Amerikalı üst düzey bir yetkili, bir grup gazetecinin ABD-Türkiye ilişkileri ve bölgesel konulardaki sorularını yanıtladı.
İki ülke arasında bir dizi mesele hakkındaki temasların birçok konuda her gün devam ettiğini belirten yetkili, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’deki kimyasal silah saldırısı sonrası 24-48 saat içinde tepki göstereceğini açıklamasından sonra Türk yetkililerle olası bir tepki hakkında temasları olup olmadığı sorusuna cevap verdi.
Saldırıyı Esed rejiminin düzenlediğine dair şüphe bulunmadığını vurgulayan yetkili, “ABD, müttefikleri ve ortakları ile Suriye’deki güvenlik durumu hakkında aralıksız temas halinde ama daha fazla detay veremem.” dedi.
Papaz Brunson davası
"Brunson’ın suçlu olduğuna dair bir kanıt görmediklerini" savunan yetkili, "Saygı duyduğumuz Türk yargısının doğru olanı yapmasını ve adaletin yerine gelmesiyle bu kişilerin ailelerine kavuşmasını bekliyoruz." diye konuştu.
"Patriot görüşmeleri hareketlendi"
Amerikalı yetkili, Türkiye’nin Patriot savunma sistemleri alması konusunda taraflar arasında görüşmelerin sürdüğünü de bildirdi.
“Türk hükümetinin Patriot seçeneği konusunda çok ilgili” olduğunu dile getiren yetkili, S-400 sistemleri hakkında endişeleri bulunduğunu aktardı.
ABD Kongresinden geçen yaptırımlarla ilgili yasanın Türkiye’yi değil, Rusya’yı hedef aldığını kaydeden yetkili, bir NATO ülkesinin Rusya’dan silah temin etmesinin ittifakın güvenliğine zarar vereceğini iddia etti. Türkiye’nin istediği silahı alma hakkı bulunduğunu söyleyen Amerikalı yetkili, bir Rus sisteminin NATO bölgesinde bulunmasından endişe duyduklarını belirtti.
Yetkili, “ABD ile Türkiye arasında Patriotlarla ilgili görüşmeler yıllardır sürüyordu ama son aylarda hareketlendi.” dedi.
"Menbiç için planlama süreci devam ediyor"
ABD’nin Suriye’den çekilmesi hakkındaki soruyu yanıtlayan yetkili, Irak’ı örnek göstererek zamanından önce çekmenin sonuçları olacağını savundu. Yetkili, “Arkamızda kaotik bir durum bırakmak istemeyiz.” ifadesini kullandı.
Menbiç’in durumu konusunda Türkiye ile ABD arasında bir planlama süreci bulunduğunu hatırlatan Amerikalı yetkili, Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt kantonu oluşturma niyetleri bulunmadığını kaydetti.
Yetkili, “Menbiç’te ya da Suriye’nin başka şehirlerinde Kürt, Arap, Türkmen ya da başkası olsun, buraların güvenliği ve yönetiminde bu yerlerin halkının sesinin hakim olmasını isteriz.” diye konuştu.
"Kürtlerin tek sesi YPG değil"
Amerikalı yetkili, terör örgütü YPG/PKK işgalindeki alanlarda Arap kesimlerin de içinde gösterildiği Suriye'nin Geleceği Partisi adlı oluşumla ilgili soruyu yanıtlarken, Suriye’de Kürtlerin olduğu kadar Türkmenlerin ve Arapların da sesinin duyulması gerektiğini söyledi.
Amerikalı yetkili, “Suriye’deki Kürtlerin tek sesi YPG değil. Diğer seslerin de duyulması ve siyasi süreçlere özgürce, YPG korkusu ve YPG’nin tehditleri olmaksızın katılmaları mümkün. Bizim amacımız bu ve Türkiye’nin de bu amacı paylaştığını düşünüyoruz.” dedi.
Türkiye’de Amerikan karşıtlığının yükselmesinin ana sebeplerinin ABD hükümetinin terör örgütü YPG/PKK ile iş birliği yapması ve FETÖ elebaşı Fetullah Gülen konusu olduğunu kabul eden yetkili, şunları ifade etti:
“Bunu görmek çok acı verici. YPG ile askeri iş birliğimiz geçici bir durum ve bunu defalarca söyledik. Bunun Türkiye’de ne kadar hoş karşılanmadığının farkındayız. Sahadaki durum değişene kadar bu fikrin değişmeyeceğini biliyoruz ama bunun geçici olduğunu söylerken samimi olduğumuzun görüleceği zamanın geleceğini biliyoruz.”
Yetkili, Gülen’in iadesinin ise yargının sıkı kurallarına bağlı olduğunu ileri sürdü.
(AA)