1
15 Temmuz dahil, Türkiye'nin yükselişini durdurmak için her türlü yöntemi kullanan Batılı ülkeler, şimdi de "Türkiye'de ekonomik güvensizlik var" iddiasıyla iş dünyasını baskı alına alıyor, biriken sermayeyi kendi ülkelerine çekmeye çalışıyor, bu yolla ekonomik müdahale senaryosu uyguluyor. Dünyada genel eğilim, sermayenin Batı'dan Doğu'ya akışı iken, Batı ekonomileri durgunluğa girerken, Türkiye'ye yönelik bu operasyonun ekonomi ile ilgili olmadığı açık. Daha önce Batı bankalarında bulunan Körfez ülkelerinin yüz milyarlarca dolarının çıkışına engel koyan, bugünlerde sözkonusu ülkeleri yeniden haraca bağlayan, haraç vermeyenleri ise istikrarsızlığa sürükleyen Batı, bu yöntem Türkiye'de işe yaramayacağı için, güçlü bir organizasyon çerçevesinde işadamlarını tek tek baskı altına alıyor, onların paralarını Batı'ya nakletmeleri işini de organize ediyor.
2008 BENZERİ KRİZ KAPIDA
SÜREÇ BÜYÜK BİR TUZAK
11 Eylül sonrası o tehdidi hatırla
Mevduat bir anda yok olur
Yüksek vergi silahı devreye girebilir
Doç. Dr. Kadir Tuna (İstanbul Üniversitesi Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü): “Türkiye ekonomisi açısından hem içeride hem de dışarıda ciddi yatırımlar yapıldı. Bu yatırımlara belirli merkezler tarafından yapılan çalışmalarla gölge düşürülmeye çalışılıyor. Ülkemize daha önce de bu tarz çeşitli çalışmalar yapıldı fakat her zaman başarısız oldu. Şimdi de yurtdışı sermayesinin girişi çizilen olumsuz tablolarla engellenmeye çalışılırken yurtiçi sermayeyi ise çeşitli ülkeler kendi pazarlarını cazip göstererek kontrol altına almaya çalışıyor. Yatırımcılar ve şirketler bu pazarları bir fırsat gibi görüp şirket merkezlerini ve sermayelerini bu ülkelere taşıyor. İngiltere, Almanya vb. ülkelere geçiş yapan şirketlerin sermayeleri koruma altına alınmış gibi görünse de yarın gerçekleşecek bir el koyma veya yüksek vergilendirme ile karşılaşılabilirler.”
Körfez sendromu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kimi firmaların ve iş adamlarının varlıklarını yurtdışına çıkardıkları yönünde tezvirat üretiliyor" diyerek böyle bir durumun izahı olmayacağını ve affedilemeyeceğini söyledi. Erdoğan, "Sözüm yurtdışında yatırım yapana değil, varlıklarını kaçıran varsa onadır" dedi. Erdoğan'ın dikkat çektiği durumun bir başka tehlikeli yanı da sermaye sahiplerini bekleyen 'Körfez sendromu'. Batılı bankalar ülkelerine giren Müslüman sermayenin çıkışına kolay kolay izin vermiyor.Körfez başta olmak üzere Müslüman ülkelerden şirketlere ait Batılı ülkelerdeki mevduat büyüklüğünün 1 trilyon doların üzerinde olduğu biliniyor. Bu paranın büyük bir kısmı İsviçre, İngiltere ve ABD bankalarında tutuluyor. Batı bankaları normalin biraz üzerinde para çekildiğinde mevduat sahiplerini ablukaya alarak o paranın bankadan çıkmaması için ne gerekiyorsa yapıyor. 17 Nisan Referandumu sonrası istikrarın pekişmesiyle birlikte sermayelerini Türkiye'ye doğru hareketlendiren Katar başta olmak üzere Körfez'deki pek çok işadamı, mevduatlarını çekme girişimleri sebebiyle yaptırımlarla yüzyüze geldi. Aynı akıbet, Türkiye'den yurtdışına gidecek fonları da bekliyor.
(Yeni Şafak)