1
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk, ABD'nin Paris İklim Anlaşması'ndan çekilmesinin büyük bir hata olduğunu belirterek, "Bugün gelecek nesiller için iklim değişimi konusunda Çin ile olan işbirliğimizi artırıyoruz." dedi.
Brüksel'de gerçekleştirilen 19'uncu AB-Çin Zirvesi sona erdi. Zirve sonunda, Çin Başbakanı Li Kıçiang, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ortak basın toplantısı düzenledi.
Zirvenin verimli ve yapıcı bir ortamda yapıldığını anlatan Tusk, ticaret, yatırım, iklim değişimi, sığınmacı krizi, Kuzey Kore ve Afrika'daki güvenlik durumu gibi pek çok alanda AB-Çin stratejik ortaklığının önemli olduğunu ifade etti.
ABD'nin Paris İklim Anlaşması'ndan ayrılmasını "büyük bir hata" olarak nitelendiren Tusk, "Bugün gelecek nesiller için iklim değişimi konusunda Çin ile olan işbirliğimizi artırıyoruz." diye konuştu.
Tusk toplantıda, Çin'deki insan hakları ve ifade özgürlüğü konularını gündeme getirdiğini kaydetti.
AB Komisyonu Başkanı Juncker de iklim değişikliği konusunda AB ve Çin'in benzer pozisyonda olduğunu belirterek, "AB ve Çin Paris İklim Anlaşması'nı uygulamaya devam edecek." ifadesini kullandı.
Zirvede, çelik sektöründe fazla kapasite ve Çin'e serbest piyasa ekonomisi statüsü tanınması konularının ele alındığını anlatan Juncker, "Bu konularda mesafeleri daralttık ama henüz anlaşma sağlayamadık." dedi.
Çin Başbakanı Kıçiang ise AB ile ilişkileri geliştirmekte kararlı olduklarını belirterek, "Mevcut belirsizlikler karşısında AB-Çin ilişkilerinin istikrarı çok önemli." ifadesini kullandı.
Serbest ticaretin daha adil bir şekilde yapılması gerektiğini söyleyen Kıçiang, "Uluslararası kurallara uygun davranmalıyız. Dünya Ticaret Örgütü kuralları uygulanmalı. Burada özellikle AB kendi yükümlüğünü yerine getirmeli." diye konuştu.
Zirvede, AB ve Çin arasında gündeme gelen en önemli konulardan biri ticaret ve yatırım oldu. Çin, Dünya Ticaret Örgütü’ne (WTO) 2001 yılındaki üyelik anlaşmasında Aralık 2016 tarihine kadar piyasa ekonomisi statüsü tanınması koşulu uyarınca AB'nin kendisine serbest piyasa ekonomisi statüsü tanımasını talep etti.
Öte yandan, Çin'e piyasa ekonomisi statüsü tanınması halinde ülkeye karşı uygulanan pek çok ticari savunma mekanizmasının kullanılması engellenmiş oluyor. Başta demir-çelik ve güneş enerji panelleri alanları gibi Avrupa'nın çeşitli sektörleri, Çin'in pek çok ürününde damping yaptığını yani maliyetinin aşağısında bir fiyata piyasalarda sattığını iddia ediyor. Bu sektörler, kendilerini korumak için Çin ürünlerinin serbestçe Avrupa piyasalarında satılmalarını engellemek istiyor. Çin ise Avrupa'nın iddialarını reddediyor.
Görüşmelerde, AB ve Çin’in 3 yıldır müzakere ettiği kapsayıcı yatırım anlaşması da gündeme geldi. Bu yatırım anlaşmasıyla AB şirketlerinin Çin piyasalarına erişiminin artırılmasının önünün açılmasına çalışılıyor. Mevcut durumda Çin şirketleri, AB ülkelerinde şirket almakta veya yatırım yapmakta sıkıntı yaşamazken, pek çok Avrupa firması Çin piyasalarına girememekten şikayet ediyor.
Bu arada, zirve sırasında AB Konseyi binasının dışında Uygur Türkleri ve Tibetliler gösteri düzenleyerek zirveyi protesto etti. Sincan Uygur Özerk Bölgesi ve Tibet bayrakları taşıyan protestocular, sık sık Çin karşıtı slogan attı.
AA