AA
İnsan hakları örgütü Birleşik Krallık Burma Kampanyasından yapılan açıklamada, Myanmar ordusunun Facebook'u kendi şirketlerinin ürünlerini tanıtarak işlerini geliştirmek için kullandığı belirtildi.
AA'da yer alan habere göre, ordunun böylelikle soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlara fon sağladığı vurgulanan açıklamada, Facebook'tan Myanmar ordusunun bu platformu üye toplamak için kullanmasına da müsaade etmemesi istendi.
Örgütün Direktörü Mark Farmaner, yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın Facebook hesabının şiddete teşvik ettiği gerekçesiyle süresiz askıya alındığını hatırlatarak, ancak Myanmar ordusunun sivillere her gün şiddet uyguladığını ve bu şiddetin uygulanması amacıyla asker toplamak için Facebook'u kullanmakta özgür olduğuna dikkati çekti.
Farmaner, orduya ait şirketlerin ürünlerinin tanıtımını yapmak için Facebook'u kullanmasına izin verildiğini belirtti.
Bu ürünlerden elde edilen gelirin, orduya kaynak sağladığını kaydeden Farmaner, ayrıca bu gelirin Arakanlı Müslümanların (Rohingya) soykırımının da dahil olduğu uluslararası hukukun ihlalini finanse etmeye yardımcı olduğunu dile getirdi.
Farmaner, "Facebook çifte standart uyguluyor gibi gözüküyor. ABD'de şiddete teşvik ederseniz Facebook'tan men edilirsiniz ama Burma'da şiddet uygulamak için üye toplarsanız hala Facebook'unuza resmi bir mavi tik alırsınız." ifadelerini kullandı.
Myanmar ordusu sahip olduğu bira, cep telefonu şebekesi, çay ve çimento gibi ürünlerle alakalı şirketlerden büyük bir ekonomik gelir sağlıyor.
Myanmar'ın Arakan eyaletinde 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda, çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.
Arakan'daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017'de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemleri başlatmıştı.
BM'ye göre, Ağustos 2017'den sonra Arakan'daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş'e sığınanların sayısı 900 bine ulaştı.
Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtlamıştı.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.