Filistin'in İsrail ile yapılan anlaşmaları askıya alması doğru bir adım olarak değerlendirildi

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, İsrail ile yapılan tüm anlaşmaların askıya alınmasını doğru yönde atılmış bir adım şeklinde değerlendirdi.

Gazze'deki Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC), İsrail ile yapılan tüm anlaşmaların askıya alınmasını doğru yönde atılmış bir adım olarak niteledi. FHKC'den yapılan yazılı açıklamada, "Filistin yönetiminin, İsrail ile yapılan tüm anlaşmaları askıya alması doğru yönde atılmış bir adım." ifadeleri kullanıldı. Alınan kararın derhal hayata geçirilmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, Filistin'deki bölünmüşlüğü sona erdirecek iç meseleleri kapsamlı bir şekilde çözmesi için FKÖ'nün etkinleştirme ve geliştirme komitesine acil çağrıda bulunulmasının zorunlu olduğu belirtildi.

Açıklamada ayrıca Filistin yönetimine, 1993'te FKÖ ve İsrail arasında imzalanan Oslo Anlaşması'ndan tamamen çekilmesi çağrısında bulunuldu. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, dün akşam İsrail ile yapılan tüm anlaşmaların askıya alındığını açıklamıştı. FKÖ’ye bağlı Filistin Merkez Konseyi, Ekim 2018’deki 30. dönem toplantısında da Filistin devletini tanıyıncaya kadar "İsrail’i tanıma" kararını askıya almıştı.

NE OLMUŞTU?

İsrail Yüksek Mahkemesi, geçen ay Sur Bahir'deki bazı binaların Ayrım Duvarı'nın devamını oluşturan tel bariyerlere yakınlığı nedeniyle "güvenlik tehlikesi oluşturduğunu" iddia ederek yıkımına karar vermiş ve mülk sahiplerine 18 Haziran'a kadar binalarını yıkmaları için süre tanımıştı.

Bunun üzerine Filistinliler, bazıları inşa halinde olan yaklaşık 100 daireden oluşan 10 binanın yıkımının durdurulması için Yüksek Mahkemeye başvurmuş ancak mahkeme bu başvuruyu reddetmişti. İsrail güçleri, pazartesi günü işgal altındaki Doğu Kudüs'te Ayrım (Utanç) Duvarı'nın devamı olan tel bariyerlere yakınlığı gerekçesiyle Filistinlilere ait bazı evleri yıkmaya başlamıştı. Uzmanlar, İsrail mahkemesinin bu kararının, Filistin'in diğer bölgelerinde de birçok evin yıkılmasına neden olabileceği uyarısında bulunuyor.

Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde Batı Şeria, A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı. Yüzde 18'i kapsayan "A bölgesi"nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin'e, yüzde 21'lik "B bölgesi"nin idari yönetimi Filistin'e, "güvenliği" İsrail'e devredilmiş; yüzde 61'ini oluşturan "C bölgesi"nin ise "idari yönetimi ve güvenliği" İsrail'e bırakılmıştı.

(AA)