Beş yıl önce Türkiye darbeye direnirken Batı “sessizce” izlemişti

TRT World, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında ve sonrasında Türkiye'nin başta ABD ve Avrupalı “müttefikleri” tarafından yalnız bırakılmasını masaya yatırdı. Uzman görüşlerine yer verilerek “15 Temmuz darbe girişimi Türkiye'nin dış politikasını nasıl etkiledi?” başlığıyla kaleme alınan makalede, Türkiye'nin “NATO müttefiklerinin sadakati konusunda” ciddi soruların ortaya çıktığı kaydedildi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirdiği darbe girişiminde Türkiye'nin NATO müttefiklerinin süreci "kulakları sağır eden bir sessizlik içerisinde izlemesi", uzmanlar tarafından "Türkiye'nin ihtiyaç anında NATO müttefiklerine fazla güvenemeyeceği" şeklinde yorumlandı.

Aksam.com.tr'nin TRT World'den aktardığı habere göre, Türkiye'nin bazı NATO müttefikleri ve çeşitli Körfez ülkelerinin 15 Temmuz'a ilişkin tutumlarını masaya yatıran Murat Sofuoğlu, "15 Temmuz darbe girişimi Türkiye'nin dış politikasını nasıl etkiledi?" başlıklı bir makale kaleme aldı.

Çeşitli uzmanlardan görüş alan Sofuoğlu'nun makalesinde, "251 vatandaşın şehit düştüğü gece Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki yönetim kurumu için bir şey netleşti ki, Ankara ihtiyaç anında NATO müttefiklerine fazla güvenemez." satırlarına yer verildi.

Katar dışındaki Körfez ülkelerinin de Ankara'yı desteklemediğini hatırlatan Sofuoğlu, daha sonraki raporların "Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) darbecilere para sağladığına işaret ettiğini" yazdı. Makalede, Abu Dabi yönetiminin darbeyi resmi olarak kınamasının, darbecilerin girişiminin Türk hükümeti ve halkı tarafından engellenmesinden tam 16 saat sonra geldiği bilgisi hatırlatıldı.

"NATO müttefiklerinin sadakati konusunda ciddi sorular ortaya çıktı"

Darbe girişimi gecesi İstanbul'da bulunan ve Princeton Üniversitesinde uluslararası hukuk profesörü olarak görev yapan Richard Falk, başarısız darbe girişiminin Ankara'da "NATO ortaklarının sadakati konusunda" ciddi sorular ortaya çıkardığını belirtti.

Falk, TRT World'e verdiği demeçte, "Darbe girişimi gerçekleşirken Batı Avrupa'nın belli başlı başkentlerinde ve Washington'da yalnızca bir 'bekle ve gör' tavrı sergilemekle kalmadı, aynı zamanda ezeli müttefiklerden Türkiye'nin meşru hükümetine destek gösterisi de olmadı." diye konuştu.

"Bu durum Türkiye'yi Rusya ve Çin'e yönlendirdi"

Profesör Falk, "Bu, Ankara'ya diğer ülkelerle ilişkilerini çeşitlendirmesi ve özellikle Rusya ve Çin de dâhil olmak üzere diğer önemli ülkelerle ilişkilerini derinleştirmeye çalışması gerektiği mesajını veriyor gibiydi." dedi.

Ankara ve Moskova, Suriye ihtilafı ve ikili askeri iş birliği gibi diğer alanlarda ortak bir anlayış arayışına girdiğinden, darbe girişiminden sonra Türkiye'nin hem Rusya hem de Çin ile ilişkileri düzeldi.

"Moskova ile ilişkilerin iyileştirilmesinin sonuçlarından biri olarak, Ankara'nın ana çıkarlarının zorlu mahallesinde hava savunmasını güvence altına almak olduğu belirtilen anlaşmaya ABD'nin itirazlarına rağmen Türkiye, Rus S-400'leri satın almaktan çekinmedi."

Falk, darbecilerin Washington'dan harekete geçmeleri için "yeşil ışık" aldıklarına dair "bazı açık işaretler" olduğunu söylerken "CIA'in FETÖ ile iş birliği yaptığına dair güvenilir raporlar vardı ve hiçbir zaman kesin olarak doğrulanmamasına rağmen, Türkiye'nin ABD ile ilişkilerinde ihtiyatlı tavırlarına ve bazı güvensizliklere yol açtı." tespitinde bulundu.

ABD'li diplomat Byrza: Türk demokrasisi hayatta kaldı

Falk gibi diğer uzmanlar da darbe girişiminin ardından Türkiye ile başta ABD olmak üzere NATO müttefikleri arasında artan bir güven açığı gözlemlediler.

ABD'nin eski diplomatlarından Matthew Bryza, "15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye'nin dış politikası üzerinde derin bir etkisi oldu, çünkü bu darbe girişimi Türkiye ile ABD ve diğer NATO müttefikleri arasındaki güveni sarstı." açıklamasında bulunarak "Çok şükür! Türk demokrasisi hayatta kaldı. ABD'nin bunu tanıması çok uzun sürdü." dedi.

15 Temmuz gecesi Washington'un rol oynadığı şüphesi

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, Pensilvanya'da yaşamaya devam ederken, uluslararası bağları olan örgütü de ABD genelinde serbestçe faaliyet gösteriyor. Bu durumun Türkiye'de rahatsızlığa sebep olduğuna işaret eden Sofuoğlu, makalesinde şu ifadelere yer verdi:

"Türkiye ise Washington'un darbede herhangi bir gizli rol oynayıp oynamadığından şüpheleniyor."

Matthew Bryza da TRT World'e verdiği demeçte, "Türkiye'de, Fetullah Gülen'in ABD'de ikamet etme hakkına sahip olması halinde ABD'nin bir şekilde (darbe girişimine) karışmış olması gerektiğine inanılıyordu." diye konuştu.