Yeni Şafak
Türkiye'nin, Batılı ülkeler ve Körfez ülkeleriyle girdiği gerilimli dönemi fırsat bilen Yunanistan, ABD ve Fransa gibi ülkeleri de arkasına alarak Ankara'ya karşı ekonomik ve askeri bir çevreleme politikası, denklemin değişmesiyle duvara çarptı.
Atina yönetimi, 2016-2022 arası dönemde Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve İsrail gibi bölge ülkeleriyle başta enerji olmak üzere siyasi ve savunma alanında ilişkiler geliştirerek, Türkiye karşısında elini güçlendirmeye yönelik "hasmane" politika takip ediyordu. Yunanistan'ın kapasitesinin üstünde uygulamaya çalıştığı politika, Türkiye'nin diplomatik ve askeri kabiliyetlerini kullanarak oluşturduğu ince gücü ve sonrasında bölge ülkelerine yönelik normalleşme adımlarıyla tamamen boşa çıktı.
ORTAK AÇIKLAMAYLA İLAN ETTİLER
Doğu Akdeniz'e kıyıdaş iki komşu ülke olan Türkiye ve Mısır arasındaki gerilimli ilişkiler, geçen yıl atılan olumlu adımlar ile normalleşme yoluna girdi. Önce, istihbarat servisleri, ardından Dışişleri Bakan Yardımcıları seviyesinde sonra ise Dışişleri Bakanları seviyesinde yürütülen görüşmeler, Katar'da Kasım 2022'de düzenlenen Dünya Kupası açılış seremonisinde Katar Şeyhi Temim bin Hamad el Sani'nin ev sahipliğinde Başkan Erdoğan ile Mısır Devlet Başkanı Sisi'nin ayaküstü bir araya gelmesiyle yeni bir dönemin işaretleri verildi. Geçen pazartesi günü Türkiye ve Mısır ortak yaptığı açıklamayla karşılıklı büyükelçi atamalarının yapılacağının açıklanması iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleştiğinin resmen onaylanması anlamına geldi.
İKİ PLAN DA ÇÖKTÜ
Türkiye'nin, Doğu Akdeniz, Orta Doğu ve Afrika'da kritik bir aktör olan Mısır ile normalleşmesi, Atina'nın Doğu Akdeniz'de hukuksuz hak iddiasında da aradığı destekten mahrum olacağını gösterdi. Atina, Kahire ile Ankara arasındaki gerilimden faydalanarak hem bölgedeki enerji kaynakları sömürmek hem de korsan girişimle deniz yetki sınırı çizme çabasındaydı. Her ne kadar Kahire, Atina'nın beklentisini karşılayacak bir deniz yetki sınırı anlaşmasına razı olmamışsa da, gelinen noktada, Mısır'ın Türkiye ile normalleşmeyi Atina'nın tüm girişimlerine rağmen öncelemesi ve diplomatik adımlarını hızlandırması, iki ülke arasındaki tarihi ve siyasi bağların önemini göz önüne serdi.
Yunanistan'a bir darbe de başka bir Körfez ülkesi Birleşik Arap Emirlikleri'nden geldi. Atina'nın, Türkiye'ye karşı bir koz olarak kullanmak istediği, askeri eğitim ve işbirliği anlaşmaları imzaladığı ve ortak askeri tatbikatlar düzenlediği Abu Dabi yönetimi, 2022 yılının başından itibaren Türkiye ile normalleşme sürecine hız verdi. Yunanistan'ın hasmane tutumuna taraf olmayacağını, Türkiye'ye yatırım ve işbirliği anlaşmaları ile gösteren BAE, bunu en üst düzeyde sergilemekten de kaçınmadı. BAE yönetimi, Türkiye ile imzalanan 40 milyar dolarlık ticaret anlaşmasını Başkan Erdoğan'ın yeniden seçilmesinin ardından 31 Mayıs'ta onaylamasıyla, ilişkilerin gelişeceğine yönelik net işaret verdi. Son olarak 10 Haziran'da İstanbul'da düzenlenen UEFA Şampiyonlar Ligi final karşılaşmasına, BAE lideri Muhammed bin Zayed, katılırken, Atina yönetiminin tavır aldığı Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile de görüşmesi, "Erdoğan'ın futbol diplomasisi" yorumlarıyla uluslararası medyada yer aldı.
Bir başka Doğu Akdeniz ülkesi İsrail de, Yunanistan'ı yalnız bırakan ülkeler arasında yer aldı. Özellikle ABD yönetiminin Doğu Akdeniz Gaz Forumu'ndan desteğini çekmesi ve projenin Türkiye'siz hayata geçmesinin mümkün olmadığını farketmesinin ardından Türkiye ile ilişkileri normalleştirme konusunda önemli adımlar attı. Türkiye'nin bölgedeki kilit aktör konumunu kabul eden İsrail'in, Cumhurbaşkanı seviyesinde Ankara'ya gerçekleştirdiği ziyaret, Dışişleri Bakanı ve Başbakan seviyesindeki adımlar izlerken Atina'nın, D. Akdeniz'de kurmak istediği zincirden bir halka daha eksildi.
Sadece bölgesel değil uluslararası gelişmeler de Atina'nın oyununun boşa çıkmasında rol oynadı. Şubat 2022'de başlayan Ukrayna-Rusya Savaşı, tüm dünyayı, ekonomik ve siyasi olarak sarstı. Türkiye, savaşın başladığı ilk günden taraflar arasında barışı sağlamaya yönelik arabuluculuk faaliyetleri, Kiev ve Moskova'nın güvenini sağlayan konumu ve dünyayı bir gıda krizinden koruyan Tahıl Koridoru Anlaşması'nın ortaya çıkmasını sağlayan rolüyle artan uluslararası nüfuzu, Atina'nın bölgesel ve küresel anlamda yalnızlaşmasına sebep oldu. Türkiye'nin küresel siyasette ağırlığı artarken, Yunanistan bölgesel tezlerinin çökmesiyle yüzleşmek zorunda kaldı.