1
ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıyan kararına tepkiler sürerken AA muhabirinin başkent Washington'da mikrofon uzattığı Amerikalıların önemli bir kısmı, söz konusu kararın Ortadoğu'da barışa değil, çatışmaya hizmet edeceği endişesini dile getirdi.
Trump'ın geçen hafta açıkladığı Kudüs kararı ABD ve uluslararası kamuoyunda tartışılmaya devam ederken, AA muhabiri başkent Washington'da yaşayan Amerikalıların nabzını tuttu.
Trump'ın bu kararının diplomatik olmaktan ziyade siyasi ve askeri bir karar olduğunu savunan Luianne Christian, "Büyükelçiliği Kudüs'e taşımak demek askeri ve güvenlik anlamında da orada olmak, dolayısıyla aktif çatışmaların içine girmek demek. Elçiliği oraya taşıyıp güvenlik endişelerini göz önünde bulundurmayacak hiçbir Amerikalı yetkili olduğunu sanmıyorum." değerlendirmesini yaptı.
Christian, "Bu talihsiz bir karardır ve bölgedeki gerilimi her iki taraf için de kesinlikle artıracaktır." diye konuştu.
Çok sayıda Filistinli arkadaşı olduğunu anlatan 28 yaşındaki Cristine Hill de zaten bugüne kadar zor zamanlar geçiren Filistinlilerin bu kararın ardından daha da zor bir sürece gireceğini vurguladı.
- "Rusya soruşturması" ve "yolsuzluk iddiaları"
Hill, "ABD ile İsrail'in liderlerine bakın. Biri Rusya soruşturması altında, diğer yolsuzluk iddialarıyla uğraşıyor. İnsanların dikkatini dağıtmak için mükemmel bir zamanlama." dedi.
Jonathan Andrewski adlı kişi de aynı "iç gündem" konusuna işaret ederek "Önemli olan bunun, ABD için en iyi karar olup olmadığı çünkü beraberinde birçok soru getirecek. Ve neden şimdi? Tam da Robert Mueller'ın Rusya soruşturmasının ortasında..." ifadelerini kullandı.
Trump'ın bölgedeki riskleri anladığından emin olmadığını dile getiren Andrewski, "Bu adım, işleri daha da kötüye götürecektir, bundan eminim." diye konuştu.
- "Derin bir hayal kırıklığı yaşadım"
67 yaşındaki Tim McKeel adlı Amerikalı da "Bu kararın ardından gerçekten derin bir hayal kırıklığı yaşadım. Filistinlilerin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ellerinde ham bir anlaşma kalmıştı. Herhangi bir müzakere süreci yaşanmadan Filistinlilerin toprakları ellerinden alınmıştı. Şimdi ise Başkan Trump'ın kararı, sadece işleri daha da karmaşık hale getiriyor." yorumunu yaptı.
Trump'ın kararının tek taraflı olduğuna dikkat çeken 43 yaşındaki Christine Hearthman da "Trump'ın şimdi ne olacağıyla ilgilendiğini sanmıyorum. Bir söz vermişti ve en önemli bağışçılarına verdiği bu sözü yerine getirdi." değerlendirmesini yaptı.
Adının açıklanmasını istemeyen bir Amerikalı da Trump'ın kararına sert çıkarak "Trump'ın tek istediği, diğer başkanlardan farklı bir başkan olmak. Bu kararın, şimdiye kadar savunduğumuz her şeyin altını oyduğunu nasıl görmezsiniz? Aslında o da görüyor ama umursamıyor. Olay budur." dedi.
- Destekleyenler "Trump yeni bir şey deniyor" iddiasında
Trump'ın kararına destek veren isimler ise uzunca bir süredir bölgede herhangi bir şeyin değişmediğini ve bu kararın yeni bir sürecin önünü açabileceğini düşündüklerini vurguladılar.
Trump'ın kararını savunan Vince Pazzano, görüşlerini, "25 yıldır bu çatışmayı çözecek hiçbir şey işe yaramadı. Kudüs İsrail'in başkentidir. Belki de Trump farklı bir iş yaparak doğru bir karar almıştır ve barış sürecini harekete geçirebilir." sözleriyle açıkladı.
ABD donanmasında görev yapmış 56 yaşındaki Isaac Cullin, gerçek durumun çok zor olduğunun farkında olduğunu ancak yine de kalbinde Kudüs'ün İsrail'in başkenti olduğuna inandığını dile getirdi.
- Son ankette destek yüzde 31'de kaldı
Merkezi Washington'da bulunan düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü Ortadoğu Uzmanı Shibley Telhami'nin Maryland Üniversitesi bünyesinde yürütüp geçen hafta kamuoyuna açıkladığı son Kudüs anketinin sonuçları dikkat çekmişti.
Trump'ın Kudüs kararından bir gün önce açıklanan güncel ankete göre, ABD halkında "Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınmasına destek verenlerin" oranının sadece yüzde 31 olduğu ortaya çıkmıştı. Ankette, elçiliğin Kudüs'e taşınmasını doğru bulmayanların oranı ise yüzde 63 olarak çıkmış, bunun içindeki Cumhuriyetçilerin oranının ise yüzde 44 olduğu belirtilmişti.
Aynı ankete katılanların yüzde 59'u ise ABD'nin İsrail-Filistin anlaşmazlığında herhangi bir taraf tutmaması gerektiğini dile getirmişti.
- Kudüs'teki yarım asırlık işgal
Doğu Kudüs'ü 5 Haziran 1967'de işgal eden İsrail, 1980'de tek taraflı olarak kentin doğusunu ve batısını "birleşik başkenti" ilan etti. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BGMK), 1980'de kabul ettiği 478 sayılı kararla İsrail'in ilhak ve başkent ilanını geçersiz saydı. BMGK kararı çerçevesinde, ABD dahil uluslararası toplum Doğu Kudüs'ün işgal altında olduğunu kabul ediyor. İsrail yönetimini tanıyan tüm ülkelerin büyükelçilikleri Tel Aviv'de bulunuyor. Hiçbir ülke, Kudüs'ü ya da doğu ve batı bölümlerini başkent olarak kabul etmiyor.
ABD, Trump'ın hamlesiyle Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıyan ilk ülke oldu. Uluslararası toplumun tepkisini çeken Trump yönetimi, bölgenin kaosa sürükleneceği ve İsrail-Arap ihtilafının daha da çözümsüz hale geleceği uyarılarını göz ardı etti. İsrail ile Filistin arasındaki barış görüşmeleri, İsrail'in "1967 sınırlarını, zorunlu göçe maruz bırakılan Filistinlilerin geri dönüş hakkını ve yeni Yahudi yerleşim birimlerinin inşasına son vermeyi kabul etmemesi" nedeniyle Nisan 2014'te durmuştu.