Sol Parti'nin önergesinde, Federal Hükümetin ve ilgili makamların FETÖ'ye bağlı kişi, kurum, dernekler ve medya arasında ne gibi temaslar ve toplantıların yapıldığı, bunların ne zaman ne vesilesiyle olduğu soruldu.
Alman hükümetinden önergeye verilen cevapta ise tüm temasların kayıt altına alınması zorunluluğu olmadığı ve kapsamlı kayıt da tutulmadığı ifade edilerek, hükümetin FETÖ'ye atfedilen kuruluşlar veya kişiler hakkında kesin bir bilgiye sahip olmadığı savunuldu.
Sorulara verilecek cevapların içeriğinin özellikle istihbarat servislerinin işlevselliğini etkileyeceği, bu nedenle bilgilerin öngörülen çerçevede yayımlanamayacağı vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
''Parlamentonun hükümete soru sorma ve bilgi alma hakkı devletin çıkarları gibi anayasa hukukundan kaynaklanan bilgilerin korunmasına ilişkin çıkarlarla sınırlıdır. İstenen bilgilerin açıklanması, somut ayrıntıların ve yüksek seviyede korunması gereken istihbarat bağlantılarının açığa çıkma riskini taşıyor. Dolayısıyla, hem hükümet hem de hükümet dışı aktörlerin federal istihbarat servislerinin belirli prosedürleri ve becerileri hakkında sonuçlar çıkarılabilir. Bu da bilgi edinme hususunda ciddi kısıtlamalar anlamına gelir ki, federal hükümetin istihbarat servisleri yasal görevlerini tam olarak yerine getiremezler.''
''DEVLETİN ÇIKARI PARLAMENTONUN BİLGİ ALMA HAKKI KARŞISINDA AĞIR BASIYOR''
Sol Partinin önergesine verilen cevapta, istenilen bilgilerin istihbarat servislerinin yeteneklerini ve çalışma yönetmelerini ayrıntılı ortaya koyduğu için kısıtlı bir gruba da verilemeyeceğine işaret edilerek, "Talep edilen bilgiler, gizlilik çıkarlarını öyle etkiliyor ki, devletin çıkarı parlamentonun bilgi alma hakkı karşısında ağır basıyor. Bu bağlamda, milletvekillerinin soru sorma hakkı, istihbarat servislerinin gizlilik çıkarlarının gerisinde kalması gerekiyor.'' ifadeleri kullanıldı.
İki yıl önce Ankara'daki Alman Büyükelçiliğinin Berlin'e gönderdiği yazıda, örgütün on yıllardır Türkiye'deki devlet kurumlarına sızdığı, içindeki gizli yapılanmanın katı hiyerarşiye karakterize edildiği, yapısal olarak suç örgütünü anımsattığı ve üyelerinde sadakatin kesin olduğu yönündeki değerlendirmesinin ne kadar benimsendiği? sorusuna verilen cevapta da Alman hükümetinin iç yazışmalarla ilgili prensipte beyanda bulunmadığı hatırlatıldı ve dış temsilciliklerden gelen raporların Alman hükümetinde ilgili konuda bir fikrin oluşmasına hizmet ettiği vurgulandı.
Cevapta ayrıca FETÖ'nün, Almanya'da terör örgütü olarak sınıflandırılmadığı belirtildi.
FETÖ'NÜN FAALİYETLERİ ALMANYA'DA İZLENMİYOR
FETÖ'nün, Almanya Anayasa Koruma Teşkilatı tarafından izlenmediğine işaret edilen cevapta, Alman hükümetinin, Gülen taraftarları ve onların Almanya'daki faaliyetleri hakkında bilgileri açık kaynaklardan, bilimsel araştırmalardan, medyadaki haberlerden ve konferanslardan edindiği bilgisine yer verildi.
Türkiye'de 2016'da gerçekleşen darbe girişiminden sonra FETÖ'nün Almanya'daki durumunun da değiştiği, Türkiye'de var olan ihtilafların Almanya'daki Türk kökenlilere de tesir ettiği kaydedildi.
Berlin'de temeli atılan ve üç büyük dini içinde barındıracak "House of One" projesinin İçişleri Bakanlığı tarafından 2015 yılından bu yana desteklendiği vurgulandı.
SOL PARTİ MİLLETVEKİLİ TEPKİ GÖSTERDİ
Sol Parti Milletvekili Ulla Jelpke'de verilen cevaba sert tepki gösterdi.
Ulla Jelpke kendi internet sitesinde yaptığı açıklamada, "Alman hükümeti ile FETÖ arasındaki temas ve işbirliğine yönelik soruya, istihbarat birimlerinin korunması gereken gizlilik çıkarları gerekçesiyle yanıt verilmiyorsa benim için alarm çanları çalıyor demektir. Bu da temasların istihbarat düzeyinde gerçekleştiği izlenimi veriyor'' dedi.
''Bana göre hükümet Erdoğan sonrası Türkiye'de etki için Gülen ağıyla ilişkileri sıcak tutmak istiyor" ifadesini kullanan Jelpke, Alman istihbarat birimlerinin FETÖ'nün yıllarca Türk devletinin içine sızışı ve devasa yasa dışı dinlemelerle elde ettiği gizli bilgilerden yararlanmak istediğini iddia etti.
Jelpke, Türkiye'de yıllar boyunca karıştıkları suçlar göz önünde bulundurulduğunda bu gruba siyasi olarak özel destek vermek için bir sebep olmadığının da altını çizdi.
Sol Partili vekil House of One projesine hükümetin finansal ve siyasi desteğinin ise irite edici olduğunu kaydetti.