Darbeci General Halife Hafter'in nisan ayında Libya'daki tüm aktörlerin katılımıyla düzenlenmesi beklenen Ulusal Diyalog Konferansı'na günler kala başkent Trablus'u ele geçirmek için saldırı başlatması ülkeyi 2019'da şiddet ve yıkım sarmalına sürükledi.
Muammer Kaddafi rejimine son veren 2011'deki devrimin ardından çalkantılı geçiş dönemini geride bırakmaya çalışan Libya, uzlaşı umutlarıyla girdiği 2019'u ölüm ve yıkımlarla geçirdi.
HAFTER'İN TEHLİKELİ GÜNEY HAMLESİ
Güneydeki Sabha kentinde Hafter güçlerinin kendilerine destek vermeyen aşiretlere karşı uyguladığı alıkoyma ve yargısız infaza varan insan hakları ihlalleri, yerel ve uluslararası basına da yansıyan birçok görüntüyle belgelendi.
Bu konuda özellikle Çad-Mali bölgesine kolları uzanan "Tebu" kabilesi öne çıktı. Hafter güçlerinin kendilerine karşı çıkan Tebu kabilesi mensuplarının evlerine baskın düzenlediği, erkekleri alıkoyduğu ve bazı kabile üyelerini ise yargısız infaz ettiği uluslararası insan hakları örgütlerince yayımlanan raporlarda geniş yer aldı.
Fransa'nın aynı dönemde Çad sınırına hava saldırıları düzenlemesi Hafter ile Paris arasındaki iş birliğini bir kez daha gözler önüne serdi.
HAFTER İLE SERRAC 2019 SONUNDA SEÇİME GİDİLMESİ KONUSUNDA ANLAŞTI
Ancak Hafter'in seçim dışında başka hesaplar peşinde olduğunun anlaşılması çok da uzun sürmedi.
HAFTER 4 NİSAN'DA TRABLUS'A SALDIRI BAŞLATTI
Ancak, söz konusu konferansa günler kala, darbeci General Hafter, Libya'daki tüm diplomatik temsilcilikler ile bağımsız devlet kurumlarının bulunduğu ve ülke nüfusunun üçte ikisine ev sahipliği yapması sebebiyle muhtemel bir seçimde kritik önem taşıyan başkent Trablus'u ele geçirmek için 4 Nisan'da saldırı başlattı.
Bunun üzerine BM tarafından tanınan Libya'nın yasal temsilcisi UMH'ye bağlı birlikler de Burkan el-Gadab adı altında karşı operasyon başlatıldığını duyurdu.
Hafter, Trablus'u 48 saat içinde ele geçireceği iddiasıyla başlattığı saldırıların ilk günlerinde başkent çevresindeki birçok noktada kontrolü sağlasa da UMH'nin hızlı refleksi ve güçlü direnişi sebebiyle Trablus rüyasını gerçekleştiremedi.
UMH GÜÇLERİ RÜZGARIN YÖNÜNÜ GİRYAN'DA DEĞİŞTİRDİ
Hafter güçlerinin kaçarken geride bıraktıkları gelişmiş yüksek teknoloji silahlar, BM'nin silah ambargosuna rağmen başta Fransa olmak üzere darbeci generale askeri destek sağlayan ülkeleri zor durumda bıraktı.
Giryan'daki hezimetin ardından başta BAE ve Mısır olmak üzere Hafter'e destek veren ülkeler, silahlı insansız hava araçları (SİHA), silah ve paralı asker göndermek suretiyle söz konusu milislere desteğini daha da artırdı.
HAFTER TRABLUS RÜYASINI 8 AYDA GERÇEKLEŞTİREMEDİ
Hafter, 48 saatte ele geçireceğini ileri sürdüğü Trablus'a bir türlü giremedi ve müttefiklerine vadettiği "hızlı ve kesin" zaferi aradan geçen 8 aya rağmen sağlayamadı.
Ancak Hafter, saflarındaki Rus paralı askerleri, Cancavid milisleri, Çadlı silahlı isyancılar ve BAE SİHA'larıyla Libya'ya 2019'da sadece şiddet ve yıkım getirdi.
BM'nin açıkladığı rakamlara göre, Trablus saldırılarının başladığı 4 Nisan'dan bu yana Hafter'in SİHA'ları 800'den fazla yeri bombaladı.
Libya'da 2019'da şu ana kadar 200'den fazlası sivil olmak üzere 1500'e yakın insan hayatını kaybetti, yaklaşık 300 bin Libyalı ise ülke içinde yer değiştirmek zorunda kaldı.
Uluslararası toplumdan tepki, kınama ya da bu eylemlerin savaş suçu sayılabileceği yönünde beyanlar gelmesine rağmen, saldırıların sorumlusu Hafter'e henüz hiçbir yaptırım uygulanmadı.
Yaptıklarının cezasız kalmasından cesaret alan Hafter, sivillerin de hedef alındığı saldırılarını son dönemde daha da artırdı.
Bunları en dikkat çekeni geçen ekim ayında yaşandı. Hafter'e bağlı savaş uçaklarının 14 Ekim'de başkentteki Furnac Mahallesi'nde gerçekleştirdiği hava saldırısında aynı aileden 3 kız kardeş yıkılan evlerinin altında can verirken, anne ve bir diğer kardeş ise ağır yaralandı. Bu saldırı üzerine, uluslararası toplumdan sert kınamalar gelse de herhangi bir yaptırım kararı çıkmadı.
2019'un sonuna yaklaşırken Hafter, 12 Aralık'ta Trablus'a yönelik "Belirleyici Savaş" adı altında yeni bir saldırı başlattı. Hafter saflarındaki, Wagner Grubu'na mensup Rus paralı askerler ve Sudanlı savaşçıların sayısının giderek arttığına ilişkin çok sayıda haber kamuoyuna yansıdı.
TÜRK ASKERİ LİBYA'YA GİDEBİLİR
Türkiye ile Libya arasında 27 Kasım'da "Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası" imzalandı.
Söz konusu anlaşma iki ülke arasında güvenlik ve askeri iş birliğini çok yönlü biçimde güçlendirirken, Türkiye'nin Hafter saldırıları karşısında Libya'nın meşru temsilcisi UMH'ye yardım edebilmesi için yasal zemin sağladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Libya'ya asker gönderme tezkeresine ilişkin, "güvenlik ve askeri iş birliği muhtırasına dayalı olarak asker gönderme tezkeresinin Meclis'e sunulacağını" söyledi.
(AA)