Jurassic Park gibi fimlerde bunu yapmak kolay görünmüş olabilir ama gerçek yaşamda hiç de kolay değil ve bunun yapılabileceği, hatta yapılıp yapılmaması gerektiği konusunda herkes ikna olmuş da değil.
Peki şirket ne planlıyor ve yok olmuş hayvanları geri getirmek gerçekten mümkün mü?
NE PLANLANIYOR?
BBC Türkçe'nin haberine göre Colossal Biosciences, ABD'li genetik uzmanı George Church ve CEO Ben Lamm tarafından kuruldu ve tüylü mamutları 2027'ye dek geri getirebileceklerini umuyorlar.
Aynı zamanda, Melbourne Üniversitesi'nin yardımıyla 1930'larda nesli tükenen Tazmanya kaplanını geri getirmek üzere bir projeye başladıklarını duyurdular.
NASIL YAPILABİLİR?
Bir yöntem, tersine mühendislik. Bilim insanları benzer DNA'ya sahip yaşayan türlerden kök hücre alıyor ve daha sonra gen kurgulama teknolojisini kullanarak soyu tükenmiş türleri "geri getiriyor".
Tüylü mamuta en yakın yaşayan hayvan Asya filleri.
Tazmanya kaplanı DNA'sı için de Melbourne müzesinde alkol içinde tutulan bir yavru üzerinde çalışılıyor.
YAPILMASI NEDEN ZOR?
Bilim insanlarının önündeki en büyük engel, yeniden yaratmaya yetecek kadar sağlam bir DNA örneği bulmak.
Sorun, hayvanlar öldüğünde DNA'larının da parçalı hale gelmesi ya da daha küçük şeritlere bölünmesi. Bunları doğru sırada dizmek büyük bir zorluk.
YARARLARI NE?
Collosal'ın kurucularından Ben Lamm soyu tükenmiş hayvanları geri getirmenin, gerileyen ekosistemlerin yeniden kurulması ve insanoğlunun verdiği zararın tamir edilmesine yardımcı olacağını söylüyor.
"Hem tüylü mamutlar hem de Tazmanya kaplanları, çevrelerinde önemli bir rol oynadı. Her ikisinin de geri getirilmesi bu türlerin yok olmasıyla oluşan boşluğu doldurmak anlamında olumlu rol oynayabilir."
Lamm ayrıca, araştırmalarının diğer türlerin soyunun tükenmesini de önleyebileceğini savunuyor.
"Tazmanya canavarları 20 ila 30 yavru yapabiliyor. Ancak yavruların sadece birkaçı hayatta kalabiliyor. Tazmanya kaplanı projesinde üzerinde çalıştığımız dış kese Tazmanya canavarlarının korunmasında müthiş yardımcı olabilir."
RİSKLERİ NE?
Londra'daki Ulusal Tarih Müzesi'nden evrim biyoloğu Victoria Herridge gibi bu projenin karşıtları, yaşayan bir yavru mamut yaratma sürecinin diğer hayvanlara risk oluşturabileceği görüşünde. Özellikle de genleriyle oynanmış bir embriyonun taşıyıcı bir file konulması halinde.
"Bu embriyonun 22 ay boyunca anne karnında kalması gerek. Anneye risk oluşturur ve farklı bir türün yavrusunu taşımak...bu tamamen istilacı bir süreç.
"Cidden etik dışı davranışlar olmadan mümkün değil. Taşıyıcı bir anne olarak bir fili kullanmak korkunç olur. Başka türlü olmaz çünkü yapay rahim kullanamazsınız."
Ancak Ben Lamm, Colossal'ın bu konuda adım attığını söylüyor ve "Dışarıda rahim oluşturma ekibimize ek olarak, taşıyıcılık üzerinde çalışan bir ekibimiz de var" diyor.