Dünyanın gözünden: Filistinli gazeteci Şirin Ebu Akile'ye suikast mı yapıldı?

İsrail askerleri tarafından açılan ateş sonucu Al Jazeera muhabiri Şirin Ebu Akile hayatını kaybetmişti. Gazetecinin cenazesine İsrail polisinin saldırarak müdahale etmesi de birçok kişinin tepkisine neden oldu.

AA

Şirin Ebu Akile'nin İsrail askerleri tarafından öldürülmesinin yankıları hala sürüyor. Konuyla ilgili Tel Aviv hariç tüm dünya ''Konunun detaylı bir şekilde soruşturularak gereğinin yapılmasını gerektiğini ve cenazeye karşı İsrail polisinin saldırısını şiddetle kınadığını'' ifade ediyor.

İsrail ordusu bu söylemlere karşılık Ebu Akile'nin ölümüne neden olan kurşunun kaynağını tespit etmenin "imkansız" olduğunu savundu.

Ordu Sözcüsü Ran Kochav, Twitter'dan yaptığı açıklamada olayla ilgili ara soruşturma raporunun Genelkurmay Başkanı General Aviv Kohavi'ye sunulduğunu belirtti. Söz konusu raporda "Şirin Ebu Akile'nin ölümüne neden olan silahlı saldırının kaynağını belirlemenin mümkün olmadığı sonucuna varıldığı" ifade edildi.

Raporda soruşturmanın sürdüğüne işaret edilirken, Ebu Akile'nin ölümüne neden olan kurşunun "İsrail ordusunu hedef alan silahlı Filistinlerinin silahından çıktığı" ya da İsrail askerlerinin silahından ateşlendiği şeklinde iki ihtimalin bulunduğu ileri sürüldü.

Buna karşılık diğer taraftan olay yerinde silahlı hiç kimsenin sahada bulunmadığını söyleyen ifadeler bulunuyor.

Gazze merkezli Filistin İnsan Hakları Merkezi Müdürü Raci es-Savrani, Ebu Akile'nin Filistin medya sembollerinden biri olarak yüksek performansıyla Arap ülkelerinde ve uluslararası alanda ses getiren çalışmalarından dolayı İsrail güçlerince öldürüldüğünü savundu.

Aynı zamanda Uluslararası Ceza Mahkemesindeki Filistin heyetine başkanlık eden Savrani "Şirin Ebu Akile, işgalcilerin duyurduğu hikayelerin gerçeğini aktarıyordu" dedi.

Cenevre merkezli Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Örgütü (Euro-Med) Başkanı Rami Abdu ise " Al Jazeera televizyonu başta olmak üzere basın hedeftedir. Nitekim Al Jazeera'nın olayları sıra dışı yöntemiyle aktarması İsrail'i rahatsız ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

Bu yorumlardan yola çıkılarak ve genel duruma bakıldığında İsrail ordusunun gerçekleri dünyaya duyurmamak için ve bir güç gösterisi yaparak diğer gazetecilere bir tehdit olarak böyle bir suikastın düzenlenmesi muhtemel hedefler arasında olabileceği söyleniyor.

İsveç'te faaliyet gösteren Skyline İnsan Hakları Örgütü Müdürü Muhammed İmad "İsrail, Filistin'in gerçekleri uluslararası topluma ulaştırmasını engelliyor. İsrail, gazetecileri koruyan uluslararası hukuku bildiği halde bu cinayeti işledi" diyerek bu durumun kasıtlı olduğunu ifade etti.

BM insan hakları uzmanlarından yapılan ortak yazılı açıklamada, "Gazeteci olarak sadece görevini yapmakta olan Ebu Akile'nin öldürülmesi savaş suçu teşkil edebilir." diyerek bu durumun basın ve ifade özgürlüğüne saldırı olduğunu belirtti. Buna ek olarak acilen tarafsız ve şeffaf bir soruşturma talebinde bulundu.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in ofisinden yapılan açıklamada, "AB, İsrail polisinin cenaze törenine katılanlara orantısız güç kullanması ve saygısızca davranmasını kınamaktadır. Taciz ve aşağılama olmadan barış içinde veda edilmesine ve yas tutulmasına izin verilmesi asgari insani saygıdır." ifadesine yer verildi.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken de "İsrail polisinin Ebu Akile'nin cenaze törenine izinsiz girdiği görüntüleri görmekten derin rahatsızlık duyduk. Her bir aile sevdiklerini onurlu ve engelsiz şekilde gömebilmeyi hak ediyor. İsrailli ve Filistinli muhataplarımızla yakın temas halinde olmaya devam ediyoruz ve tarafları tansiyonu daha fazla artıracak eylemlerden kaçınmaya çağırıyoruz." ifadelerini kullandı.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Twitter'dan yaptığı açıklamada, "Şirin Ebu Akile Hanım'ın cenaze töreninin onurlu ve barışçıl bir şekilde gerçekleşmesini engelleyen kabul edilemez şiddet karşısında derinden şoke oldum ve hayrete düştüm." ifadesini kullanarak konuya dair şeffaf bir soruşturma yürütülmesi gerektiğini tekrarladı.