AA
Pekin yönetimi, geçen ayın başında tedbirlerin kaldırılmasının ardından vaka sayılarını açıklamayı bırakırken ülkedeki çok sayıda büyükşehir ve eyalette sağlık yetkilileri nüfusun büyük bölümünün halihazırda enfekte olduğunu bildiriyor.
İnternete sızan bir hükümet belgesi, 1-20 Aralık tarihlerinde başkent Pekin ile Guangcou ve Şanghay gibi büyükşehirlerdeki yayılmanın 248 milyon yeni enfeksiyona yol açtığına işaret ederken, ülkenin en büyük şehri olan 25 milyonluk Şanghay'da sağlık yetkilileri, virüsün aralık sonu itibarıyla nüfusun yüzde 70'ine bulaştığını ifade etmişti.
Öte yandan, yeni yılda ilk haftalarda kırsal nüfusun da yoğun olduğu bazı eyaletlerden gelen açıklamalar, kırsal bölgelerdeki yayılmanın beklenenden hızlı olduğuna ortaya koyuyor. 100 milyon nüfuslu Hınan eyaletinde nüfusun yüzde 89'una virüs bulaştığı, 80 milyon nüfuslu Siçuan eyaletinde de bulaşma oranının yüzde 80'i aştığı tahmin ediliyor.
Sağlık uzmanları kitlesel yayılmanın böyle devam etmesi halinde kış aylarında ülkedeki 1,4 milyar nüfusun yüzde 70'ini oluşturan en az 1 milyar kişinin enfekte olacağını öngörürken, önleme ve kontrol tedbirlerinin geri dönülmez hale geldiği salgın tablosunda, bu aşamada acil bakım ve tedavi hizmetleri ile hastalıkla mücadeleye odaklanılması, aşılamayla bağışıklık düzeyinin artırılması gerektiği görüşünü ifade etti.
TEDBİRLERDEKİ ANİ YÖN DEĞİŞİKLİĞİ, YAYILMAYI HIZLANDIRDI
Hong Kong Üniversitesi Halk Sağlığı Fakültesi Epidemoloji Bölümü Başkanı Ben Cowling, bilim dergisi Nature'da yayımlanan makalesinde, ülkelerin salgın hastalıklarla mücadelede izlediği tipik bir planda, ilk aşamada önleme ve tecrite yönelik tedbirleri genelde salgın dalgalarının etkisini azaltmaya yönelik tedbirlerin izlediğini, ancak Çin'in "sıfır vaka" politikasındaki ani yön değişikliğinin virüsün yayılma hızını artırdığını, sağlık sisteminin hazırlıklarını tamamlayabilmesi için gereken zamanı tanımadığını vurguladı.
Cowley, konuk olarak katıldığı, South China Morning Post gazetesinin podcast yayınında, mevcut eğilimlerle Çin'de kış aylarında 1 milyardan fazla enfeksiyon olacağının öngörüldüğünü belirterek, "Çin, başından itibaren uyguladığı sıkı kontrol tedbirleri nedeniyle önceki büyük çaplı salgın dalgalarını yaşamadı. Bu yüzden kitlesel bağışıklık eşiği düşük. Hakim Omicron alt varyantlarının bulaşıcılık düzeyi göz önüne alındığında nüfusun büyük çoğunluğunun enfekte olması kaçınılmaz." ifadelerini kullandı.
Bu denli büyük ölçekli bir yayılmanın tehlikeli yeni varyantlar ortaya çıkarabileceğine dair endişelere de değinen Cowley, "1 milyar enfeksiyon, virüsün yeni mutasyonlar için 1 milyar yeni yol bulması anlamına geliyor. Ama bunun yeni bir varyantı ortaya çıkarıp çıkarmayacağını öngörmek zor. Çin'de daha önce Omicron'un ilk alt varyantları dahi geniş çaplı salgınlar olmadı. Ülke nüfusu enfeksiyona açık olduğu için virüsün aşması, etrafından dolaşması gereken bir bağışıklık engeli yok. Bu mutasyon ihtimalini azaltacak bir faktör." değerlendirmesinde bulundu.
Cowley, Çin'de vakaların artmasıyla endişe verici yeni varyantların ortaya çıkabileceği öngörülürken ABD'de yayılmaya başlayan Omicron'un XBB.1.5 alt varyantının "endişe verici varyant" haline geldiğine dikkati çekerek, "Bu varyantın diğer Omicron alt varyantlarından enfekte olanlardaki bağışıklıktan kaçabildiği gözleniyor. Yeni varyantlarla virüsün hem bulaşıcılığı artıyor hem de yeniden enfekte etme kabiliyeti kazanıyor. Bu, bize şunu gösteriyor ki Kovid-19 ortadan kaybolmayacak, insanları hasta etmeye devam edecek." diye konuştu.
BUNDAN SONRA ODAK, HASTALIKLA MÜCADELE VE ÖLÜMLERİ AZALTMAK OLACAK
Öte yandan, Çin ana karasından sağlık yetkilileri ve uzmanlar da artık önleme ve koruma eşiğinin büyük ölçüde aşıldığını kabul ederek bundan sonra hastalıkla mücadele ve ölümleri azaltmaya yönelik çabalara öncelik verilmesi gerektiği görüşünü dile getirdi.
