TM Dijital Haber Merkezi
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lu Kang, ABD'nin Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması (INF) kapsamındaki taahhütlerine uyması ve Rusya’nın evrensel istikrar ve güvenliği sağlama konusundaki anlaşmazlıkları çözmesi gerektiğini söyledi.
Lu Kang, basın brifinginde gazetecilere verdiği demeçte, "Çin, ABD'nin bu anlaşmadan çekilmesine şiddetle karşı çıkıyor. Rusya ve ABD'nin anlaşmazlıkları en kısa sürede çözmesi ve anlaşmaya (uyuma) geri dönmesi gerektiğine inanıyoruz." diye konuştu.
Lu Kang ayrıca, Moskova ve Vaşington’un anlaşmayı bırakma kararının küresel güvenlik üzerinde olumsuz etki yaratacağını söyledi.
INF ANLAŞMASI NEDİR?
Eski ABD Başkanı Ronald Reagan ve Sovyetler Birliği lideri Mihail Gorbaçov arasında 1987 yılında imzalanan anlaşma, menzili 500 ilâ 5 bin 500 kilometre arasında olan karadan havaya orta menzilli füzelerin yasaklanmasını öngörüyor. Denizden ateşlenen füzeler ise bu anlaşma kapsamında yer almıyor.
Anlaşma, Soğuk Savaş'ın son dönemlerinde iki süper gücün nükleer savaş tehdidini azaltmak amacıyla başlattığı üç bacaklı silahsızlanma sürecinin bir parçası olarak görülüyordu.
Bu sürecin bir diğer bacağını START olarak bilinen stratejik silahların sınırlandırılmasıyla ilgili görüşmeler ve diğerini de uzay silahları konusundaki müzakereler oluşturuyor.
“ABD İÇİN ANLAŞMANIN BİR ANLAMI KALMADI”
ABD Başkanı Donald Trump, Ekim 2018’de FOX News kanalına verdiği röportajda, nükleer savaş tehdidini azaltmak için Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği ile imzalanan INF anlaşmasından, Rusya’nın anlaşmayı ihlâl ettiğini gerekçe göstererek çekileceğini açıklamıştı.
Trump’ın çekilme açıklamasından iki ay sonra ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Rusya'nın anlaşmaya tam olarak uymadığı sürece ABD’nin anlaşmaya bağlılığını 60 gün içinde askıya alacağını duyurmuş, “Rusya'nın ihlalleri dolayısıyla ABD için anlaşmada kalmanın bir anlamı kalmamıştır." ifadelerini kullanmıştı.
PUTİN: YENİ BİR FÜZE KRİZİNE HAZIRIZ
Geçtiğimiz ay konu hakkında demeç veren Rus lider Putin, ABD'nin orta menzilli nükleer silahlar kullanarak Rusya'yı tehdit etmesine karşı misliyle cevap vereceklerini belirterek, "Sonuç olarak denizaltıları ve gemileri konuşuyoruz. Nükleer füzelerimizi bu gemilere yerleştirip bağımsız sulara bu gemilerimizi gönderebiliriz. Sürekli hareket halinde olacak bu gemileri bulmak zorunda kalacaklar." açıklamasında bulunmuştu.
Rusya'nın çevresindeki ülkelere ve özellikle Avrupa'ya konuşlanan ABD füzelerine karşılık Putin, ABD'ye aynı şekilde karşılık verileceğinin de altını çizerek, "Biz de kendi füzelerimizi onlara yaklaştıracağız." diye konuşmuştu.
PUTİN: BAŞKA ÇAREMİZ KALMADI
Rusya Devlet Başkanı Putin, ABD'nin INF’den çekilmesinin ardından, "Moskova'yı 10-12 dakika içerisinde vurabiliriz." tehditlerinin kabul edilemez olduğunu belirterek, "Hareket etmekten başka çaremiz kalmadı." ifadesini kullanmıştı.
1962 yılında Moskova'nın Küba'ya balistik füze gönderdiğini ve yaşanan Küba Füze Krizini hatırlatan Putin, "Küba Füze Krizi bizim istediğimiz bir şey değil; ancak biri çıkıp bunun yaşanmasını istiyorsa, ‘Tamam, buyurun’ deriz. Füzelerimizin uçuş hızını hesaplamaları gerekecek." sözleriyle ABD'yi açık bir şekilde tehdit etmişti.
"AVRUPA’NIN GÜVENLİĞİ ABD POLİTİKALARINA REHİN”
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Avrupa İş Dünyası Birliği üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, "Avrupa halkının güvenliği ve Avrupa'nın huzuru, Vaşington’un izlediği yıkıcı politikalara ve Avrupa Birliği’ndeki küçük ama son derece agresif bir Rusya’ya nefret duyan gruba rehin oldu.” açıklamasında bulundu.
NNATO’nun Rusya sınırlarına yakın bölgelerde askeri oluşumunu sürdürdüğünü belirten Lavrov, “NATO'nun ABD'nin Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'ndan çekilmesini desteklemesi bir iyimserlik göstergesi yaratmıyor. Bu tür eylemler, özellikle ortak alanlarımızdaki askerî ve siyasî gerilimleri artırıyor.” demecini vermişti.
NATO: RUSYA AVRUPA'NIN GÜVENLİĞİNE KARŞI TEHDİT OLUŞTURUYOR
NATO, ABD'nin Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'ndan çekilmesinin ardından, "Rusya'nın gizli denemeleri, üretimi ve 9M729 tipi karadan havaya füze sistemlerini sahaya sürmesinin Avrupa-Atlantik güvenliğine yönelik önemli tehlike oluşturması karşısında, ABD bu eyleme başvurmuştur. Müttefikler bu eylemi tümüyle desteklemektedir.” açıklamasında bulunmuştu.