Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında terör örgütü DAEŞ'ten kurtarılan Cerablus'taki Ermeni aile, eski günlerine dönmenin mutluluğunu yaşıyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Müşterek Özel Görev Kuvveti ve Koalisyon Hava Kuvvetlerince Suriye'nin kuzeyinde terör tehditlerine karşı başlatılan Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında Özgür Suriye Ordusu tarafından (ÖSO) DAEŞ'ten temizlenen Cerablus'ta hayat normale döndü.
DAEŞ kontrolündeyken 3 bine gerileyen nüfusu artık 25 bini aşan ilçede halk, evlerdeki mahkumiyet günlerinin bitmesiyle sosyal hayattaki yerini almaya başladı.
Terör örgütü DAEŞ'ten en çok etkilenenlerin başında gelen Ermeni Artin Aduryan (79) ve amcasının kızı Siron Çilingiryan (64) da Cerablus'un özgürlüğüne kavuşması sayesinde rahat bir nefes aldı.
Yurtlarından kovulmamak ve işkence görmemek için DAEŞ'in isteklerini yerine getiren terzi Aduryan ve doktor Çilingiryan dinlerini değiştirip formaliteden nikah kıydı. İsimlerini de Yakup ve Fatma olarak değiştiren aile bu şekilde yaşamak zorunda kaldı.
Aylarca evlerinden çıkmaya korkan aile, Fırat Kalkanı Harekatı'ndan sonra yeniden eski düzenlerine dönerek, mesleklerini yapabilmenin huzurunu yaşıyor. Aduryan ve Çilingiryan, kendilerine bu imkanı sunan Türkiye Cumhuriyeti ve ÖSO'ya da teşekkür ediyor.
"Burası benim vatanım"
Artin Aduryan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Cerablus'ta doğup büyüdüğünü ve burayı çok sevdiğini söyledi. Aduryan, şöyle konuştu:
"Burası benim vatanım. Burada büyüdüm, evlendim, nasıl gideyim. Diğer tüm akrabalarım Almanya'da. Sadece biz buradayız. DAEŞ gelince bana 'Buradan gideceksin' dediler. Tanıdıkları araya koyarak onların istediklerini yapıp burada kaldık. Zor da olsa dayandık. Şimdi hürriyetimize kavuştuk. Yeniden eski mutlu günlerimize döndük diyebiliriz. Emeği geçenlere teşekkür ederiz. ÖSO üyeleri gelip halimi soruyor, bazen harçlık veriyor. Balık sudan çıkarsa yaşayamaz ben de Cerablus'tan çıkarsam ölürüm."
"Çok sıkıntı çektik"
Siron Çilingiryan da yıllar önce evlenerek Lübnan'a gittiğini, eşini kaybedince de Cerablus'a döndüğünü söyledi.
Kimsesi olmadığı için kuzeni Aduryan'ın yanına yerleştiğini gözyaşları içinde anlatan Çilingiryan, şunları kaydetti:
"DAEŞ gelince 'Bu şekilde yaşayamazsınız' deyip beni komşuların yanına aldılar ve daha sonra onlardan biri benimle evlenmek istedi. Ben bunu kabul etmedim. Kuzenimle konuşup bu işin çözülmesi için evlenmemiz gerektiğini aktardım ve bunun üzerine bir nikah kıydık. 'Dininizden vazgeçeceksiniz' dediler, kabul ettik. İsimlerimizi değiştirdik. Nikah kıyılırken görüntü çekmek istediler kabul etmedim. Ama gizlice çekip internette yayınlamışlar. Kızım, yakınlarım bunu görünce adeta yıkıldım. Nasıl anlatabilirim ki yaşadıklarımı. Çok sıkıntı çektik. Bunlar gittikten sonra çok şükür Allah'a nefes aldık. İstediğimiz gibi kalkıp oturuyoruz, dışarı çıkıyorum, çarşıya gidebiliyorum, çarşaf giymek zorunda değilim. Çok mutluyuz, duamızı yapıyoruz. En önemlisi özgürüz. Türkiye'yi çok seviyorum, bizi bu kötülerin elinden kurtaran Recep Tayyip Erdoğan'a çok teşekkür ediyorum. Yukarıda Allah, aşağıda Erdoğan var. Ona ne kadar teşekkür etsek azdır." (AA)