1
Geçen asrın savaş dolu yıllarında dünyaya gözlerini açan Cezayirli Doha, 1933'te başlayan hikayesini ve Fransa'nın Cezayirli savaş kurbanlarına tazminatla ilgili aldığı son karara ilişkin düşüncelerini AA muhabirine anlattı. Birçok Cezayirli gibi Fransa'ya giden ve orada 1955'te Cezayir Bağımsızlık Savaşı'na katılan Doha, Fransa'daki Cezayirlilerle bu uğurda çaba sarf ettiklerini belirtti.
Yaşadığı Saint Etienne kentinde faaliyetlerini sürdürdüklerini ancak 1958 yılında yakalanarak gözaltına alındığını ve işkenceye maruz kaldığını aktaran Doha, hakkında idam kararı çıktığını, daha sonra cezasının hapse döndüğünü ve 1958'den 1962 yılına kadar cezaevinde kaldığını söyledi.
Cezayirli Doha, "Serbest bırakıldığımda takvimler 1962 yılının Nisan ayını gösteriyordu. Bağımsızlığı kazandığımız haziran ayından bir ay önce." ifadelerini kullandı.
- Fransa'nın kararı "eksik"
Fransa'nın Cezayirli savaş kurbanlarına tazminat kararını değerlendiren Doha, bunu iyi bir girişim ancak eksik kalmış bir adım şeklinde nitelendirdi.
Doha sözlerini şöyle sürdürdü:
"Savaş kurbanlarına tazminat ödenmesi meselesine kayıplar, sahra çölünde gerçekleştirilen nükleer patlamalar, kafatasları ve Cezayir arşivlerinin geri alınması dosyalarının da eklenmesi gerekiyor."
Savaş kurbanlarının çok fazla olduğunu, kimisinin kayıp, kimisinin ise işkenceye maruz kaldığını hatırlatan Doha, bağımsızlık savaşının verildiği yıllarda, yakınlarının belgelerini sundukları dışında tam olarak ne kadar kayıp olduğunun bilinmediğini ve nereye götürüldüklerine dair bir bilginin bulunmadığını aktardı.
"Fransızlar, zaman kazanmaya ve daha az tazminat ödemeye çalışıyor" diyen Doha, "Kayıpların ve işkence görenlerin sayısı sonuç olarak çok fazla çıkacaktır. Dolayısıyla tazminat da büyük olacak. Bu nedenle oyalıyorlar. Ayrıca Fransa uluslararası savaş kanunları karşısında kendisini mecbur hissetti. Bu nedenle Cezayir Bağımsızlık Savaşı'nda yaralanan veya sakat kalanlara tazminatı onayladı." görüşünü dile getirdi.
- Kafatasları ve arşiv meselesi
Doha, ülkesinin, Fransa'nın elindeki Cezayir arşivi ve kafataslarının iade edilmesi ile Beşar vilayetine bağlı Reggane bölgesindeki nükleer denemelerin kurbanlarına tazminat ödenmesi talebinde ısrarcı olacağını vurguladı.
Fransız basınında, başkent Paris'teki İnsan Müzesinde (Musée de l'Homme) 18 bini aşkın Cezayirliye ait kafatasının bulunduğu bilgisi yer almıştı.
France 24 televizyon kanalı ise bu kafataslarından 500'ünün kimliğinin tespit edildiğini, bunlardan 36'sının 1830-1870 tarihleri arasında sömürge güçlerinin öldürdüğü Cezayir direnişinin komutanlarına ait olduğunu duyurmuştu. Kanal, kafataslarının siyasi nedenlerden ötürü Fransa'ya götürüldüğünden söz etmişti.
Fransa yönetimi, Reggane ile Tamanrasset vilayetlerine bağlı Ayn İkkir'de 13 nükleer deneme yaptığını kabul etse de Cezayirli uzmanlar ve yetkililer, bu sayının 57 olduğunu söylüyor.
Savaş döneminde 8 yaşında olan ve şiddete maruz kalan bir Cezayir vatandaşının başvurusunu değerlendiren Fransa Anayasa Mahkemesi, 8 Şubat'ta, 1954-1962 yılları arasında gerçekleşen Cezayir Bağımsızlık Savaşı'nda yaralanan veya sakat kalan Cezayirlilerin de tazminat haklarına sahip olması gerektiğine hükmetmişti.
Fransa'nın 132 yıl süren Cezayir işgali sırasında, işgale ve asimilasyona karşı çıkan Cezayirlilerle Fransız ordusu arasında kanlı çatışmalar meydana gelmişti. Bağımsızlık Savaşı 2. Dünya Savaşı döneminde hız kazanmış, tarihe "8 Mayıs 1945 Setif ve Guelma" katliamı olarak geçen olaylardan Cezayir’in bağımsızlığını kazandığı 1962’ye kadar şiddet olayları sistematik şekilde devam etmişti. Cezayir Bağımsızlık Savaşı'nda 1 milyon kişinin hayatını kaybettiği belirlenmişti.