya’daki faaliyetleri meşru, ancak Fransa Suriye’de olduğu gibi karanlık işler peşinde koşmakta, bölgedeki bazı ülkelerin taşeronluğunu yapmaktadır” şeklinde ağır bir ifade kullanıldı. Açıklamada, “Libya’da barış ve istikrarın tesisinin önündeki en büyük engel, Fransa ve bazı ülkelerin BM Güvenlik Konseyi kararları hilafına gayrimeşru yapılara verdikleri destektir” denildi.
TÜRK YETKİLİ AYDINLATTI
Türkiye, ikinci açıklamayı da, Fransa’ya cevap niteliğinde yine ‘askeri yetki’ üzerinden yaptı. Medyaya bilgi veren askeri yetkili, Fransa’nın ‘taciz’ iddiasını yalanlarken, Türkiye’nin 70 yıldır İttifak’ın komuta yapısında olduğuna işaret ederek, “Tehlikeli hareket ve taciz ile dostane faaliyet, işbirliği ve dayanışmanın ayırdını yapacak tecrübeye sahibiz” dedi. Türk askeri yetkili, olayın ayrıntılarını şöyle açıkladı: “Taciz edildiği iddia edilen Fransız harp gemisine olay öncesinde tarafımızdan yakıt ikmali yapıldı. Bu durum, bize yönelik ithamın ne kadar yersiz ve maksatlı olduğunu gösterir. Ayrıca olay esnasında Fransız harp gemisi seyir emniyetini tehlikeye atacak, NATO usullerini ve denizde emniyet kurallarını ihlal edecek şekilde yüksek süratli ve tehlikeli manevra yapmıştır. 20 deniz mili sürat ile deniz emniyetini tehlikeye atacak şekilde bir müttefik harp gemisine yaklaşmak usullere ne kadar uyar?” Askeri yetkili, konunun Türkiye tarafından NATO askeri makamları ile de paylaşıldığını belirterek, “Gerektiğinde detaylı veriler de paylaşırız. Fransızlar kasıtlı bir davranışta bulundular. Bu dostluk ve müttefiklik ruhuna aykırı ve üzüntü verici” dedi.
DW: TÜRKİYE MEŞRU HÜKÜMETİN YANINDA
Alman resmi yayın organı Deutsche Welle, Fransa-Türkiye gerginliğine dair haberlerinde, Türkiye’nin meşru Libya hükümetine destek verdiğini vurguladı. DW haberinde, Fransa’ya ilişkin ise, “Fransa’nın da Libya’nın doğusunu kontrolü altında tutan General Halife Hafter’i desteklediği sanılıyor” şeklinde bir ifade kullanıldı. DW, Türkiye’nin desteğiyle UMH’nin Hafter’in batıya doğru ilerleyişini durdurduğunu da hatırlattı.
“ABD İLE LİBYA’DA ORTAK ÇALIŞACAĞIZ”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında Libya’da birlikte çalışma konusunda olumlu bir yaklaşım olduğunu ve ABD ile bu ülkede ortak çalışma yapma konusunda talimat aldıklarını söyledi. Bakan Çavuşoğlu, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesinin (TASC) video-konferansla düzenlediği panelde şunları söyledi: “Şimdi teknik düzeyde arkadaşlarımız görüşüyor. Burada ortak hareket etmemiz, bölgenin istikrarı ve Libya’nın geleceği bakımından da önemlidir. Salgınla birlikte ABD-Türkiye ilişkilerine yeni bir boyut eklendi. Tıbbi yardımlar ABD’de olumlu yankılandı, gerçek müttefikliğin göstergesi oldu. Son zamanlarda özellikle de geçen seneye göre ilişkilerimizde bir yumuşama söz konusu. İdlib harekatımızdan sonra en güçlü desteği Amerika’dan gördük, Avrupalı müttefiklerimizden göremedik.”
DESTEK İÇİN GİTTİK
Çavuşoğlu, Türk heyetinin Libya ziyaretine ilişkin de şunları kaydetti: “Ziyaretimizin nedeni açık; Libya’ya olan desteğimizi bir kere daha güçlü bir şekilde vurgulamak için gittik. Enerjiyle ilgili Akdeniz’de yapacağımız iş birliğini konuştuk. Libya’da kalıcı bir ateşkes ve siyasi bir çözüm için görüştük. BM çatısı altında çalışmalarımızı değerlendirdik. Terhune’de toplu mezarlar çıktı. Bunu da UCM’ye götürmek için Libya’ya destek veriyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Volkan Bozkır, Genel Kurul Başkanlığı seçim sonuçlarının açıklanmasını birlikte izledi. Erdoğan, sonuçların açıklanmasının ardından BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu ile görüştü.
‘ÜLKEMİZE OLAN GÜVEN VE İNANÇLA SEÇİLDİM’
BM 75. Genel Kurul Başkanlığı’na seçilen ilk Türk olan eski AB Bakanı Volkan Bozkır, seçime tek aday olarak girdiklerini belirterek süreci anlattı: “30 ülkeli Batı Grubu’ndan tek aday olarak onaylanmayı sağladık. Genelde tek aday çıkmaz. Kolay bir kampanya olmadı.”
“Tek aday olarak girmemize rağmen genel kurul toplanamadığı için sessizlik süreci yoluna başvuruldu. 3 ülke sessizlik sürecini kırdı. Kırdıkları gibi de çok yoğun bir ‘Türkiye az oy alsın, çoğunluğun altına düşsün’ kampanyası yürüttüler. Biz bu kampanyaya karşı Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı’nın ortak kararıyla tepkisiz kaldık. Bu süreçte kendi kampanyamızı videokonferans yoluyla yürüttük.”
CEVAP VERİLMİŞ OLDU
“Başkanlığa seçilmem Türkiye’nin ortaya koyduğu politikaların tüm dünya devletleri tarafından da tescili anlamına geliyor. Türkiye tarihinde 178 oy hiç görülmedi. Bunlar ülkemize olan güven, bu işi iyi yapabileceğimize olan inançtan kaynaklandı. 178 oy, bir anlamda bizim sessizlik sürecimizi kıran 3 ülke ile sonradan açıklama yapan bazı ülkelere en güçlü cevaptır.