'Dünya, Türkiye'nin söylediği noktaya geldi'

Soçi zirvesinde muhalif kanadı temsil eden isimlerden Suriyeli hukukçu Ekrem Dede, İstanbul’da yapılan 4’lü zirveden çıkan yeni anayasa kararı için hazırlıklarını yaptıklarını söyledi. Türkiye’nin güvenli bölge tezini uluslararası toplumun 8 yıl sonra fark ettiğini hatırlatan Dede, “Suriyelilerin bir umudu varsa o da Türkiye’dir. Türkiye varsa barışa yakınızdır” diye konuştu.

1

Suriye’de siyasi çözüm için önemli bir mutabakatın sağlandığı İstanbul zirvesinin yankıları sürüyor. Bir süre önce düzenlenen Soçi Kongresi’ne muhalif kanadı temsilen katılan Suriyeli hukukçu Ekrem Dede, anayasa komisyonu için rejim ve muhalefetten oluşan 100 kişilik listenin hazır olduğunu, sivil toplumu içeren 50 kişilik liste üzerinde çalışıldığını hatırlattı. Suriye halkının, rejime güvenmediğini ve bütün çalışmaların Birleşmiş Milletler (BM) şemsiyesi altında yapılması gerektiğine vurgu yapan Dede, anayasa yazıldığı takdirde, BM gözetiminde seçimlerin de yapılacağını ifade etti.

O NOKTAYA 8 YIL SONRA GELDİLER

Uluslararası toplumun Suriyeli mültecileri geri göndermek için alt yapıyı hazırlaması gerektiğini belirten Dede, “Türkiye, savaşın başladığı günden beri güvenli bölgelerin kurulmasını söylüyordu. Dünya ve uluslararası toplum, 8 yıl sonra Türkiye’nin söylediği ve savunduğu noktaya geldi. İstanbul zirvesinin sonuçlarını iyi görüyoruz” şeklinde konuştu. Suriye’de rejim probleminin bulunduğunu belirten Dede, “Halkın anayasasının olmasını istiyoruz. Cumhurbaşkanı yetkileri kısıtlanmalıdır. Parlamenter sistemli bir anayasa olmalıdır. Suriye’de rejim diktatörlüğü problemi var” dedi.

UMUDUMUZ TÜRKİYE

Anayasa toplantılarını Beşşar Esed rejiminin sabote edeceğini ifade eden Dede, “Böylece de vakit kazanarak muhalefetin bitmesini bekleyecek. Uluslararası kuruluşlar ve Türkiye’nin anayasa konusunda baskısı devam ederse sonuç çıkabilir. O zaman 2019’un baharında anayasa çalışması bitebilir ve referandum yapılabilir. Suriyelilerin bir umudu varsa o da Türkiye’dir. Türkiye varsa barışa yakınızdır. Sadece bizi Türkiye vatanımıza güvenli gönderebilir” diye konuştu.

ABD’ye Münbiç mesajı verildi

Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, Türkiye’nin, tarihi zirvede iki farklı formattaki grubu bir araya getirerek liderlik vasfı gösterdiğini söyledi. Caşın, Türkiye’nin Rusya ile varılan mutabakata, Fransa ve Almanya gibi iki önemli ülkeyi katarak büyük bir diplomatik başarıya imza attığını vurgulayarak, ‘’Bu, tarihte konuşulacak bir başarıdır. İki farklı grubun mutabakatı siyasi olarak çok önemlidir. Zirvede alınan en önemli siyasi karar, Suriye’de anayasal sürecin başlatılması kararıdır. Zirvede, dört tarafın da normalleşme sürecinde askeri güç yerine siyasal geçiş konusunda mutabakat sağlaması da son derece önemlidir” diye konuştu. Türkiye’nin, zirvede Fırat’ın doğusuna da dikkat çektiğini hatırlatan Caşın, şöyle devam etti:

“Burada mesaj doğrudan ABD’ye verildi. Başkan Erdoğan’ın Fırat’ın doğusu ile ilgili yaptığı operasyon açıklaması Türkiye’nin son sözüydü. Türkiye, ABD’ye, ‘Afrin’e nasıl girdiysek Münbiç’e öyle de gireriz’ mesajı verdi.”

Politika değiştirmek zorunda

Ufuk Üniversitesi Siyaset Bilimi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sencer İmer, İstanbul’da yapılan tarihi ‘Dörtlü Zirve’de beklenen sonucun elde edildiğini ve Rusya ile Türkiye arasında imzalanan İdlib mutabakatının devamının sağlandığını söyledi. “Zirvede Fransa ve Almanya’dan herhangi bir itirazın olmaması Türkiye’nin, Fırat’ın doğusu ile ilgili politikalarının liderler tarafından kabul edildiği anlamı taşıyor” diyen İmer, “Dolayısıyla ABD’nin bölgede bir politika değişikliğine gitme zarureti de doğmuş olacak. Bu oldukça önemli bir gelişme’’ diye konuştu. Zirvede, Suriye’de yeni bir anayasa komisyonunun kurulması konusunda ortak bir karar çıkmasının önemine vurgu yapan İmer, ‘’Suriye’de barışın temini, yeni bir anayasanın düzenlenmesi ile mümkün olur” dedi.

(Yeni Şafak)