ABD'den dikkat çeken Cemal Kaşıkçı raporu: Emri Selman verdi

ABD istihbarat raporunda, Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesini onaylayan kişinin Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman olduğu belirtildi. Öte yandan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili ABD'nin yayınladığı raporu kesin bir dille reddettiğini açıkladı.

AA

ABD istihbaratının hazırladığı raporda, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda katledilen gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesini onaylayan kişinin Veliaht Prens Muhammed bin Selman olduğu belirtildi.

AA'nın aktardığı habere göre, ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü (DNI), 2018 yılında hazırlanan ancak Donald Trump yönetiminin kamuya açıklamadığı "Kaşıkçı istihbarat değerlendirme raporunu" yayımladı.

Başta Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) olmak üzere ilgili istihbarat kurumlarının katkıda bulunduğu raporda, Kaşıkçı cinayetini onaylayan kişinin Veliaht Prens olduğu kaydedildi.

Raporda, şu ifadelere yer verildi:

"Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın, Türkiye'nin İstanbul kentinde yakalanması ya da öldürülmesine yönelik operasyonu onayladığı sonucuna ulaştık."

Ayrıca raporda, "Bu sonuca, Prens Muhammed bin Selman'ın, ülkede karar alma mekanizmalarını kontrol ettiği, cinayette Prens'in önemli bir danışmanının ve güvenlik ekibinin yer aldığı, Prens'in Kaşıkçı da dahil yurt dışındaki muhalifleri susturmak için şiddet içerikli adımlar attığı gerçeklerini baz alarak ulaştık." bilgisi verildi.

RAPORDA CİNAYETİ İŞLEYENLERİN PRENS'İN BİLGİSİ DIŞINDA HAREKET ETMEDİĞİ BELİRTİLDİ

Kaşıkçı cinayetinin işlendiği dönemde Muhammed bin Selman'ın yakınındaki kişileri kovma ve tutuklama ile korkuttuğuna işaret edilen raporda, "Bu durum, Prens'in yardımcılarının, Muhammed bin Selman'ın emirlerini sorgulayamadıklarını ve Prens'in onayını almadan önemli adımlar atamadıklarını göstermektedir." tespitinde bulunuldu.

Raporda, Kaşıkçı'yı öldüren 15 kişilik ekibin 2 Ekim 2018'te İstanbul'a gittiği ve bu ekipte Muhammed bin Selman için çalışan kişilerin olduğunun altı çizildi.

Cinayeti işleyen ekipte yer alan Saud el Kahtani'nin ise Muhammed bin Selman'ın izni olmadan hiçbir adım atmadığına işaret edildi.

"ÖNCEDEN PLANLI OPERASYON" VURGUSU

Yine aynı şekilde ekipteki 7 kişinin de doğrudan Muhammed bin Selman'ın korunmasından sorumlu kişiler olduğu ve bu kişilerin de Prens'in emri olmadan hareket etmediği vurgulandı.

Raporda, şu değerlendirme yer aldı:

"Veliaht Prens, Kaşıkçı'yı ülkesine karşı bir tehdit olarak gördü ve gerekirse onu susturmak için şiddete başvurulmasını destekledi. Suudi Arabistanlı yetkililer, Kaşıkçı'ya yönelik önceden planlı bir operasyon yürütmüş olsalar bile ona zarar vermeyi ne kadar süredir düşündüklerini bilmiyoruz."

Kaşıkçı cinayetinde yer aldığı düşünülen 21 Suudi Arabistanlı kişinin isminin de yayımlandığı raporda, bu kişilerin yürüttükleri operasyonun Kaşıkçı'nın ölümüyle sonuçlanacağını bilip bilmediklerinin henüz belirlenmediği kaydedildi.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a yönelik eleştirileriyle bilinen ve Washington Post gazetesinde köşe yazarlığı yapan Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim 2018'de gittiği Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğundan bir daha çıkmamıştı. Kaşıkçı'nın, konsoloslukta öldürüldüğü ve cesedinin parçalandığı ortaya çıkmıştı.

SUUDİ ARABİSTAN REDDETTİ

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili ABD'nin yayınladığı raporu kesin bir dille reddettiğini açıkladı.

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Kaşıkçı cinayetiyle ilgili ABD Kongresine sunulan raporun takip edildiği belirtildi.

