Bakanlık Sözcüsü Hua Çunying başkent Pekin'de düzenlediği olağan basın toplantısında, Hong Kong'da suçluların Çin'e iadesini kolaylaştıran yasa tasarına karşı yapılan gösterilere yönelik ABD'nin toplanma ve ifade özgürlüğü çağrısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Mevcut gelişmelerin ifade ve toplanma özgürlüğüyle ilgisi olmadığını, radikal yasa dışı şiddet eylemleri sorunu olduğunu belirten Hua, bu eylemlerin doğrudan Hong Kong hukuk sistemini ihlal ettiğini ve Tek Ülke-İki Sistem'in temel sınırlarına da ciddi şekilde meydan okuduğunu söyledi.
Pekin hükümetinin, Hong Kong yerel hükümetinin idaresini, polisin yasa dışı şiddet eylemlerini cezalandırmasını ve Hong Kong'un toplumsal istikrarını korumasını desteklediğini vurgulayan Hua, "Çin, kesinlikle herhangi bir yabancı gücün Hong Kong'a müdahale etmesine müsamaha göstermeyecek, herhangi bir yabancı gücün Hong Kong’u karıştırmasına izin vermeyecek." şeklinde konuştu.
Hua ayrıca "ABD'ye bir an önce Hong Kong'a uzanan kara elini çekmesini tavsiye ediyoruz." dedi. ABD Dışişleri Bakanlığından dün yapılan açıklamada, Hong Kong'da tüm taraflara itidal ve şiddette başvurmama çağrısı yapılmış, şiddet haberlerinin "rahatsız edici" olduğuna işaret edilmişti.
ÇİN'E İADE TASARISI
Hong Kong'da hüküm giyen veya haklarında suç isnadı olan kişilerin Çin'e, Makao Özel İdare Bölgesi'ne ve Tayvan'a iadesini kolaylaştıran yasa tasarısı, 3 Nisan'da parlamentoya sunulmuştu. Tasarı, politik suçları kapsam dışında tutuyor ancak 7,4 milyon nüfuslu Hong Kong'da halkın büyük bölümü, insanların Çin'in yargı sistemi altında keyfi gözaltılar, adil olmayan yargı süreçleri ve hatta işkenceye maruz kalacağı kaygısını paylaşıyor. Muhalifler yasanın çıkması halinde bunun Çin'in Hong Kong'daki siyasi muhalifleri hedef almasıyla sonuçlanacağından endişe ediyor.
HONG KONG'UN STATÜSÜ
Hong Kong, 1898'de imzalanan "kira sözleşmesiyle" uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997'de Çin'e devredilmişti. İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong'a, 2047'ye kadar Çin'e sadece dış politika ve savunma gibi alanlarda bağlı kalarak "tek ülke, iki sistem" politikasıyla idari bağımsızlığını ve yapısını koruma hakkı tanınmıştı.