Ahmet Eraslan
Sanat dedektifi Arthur Brand, erken dönem Van Gogh'un suç dünyasında elden ele dolaştığını, çünkü kimsenin "hiçbir değeri olmadığı için ona dokunmak istemediğini" söyledi.
Aksam.com.tr'nin The Guardian'dan çevirdiği habere göre, çalınan sanat eserlerini geri getirmesiyle ünlenen Brand, "sadece başınız belaya girebilirdi. Bu yüzden biraz lanetliydi."
Guardian'a Pazartesi gecesi Amsterdam'daki dairesinin kapısına elinde mavi bir Ikea çantasıyla bir ziyaretçinin nasıl geldiğini anlattı.
Bir meslektaşı o anı videoya kaydederken tabloyu balonlu naylondan nasıl çıkardığını hatırladı.
Tablonun arkasını, Van Gogh'un hala var olduğuna dair "yaşam kanıtı" olarak kendisine gönderilen bir resimle karşılaştırdı ve aynı olduğunu gördü.
Tablo, Groninger Müzesi tarafından küçük Singer Laren müzesine ödünç verilmişti. 30 Mart 2020'de gece binaya giren bir adam tarafından çalındı.
Bir balyozla birkaç cam kapıyı kıran adam, dünya çapında manşetlere taşınan bir soygunla, sağ kolunun altındaki 'İlkbaharda Nuenen'deki Papaz Evi Bahçesi' tablosunu alıp kaçtı.
Benzer bir şekilde, 26 Ağustos'ta bir adam Leerdam'daki Hofje van Bayan Van Aerden müzesinden Frans Hals'ın 'İki Gülen Çocuk' adlı tuvalini çaldı.
Ortak kaybın 17 milyon Avro olduğu tahmin edilmektedir.
Kıdemli araştırmacı Teio Meedendorp bunun "1884'te iki aylığına Brabant'taki ailesinin yanına döndüğünde yaptığı erken dönem resimlerden biri" olduğunu söyledi.
Meedendorp, "Bu yaptığı ilk resimlerden biri, papaz evinin arkasındaki bahçelerin güzel bir görüntüsü" dedi. "Bu erken dönem genellikle dumanlı ve karanlık olarak tanımlansa da, bir renkçi olarak yeteneğini şimdiden gösteriyor."