Salgının başlarında Ulusal Sağlık Komisyonun Kovid-19 ile mücadele uzman ekibine başkanlık eden Çinghua Üniversitesi Vanke Halk Sağlığı Fakültesi Dekan Yardımcısı Liang Vannien, Çin Kamu Diplomasisi Birliğinin Pekin'de düzenlediği "Kovid-19 tedbirlerinin optimizasyonu" konulu toplantıda gazetecilere değerlendirmelerde bulundu.
Çin'in 8 Ocak'tan itibaren Kovid-19'u "A sınıfı salgın hastalık" olarak ele almayı bıraktığı hatırlatan Liang, "A sınıfı salgın hastalık olarak ele almak, karantina tedbirlerini, yakın temastakilerin takibini, mekanların tecridini ve dezenfeksiyonunu gerekli kılıyordu. B sınıf salgın hastalıkta ise kritik vakaların tedavisine ve sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesine ağırlık verilecek." dedi.
Liang, Çin'in salgının başından itibaren zamanında, etkili ve bilimsel tedbirler almaya çalıştığını, gelişen duruma göre hareket ettiğini, 2020'de Vuhan'da ve 2022'de Şanghay'da uygulanan büyük çaplı kapanmaların yaşanan zorluklara rağmen virüsün ülke geneline yayılmasını ve büyük çaplı can kayıplarını önlediğini vurguladı.
Tedbirler sayesinde salgın döneminde halk sağlığının korunduğuna, ülkede 2019'da 77,3 olan ortalama yaşam süresi beklentisinin 2022'de 78,2'ye çıktığına işaret eden Liang, "Bulaşıcılık zaman içinde arttı. Orijinal tipinde bir taşıyıcıdan ortalama 2 kişiye bulaşan virüsün bulaşıcılığı Delta varyantında 4'e, Omicron'da 8,9-9,5'e ve BA.1 ve BA.5 gibi alt varyantlarda ise 20'ye kadar çıktı. Bağışıklıktan kaçma oranı da arttı, ancak ölüm oranı azaldı. Biz de bu değişime uygun olarak tedbirlerimizi, virüsü kontrolden hastalığı önlemeye doğru güncelledik. Bugün bile virüs hakkında yeterince bilgimiz yok, hala patolojisini bilmiyoruz. Yapabileceğimiz tek şey esnek önlemler almak ve bilgimizi artırmaya çalışmak." ifadelerini kullandı.
Salgın hastalıklarla mücadelede bulaşma hızı, toplumdaki bağışıklık düzeyi ve ülkedeki sağlık imkanlarının kapasitesinin göz önüne alınması gereken üç faktör olduğuna işaret eden Liang, "Ancak bu üç faktörden ikisini dengeleyebiliyorsanız halk sağlığı tedbirlerini gevşetebilirsiniz. Bir denge kurmanız lazım, optimize tedbirler almak istiyoruz, halkın sağlığını ve insan hayatını korumak için hedefe yönelik tedbirler almak istiyoruz." dedi.
TEŞHİS, TEDAVİ VE BAKIM HİZMETLERİ GİDEREK DÜZENE KAVUŞUYOR
Aynı toplantıda konuşan Peking Üniversitesi Birinci Hastanesi Bulaşıcı Hastalıklar Bölümü Direktörü Vang Guiçiang da salgının başından beri bir hekim olarak ön cephedeki çalışmalarda yer aldığını belirterek, başkentteki son salgından deneyimlerini paylaştı.
Pekin'de geçen ay hastanelerde büyük yoğunluk yaşandığını, bir ay gibi kısa bir zamanda hasta sayısındaki ani artışa tanıklık ettiklerini belirten Vang, şunları kaydetti:
"Bu süreçte hastaneler üzerinde büyük baskı oluştu. Hastanemiz ve bölümümüzde acil bakım ve tedavi hizmetleri için elimizden gelen çabayı gösterdik. Öncelikle acil ve ağır vakaların tedavi edilmesi, acil bakım yatak sayısının artırılmasına odaklandık. Ayrıca personel eksiğini gidermek için çağrı yaptık, diğer bölümlerdeki acil tecrübesi, doktor ve sağlık çalışanları bize destek oldu. Teknik açıdan solunum ünitelerinin ve özel ekipmanların kullanımını artırdık. Teşhis, tedavi ve bakım hizmetleri giderek bir düzene kavuştu. Artık tedavi göremeyen hasta gibi bir sorunumuz kalmadı. Geçen tanık olduğumuz, hastane koridorlarında, ambulanslarda bekleyen hasta görüntüleri artık yok."
Hastanelerde yoğunluğun önlenebilmesi için tedavi öncesi hizmetlerin geliştirilmesi, yaşlı ve risk grubundakilerin sağlık durumunun aile hekimi tarafından mahalli düzeyde takip edilmesi gereğine işaret eden Vang, ilaç temini ve aşılamanın önemine vurgu yaptı.
Genel nüfusta aşılanma oranının yüzde 90'ı aştığını ancak risk grubu yaşlı nüfusta beklenen düzeyde olmadığına dikkati çeken Vang, "Aşılama hasta olma oranını düşürmek açısından önem taşıyor. Aşılamaya çok önem veriyoruz, inaktif aşılardan başladık, şimdi diğer türleri de ekliyoruz. Aşılamadan hemen sonra koruma etkisi iyi oluyor, fakat daha sonra azalıyor dolayısıyla hatırlatma dozlarıyla düzenli bir aşılama programı uygulamak gerek." diye konuştu.