"Suudi Arabistan yönetimine yönelik hakaret içerikli asılsız sonuçların yer aldığı söz konusu raporun hiçbir şekilde kabul edilmesinin mümkün olmadığı ve Suudi Arabistan hükümeti tarafından kesin bir dille reddedildiği" kaydedilen açıklamada, ABD raporunun gerçeklerle bağdaşmayan birtakım bilgi ve sonuçlar içerdiği ileri sürüldü.

Daha önce ülkedeki ilgili makamlarca çıkarılan kararlar doğrultusunda Suudi Arabistan'ın yasa ve değerlerine aykırı olan Kaşıkçı cinayetini kınadığı belirtilen açıklamada, söz konusu cinayetin, çalıştıkları kurumun kendilerine sağladığı yetkileri aştıkları gibi tüm sistemi de aşan bir grup tarafından işlendiği savunuldu.

Cinayeti işleyenlerin soruşturulması ve adalete teslim edilmesi için gerekli tüm adımların atıldığı aktarılan açıklamada, yargının faillerle ilgili nihai kararını verdiği ve bu kararın Kaşıkçı ailesi tarafından da memnuniyetle karşılandığı ifade edildi.

"Bu korkunç cinayet Suudi Arabistan tarafından kınanmış ve yenilerinin tekrarlanmaması için yöneticilerce gerekli adımlar atılmış olmasına rağmen gerekçesi olmayan ve yanlış sonuçlar içeren bu tür raporların yayınlanması üzücü bir durum." ifadelerine yer verilen açıklamada, "Suudi Arabistan'ın, egemenliğini, yönetimini ve bağımsız yargısını hedef alan her şeyi reddettiği" kaydedildi.

Suudi Arabistan ile ABD arasındaki ortaklığın güçlü ve sarsılmaz olduğuna işaret edilen açıklamada, bahsi geçen güçlü ilişkilerin 80 yıl boyunca karşılıklı saygı çerçevesinde devam ettiği ve aynı temel üzerine sürdürülmesinin temenni edildiği belirtildi.

SÜRGÜNDEKİ SUUDİ ARABİSTANLILAR, ABD'NİN YAYIMLADIĞI CEMAL KAŞIKÇI RAPORUNU "DEĞERLİ" BULDU

Sürgündeki Suudi Arabistanlı aktivistlerden oluşan Ulusal Meclis Partisi (NAAS) tarafından yapılan açıklamada, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda katledilen gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesini onaylayan kişinin Veliaht Prens Muhammed bin Selman olduğuna ilişkin ABD istihbaratı tarafından yayımlanan raporun "değerli" olduğu belirtildi.

Cemal Kaşıkçı cinayetinin faillerine karşı harekete geçilmesi çağrısının yapıldığı açıklamada, Suudi Arabistan halkının çıkarlarını etkileyebilecek veya tehlikeye atabilecek her türlü yaptırıma karşı olunduğu vurgulandı.

Açıklamada, Muhammed bin Selman, "hukuka aykırı eylemleri ile Suudi Arabistan halkı tarafından kınanan ve kamusal değerleri temsil etmeyen seçilmemiş bir lider" olarak nitelendirildi.

Suudi Arabistan'da düzenlenen "sahte" davalarla adaletin sağlanmadığının belirtildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Kaşıkçı'nın öldürülmesi, bağımsız kurumlar tarafından korunan, siyasi manipülasyondan uzak ve halk tarafından izlenen bir ülkede asla gerçekleşmezdi."

Kaşıkçı'nın yaşadıklarını diğer muhaliflerin yaşamaması için raportör Agnes Callamard'ın yargısız infaz konusundaki tavsiyelerinin dikkate alınması gerektiği vurgulanan açıklamada şunlar kaydedildi:

"Kaşıkçı'nın infazına ilişkin şeffaf bir FBI soruşturması, ABD'de failler hakkında cezai kovuşturma ve Küresel Magnitsky İnsan Hakları Sorumluluk Yasası'nın 1263. bölümünün uygulanması gibi konular bu tavsiyeler arasında yer alıyor. Ayrıca, ABD yönetimini, insan haklarına saygı, ifade özgürlüğü, hukukun üstünlüğü ve demokratik geçiş için bireyler yerine Suudi Arabistan kurumlarıyla çalışmaya davet ediyoruz."

NAAS, Suudi Arabistan yönetiminin baskıları nedeniyle sürgünde bulunan Suudi aktivistler tarafından "Suudi Arabistan'da demokrasi ve insan hakları" talebiyle kurulmuştu.