Eski başkanını suçladı: Türkiye ile ilişkilerin bozulmasına öncülük ettin

İsrail Bölgesel Dış Politikalar Enstitüsü (MITVIM) Başkanı Nimrod Goren, eski İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu suçlayarak Türkiye ile ilişkilerin bozulmasına öncülük ettiğini söyledi.

Star Gazetesi

Türkiye ve İsrail ilişkileri son dönemde büyük bir ivme kazanırken ikili işbirliği bölge ülkeleri de derinden etkileyecek gibi görünüyor. İsrail Bölgesel Dış Politikalar Enstitüsü (MITVIM) Başkanı Nimrod Goren'in yayınladığı makale yazısında bunu gözlemlemek mümkün.

Türkiye-İsrail arasında yeni bir sayfa açıldığını ve iki ülke ilişkilerinin umut verici olduğunu yazan Goren, Türkiye ile İsrail arasındaki yakınlaşmanın en önemli faktörünün İsrail'de yaşanan hükümet değişikliği olduğunu söyledi.

2021'de İsrail'de yeni bir hükümetin kurulmasının oyunun kurallarını değiştirmesi için bir fırsat sağladığını belirten Goren, "Yeni hükümetin kurulmasına paralel olarak 2021'de Isaac Herzog'un İsrail cumhurbaşkanı seçilmesi büyük bir dönüm noktası oldu. Türkiye'ye yönelik olumlu yaklaşımı, diplomatik becerileri, bölgesel işbirliğine verdiği destek ve yapıcı söylemi kilit faktörlerdi" dedi.

ESKİ BAŞBAKANINI SUÇLADI!

İsrailli uzman, başbakanlık döneminde Dışişleri Bakanlığı'nı kasten zayıflatmakla suçladığı Netanyahu'nun Türkiye ile ilişkilerinin bozulmasına öncülük ettiğini söyledi.

Türkiye ve İsrail arasındaki uzlaşma sürecinin yavaş, kademeli ve dikkatli bir şekilde ilerlediğini vurgulayan Goren, "Küçük kazanımların birikmesiyle süreç ivme kazandı. İşbirliği yeniden canlandı, güvenlik sorunlarının üstesinden gelindi, farklılıklar kontrol altına alındı ve olumlu gelişmeler rutin hale getirildi. İsrail ve Türkiye, farklılıklarının ilişkilerini dikte etmesine izin vermemeye ve olumlu bir ikili ve bölgesel vizyona dayalı işbirliği aramaya karar verdi. Olumlu bir gündem oluşturularak daha yapıcı bir söylem alışkanlık haline geldi, yeni anlatılar ortaya atıldı. Süreç, uzlaşmadan önceki somut ekonomik adımların ve faydaların yanı sıra potansiyel siyasi, güvenlik, ekonomik ve sivil işbirliği alanlarının varlığının altını çizdi. Bu, ortaya çıktıkça sürece verilen desteğin artmasına yardımcı oldu ve 2022 yazında bağları fiili olarak yükseltme kararına varıldığında bunun doğal görünmesini sağladı. Aynı zamanda diyalog ve güvenin yeniden tesis edilmesine yol açtı. Yetkililer ve liderler arasındaki iletişim kanalları genişletildi. İsrail kamuoyu, ilişkilerin iyileşmesini desteklediğini ve Türkiye'de sürece ilişkin genel görüşün de olumlu olduğunu ifade etti" dedi.

İki ülkenin tüm zorluklara rağmen arabulucu olmadan uzlaştığına dikkat çeken İsrailli uzman, "Her iki ülke de bunu yaparken, kilit politika konularındaki farklılıklarının gayet iyi farkında. Ayrıca gelecekteki engellerin üstesinden gelmeye yardımcı olacak bir mekanizma oluşturmaya çalışıyorlar" ifadelerini kullandı.

Türkiye ve İsrail'in geliştirdiği olumlu sürecin, Akdeniz'deki diğer ülkelere örnek olacak anlamlı bir diplomatik başarı öyküsü olduğunu kaydeden Goren, "iki ülke Birleşik Arap Emirlikleri ile üçlü işbirliği arayabilir. Akdeniz'deki diğer ülkelerle birlikte yeni bir kapsayıcı bölgesel mekanizma da geliştirebilirler. İsrail, Mısır ve Türkiye arasındaki uzlaşmayı destekleyebilirken, Türkiye İsrail-Filistin barışını ilerletmenin yollarını arayabilir. Bütün bunlar, Akdeniz'i daha fazla işbirliği ve daha az çatışmanın yaşandığı bir bölgeye dönüştürmek amacıyla yapılmalıdır." dedi.