Dünyada uyuşturucu trafiği rotaları çeşitleniyor

Uyuşturucu trafiği ağı dünya genelinde genişliyor. Kokain trafiği doğuya doğru genişleme eğilimindeyken, esrar trafiğinde en yaygın rota olarak Balkanlar dikkati çekiyor.

Dünya genelinde uyuşturucu kaçakçılığı güzergahları genişliyor. Uyuşturucunun en yoğun üretildiği bölgeler ve kaçakçılık güzergahlarını derledi. 

BM Uluslararası Uyuşturucu ve Suç Ofisi, (UNODC) geçen yıl açıkladığı raporda, 2011-2015 döneminde kokain ticaretinin özellikle doğuya doğru genişlediğine yer verdi.

 
Kokainin, Güney Amerika ülkelerinde üretildiği ve buralardan Meksika üzerinden Kuzey Amerika’ya, Batı Afrika üzerinden doğuya doğru yayılmakta olduğu belirtildi.
 
UNODC raporunda, afyon ve esrar trafiğinin diğer bir en yaygın güzergahın ise Balkan Rotası olduğu ifade ediliyor.
 
Raporda, Afganistan’da üretilen uyuşturucu maddenin, İran, Türkiye, Bulgaristan üzerinden Avrupa’ya gittiği, diğer taraftan da Orta Asya ülkelerine ya da Pakistan ve Hindistan’a kadar uzandığı kaydedildi. Raporda 2011-2015 döneminde, Afganistan’da üretilen uyuşturucu maddenin Avrupa’ya ulaşmasında Kafkasların yeni bir rota olarak öne çıktığı kaydedildi. 
 
Raporda, eroin üretiminde, Güneydoğu Asya’da Myanmar ve Laos’un öne çıktığı aktarıldı.
 
Eroinin dünya genelinde en çok üretildiği ve yayıldığı yerler ise Meksika ve Kolombiya. Buralarda üretilen eroinin Amerika kıtasının kuzey ve güneyine yayılmakta olduğu kaydedildi. 

Avrupa ekstazi üretiminde ilk sırada

AB Komisyonu Göç ve İçişleri Komiserliğinin verilerine göre, uyuşturucu kaçakçılığı; esrar, kokain, ekstazi, amfetaminler ve eroin olmak üzere 5 ana madde üzerinden inceleniyor.
 
Ekstazi ve amfetamin üretiminde AB ülkeleri başı çekiyor. AB Komisyonu’nun raporuna göre, ekstazide Hollanda ve Belçika ana üreticiler olarak dikkati çekerken, Polonya, Estonya ve Litvanya bu iki ülkeyi izliyor. Amfetaminde ise Çekya, Slovakya, Hollanda, Belçika ilk sırada geliyor.
 
Esrarın 176 ülkede üretildiği bilgisi verilirken, bunun yüzde 54’ünün Amerika kıtasında, yüzde 26’sının Afrika’da, yüzde 15’in Asya, yüzde 4’ün Avrupa ve yüzde 1’in de Okyanusya’da üretildiği belirtildi.
 
Kokainin ise en çok Andean bölgesi olarak bilinen Peru, Bolivya ve Kolombiya’yı kapsayan Güney Amerika ülkelerinde üretildiği ifade edildi.
 
Söz konusu maddenin, dünya geneline yayılmasında Batı Afrika’nın önemli bir depolama merkezi ve transit geçiş noktası olduğu kaydedildi.
 
Kokainin en çok üretildiği Latin Amerika ülkelerinin son yıllarda hem transit hem de tüketici ülke konumuna geldikleri belirtildi.

Avrupa’da uyuşturucu kullanımı

AB Komisyonu verilerine göre, 83,9 milyon Avrupalı hayatında bir kere esrarı denerken, 17 milyon Avrupalı kokain, 12,1 milyon Avrupalı ise amfetamin kullandı.
 
Verilerde eski kıtada, 2014 yılında madde bağımlısı 6 bin 800 kişinin aşırı dozdan yaşamını yitirdiği kaydedildi.
 
Komisyon verilerinde, Avrupa afyon (uyuşturucuda kullanılan) piyasası değerinin yaklaşık 12 milyar avro olarak tahmin edildiği bilgisi de paylaşıldı.
 
AB içinde en popüler uyuşturucu maddenin yıllık 2 bin tonluk tüketimle esrarda olduğu belirtildi.
 
Uyuşturucu yasa dışı örgütlerinin mali kaynağı

Öte yandan uyuşturucu ticareti, yasa dışı silahlı örgütlere mali kaynak sağlamada önemli araçlardan biri.
 
UNODC raporunda, Taliban’ın Afganistan’daki yasa dışı uyuşturucu ticaretine katılımı olduğu belgelenirken, Kolombiya’da 2016’daki barış anlaşmasından önce Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri'nin (FARC) yasa dışı koka ve kokain ticaretinde yer aldığına dair kanıtlar olduğu ifade edildi.
 
ABD Uyuşturucu ile Mücadele Dairesinin (DEA) raporlarında da terör örgütü PKK’nın uyuşturucudan gelir elde etme yöntemini kullandığı belirtildi. Örgütün, eroin üretimi, uyuşturucu tacirlerinden topraklardan geçerken haraç alma ve Avrupa’da eroin piyasasının önemli bir bölümünü kontrol etme faaliyetlerinde bulunduğu kaydedildi.
 
Türkiye’nin uyuşturucuyla mücadelesi

80’e yakın ülke ile uyuşturucuyla mücadele alanında iş birliğine dair hükümler de içeren 100’ün üzerinde belgeye imza koyan Türkiye, 1961 tarihli Tek Sözleşmesi, 1971 tarihli Psikotrop Maddeler Sözleşmesi, 1988 BM Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerin Kaçakçılığı ile Mücadele Sözleşmesi ve 1961 Tek Sözleşmeyi tadil eden 1972 Protokolü olmak üzere ilgili bütün anlaşmalara taraf ülke konumunda.
 
BM Uluslararası Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) ile yakın iş birliği yürütmekte olan Türkiye, bu kuruma yıllık 800 bin dolarlık gönüllü katkısıyla en çok katkı sağlayan ülkeler arasında yer alıyor.
 
Türkiye, aynı zamanda merkezi Lizbon’da bulunan Avrupa Birliği Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezine (EMCDDA) katılım anlaşmasını 2007 yılında imzaladıktan sonra 2013’te iç hukuk onay sürecine müteakip, bir AB Kurumu olan EMCDDA’nın çalışmalarına tam olarak katılabilme olanağını elde etti.
 
Türkiye halihazırda uyuşturucuyla mücadelede genel tutumunu yansıtan “Uyuşturucu ile Mücadele Ulusal Strateji Belgesi” ve “Uyuşturucu ile Mücadele Ulusal Eylem Planı” yürütmekte.
 
Emniyet Genel Müdürlüğünce geçen yıl yayınlanan uyuşturucuyla mücadele raporuna göre 2007’den 2017’ye kadar olan dönemde 2 bin 148 kişi uyuşturucu nedeniyle yaşamını yitirirken, 2014-2016 arasında 680 bin 575 kişi uyuşturucu tedavisi gördü.

(AA)