AP Genel Kurulu'nda küstah açıklama: Putin, Erdoğan ve Trump AB modelini tehdit ediyor

Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu'nda, Türkiye'deki son gelişmeler ve üyelik müzakerelerinin dondurulması talepleri ele alındı. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini'nin Genel Kurul'a bilgi verdiği oturumda, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi ve sonrasında meydana gelen gelişmelere dair konuşmalar yapıldı. AB'nin Liberal Demokratlar Grubu (ALDE) Başkanı Guy Verhofstadt ise ''Putin, Erdoğan ve Trump AB modelini tehdit ediyor.'' diye konuştu. Üyelerin önemli bir kısmının destek verdiği, müzakerelerin geçici olarak askıya alınmasını savunan ve hukuki bağlayıcılığı olmayan tasarı perşembe günü oylanacak.

1

Strazburg'da devam eden AP Genel Kurulu'nda "AB-Türkiye İlişkileri"  konulu oturumda söz alan Mogherini, 15 Temmuz darbe girişiminde Türk  demokrasisinin, sokaklarda tankların önüne çıkan halkın ve hayatını kaybeden  200’den fazla Türk vatandaşının, bombalanan TBMM’nin yanında yer aldıklarını  hatırlatarak başladığı konuşmasında, "Türk makamlarının, darbe teşebbüsünün ve  ülkedeki terör saldırılarının ardındakilerden hesap sorma konusunda meşru hakka  sahip olduğunu" söyledi.

Müzakereleri sonlandırmanın her iki tarafa da kaybettireceğinin altını  çizen Mogherini, "Türkiye ve AB birçok konuda önemli iş birlikleri yapabilir.  Kıbrıs, Suriye, enerji başta olmak üzere bir çok konuda iş birliğimiz önemlidir."  ifadelerini kullandı. Türkiye'nin, anayasal reform sürecinde bulunduğunu ve  AB'nin bu süreçte Türkiye'ye destek olmaya hazır olduğunu belirten Mogherini,  "Diyalog kapısı açık olmalıdır. AB Bakanı ve Avrupa Konseyi Genel Sekreteri ile  görüştüm. Avrupa Konseyi ile bu süreçte iş birliğinin ve yardımının önemli  sonuçları olacağını umuyorum." dedi.

 
Üyelik müzakerelerinin sona ermesi veya dondurulmasından iki tarafın  da olumsuz etkileneceğini savunan Mogherini, "Terörle mücadele, Suriye’nin  geleceği, Kafkaslarda istikrar gibi konular dahil sürekli karşılıklı diyaloga  ihtiyaç olduğunu" söyledi.
 
AP'deki en büyük siyasi grup olan Avrupa Halk Partisinin (EPP) Başkanı  Manfred Weber, AB ve Türkiye'nin bir yol ayrımında bulunduklarını belirterek,  istikrarlı bir Türkiye’den yana olduklarını kaydetti. Weber, son günlerde  Türkiye'de Şangay Beşlisi konusunun gündeme geldiğini anımsatarak, "Türkiye’nin  Çin ve Rusya’ya yönünü çevirmesi şaşırtıcı." ifadelerini kullandı.
 
AP Sosyal Demokrat Grubu (S&D) Başkanı Gianni Pitella ise, "Sosyal  demokratlar, Türkiye’nin AB’ye girmesine hala olumlu bakıyor fakat son dönemdeki  gözaltılar, hapisler ve görevden alınmalara karşı sert bir yanıt vermeliyiz."  şeklinde konuştu. Pitella, "Sosyal demokratların bir gün müzakerelerin  dondurulması gibi bir tasarıya evet diyeceklerini hiç düşünmemiştim. Gelişmeler  bunu zorunlu kıldı. Dondurma yanlısıyım fakat geçici bir süreliğine. Diyalog  kapısı açık kalmalıdır." dedi.
 
Muhafazakarlar ve Reformcular Grubu (ECR) Başkanı Syed Kamall, Türkiye  hakkında hala çok sayıda ön yargılar olduğunu, "Hristiyan olmayan ve Asya  kıtasında bir ülke" olarak bakıldığını dile getirerek, "Türkiye ile mevcut ilişki  yolunda gitmiyor. Yeni bir ilişki şekli geliştirmeli. Bu tam üyelik hedefi  olmayan bir ilişki biçimi olabilir." şeklinde konuştu.
 
Liberal Demokratlar Grubu (ALDE) Başkanı Guy Verhofstadt da,  Avrupa’nın çevresinde, gücü elinde toplayan liderlerden oluşan bir halka meydana  geldiğini öne sürerek, "Putin, Erdoğan ve Trump AB modelini tehdit ediyor."  görüşünü ileri sürdü.
 
Yeşiller Eşbaşkanı Rebecca Harms, bölgede çok önemli sorunlar olduğuna  değindi ve "Türkiye’nin demokrasi içerisinde kalmasını sağlamalı ve diyalogu  geliştirmeliyiz. Bu bizim güvenliğimiz için çok önemli ve gereklidir."  ifadelerini kullandı.
 
AP'nin İsveçli üyesi Bodil Valero'nun "Türkiye mülteciler konusunu  şantaj konusu olarak kullanıyor" şeklindeki suçlamalarına itiraz eden Polonyalı  üye Tomas Zdechovsky "Siz hiç Türkiye’de bir mülteci kampını ziyaret ettiniz mi?  Orada Türkiye'nin mültecilere nasıl davrandığını gördünüz mü? Bu tür sözlerle  göçmenleri mi cezalandırmak istiyorsunuz?" karşılığını verdi.
 
Romanya Milletvekili Cristian Dan Preda ise, "Vereceğimiz kararda son  derece dikkatli olmamız gerekiyor. AP’de müzakerelerin dondurulması kararından  sonra Ankara, tamamen vazgeçme kararı alabilir." şeklindeki kaygılarını dile  getirdi.
 
Muhafazakarlar ve Reformcular Grubu Başkan Yardımcısı Geoffrey, NATO  toplantısı için gittiği İstanbul'dan yeni döndüğünü hatırlatarak, "Bizlerin bu  tavrından Türk halkı hoşnut değil. Yıllardır terör ve göç sorunları ile mücadele  eden bir ülke Türkiye. Türkiye’ye kapıyı kapatmak AB için stratejik bir hata  olur." dedi.
 
Oturum sonrası siyasi gruplardan 6 tasarı metni alındığı açıklanırken,  bu metinlerin üzerinde tartışılarak ortak bir tasarıya dönüştürüleceği ve  perşembe günü oylanacağı öğrenildi. AP'de alınacak bu yönde bir kararın hukuki  yaptırımı bulunmuyor fakat aralık ayında toplanacak AB Konseyi öncesi liderlere  siyasi bir mesaj olacağı belirtiliyor.