Zümrüt orman mavi deniz: İğneada

Amazon ve Afrika Kongo Havzası'ndan sonra dünyanın en büyük üçüncü Longoz Ormanı'na ev sahipliği yapan İğneada kalabalıklardan uzak, doğayla iç içe bir tatil için eşsiz fırsatlar sunuyor.

ERTAN ALTAN

Her yaz başında karar verip bir türlü gidemediğim İğneada’ya bu yaz nihayet gidebildim. İğneada’dan her yaz vazgeçmeme sebep olan Karadeniz’in hırçın dalgalarıydı. Tatilden bir hafta önce, ‘hava durumu’ sitelerini birer birer açıp rüzgârın yönüne, şiddetine bakıyor, sahile vuran beyaz köpükleri düşününce rotayı yeniden Ege ya da Akdeniz’e çeviriyordum. Benim için yaz tatili her şeyden önce içinde kulaç atabileceğim deniz demek.

Pandemi nedeniyle kalabalıklardan uzak tatil rotaları ararken aklıma yine İğneada geldi. Her yaz yaptığım gibi ‘accuweather’i açıp gün gün rüzgâr ölçümlerine baktım. Galiba doğru zamandaydım.

Rumlar Karadeniz’e ‘sakin’ anlamına gelen ‘Pontus’ adını vermişler. Azgın dalgaları bu isimle uslandırmayı umut etmişler. İğneada’da geçirdiğim bir hafta boyunca Karadeniz Rumca adına uygun bir durumdaydı. Ama gidince anladım ki, sakin bir deniz için İğneada’yı yıllarca erteleyerek hata etmişim. Kilometrelerce sahil şeridi boyunca uzanan zümrüt ormanları, şelaleleri ve gölleriyle İğneada ertelenecek bir yer değilmiş.      

İĞNEADA’DA NE YAPILIR? 

İğneada’nın merkezi Ege ya da Akdeniz’deki gibi; pencerelerinden sardunyalar sarkan şirin evlerin sıralandığı sokaklarda dolaşabileceğiniz bir kasaba değil. Amazon ve Afrika Kongo Havzası’nın ardından dünyanın üçüncü Longoz Ormanı’na ev sahipliği yapan bir yere göre olması gerekenden biraz fazla gelişmiş. Yine de kasabadaki konut fazlalığı doğanın güzelliğini gölgeleyemiyor. 

FRANSIZ FENERİ’NE UĞRAYIN

İğneaada’ya 4 kilometre uzaklıktaki Limanköy’de denize inen yaklaşık 50 metrelik uçurumun başında yer alan Deniz Feneri, Osmanlı’nın son dönemlerinde Fransızlara yaptırılmış. Fenerden kayalara çarpan korkunç dalgaları izleyebilirsiniz.      

KANOYLA ORMANA GİRİN 

Mert Gölü ve Longoz Ormanı çevresi İğneada’da konaklamak için en uygun lokasyon. Uzun kıyı şeridinden ayrılan Mert Gölü bir lagün. Hemen ilerisinde de Longoz Ormanı uzanıyor. Kanolarla, gölün ormanın içlerine giren noktalarına gidebilirsiniz. Ormana girdiğinizde kürekleri sudan çekin ve kuşların sesini dinleyin. İğneada’nın yaklaşık 6 kilometre dışında Longoz’un başka bir girişi daha var. Buradan kısa bir yürüyüşle şelalelere ulaşabilirsiniz. 

DUPNİSA MAĞARASI

Bulgaristan sınırımızı oluşturan Rezve Deresi’ne yakın, Istırınca’nın yarıklarından oluşan yaklaşık iki kilometre uzunluğunda bir mağaradır. Damla taşından sarkıt ve dikitlerle güzel bir görünümü vardır. 

NASIL GİDİLİR?

Kırklareli’nin Demirköy İlçesi’ne bağlı bir belde olan İğneada’ya İstanbul’dan ulaşmak için en uygun rota, Çerkezköy, Saray, Vize, Poyralı, Demirköy, İğneada güzergâhı. Bu yolu kullanarak 3 saatte İğneada’ya ulaşabilirsiniz. Yol biraz virajlı, araç kullanırken dikkatli olmakta fayda var.

NEREDE KALINIR?

İğneada’da kasaba içinde biri beş yıldızlı İğneada Resort olmak üzere pek çok otel var. Longoz Otel ve Şit Otel, cankurtaran da bulunan özel plajlarıyla, denize girmek için güvenli bir seçenek sunuyor. Denizin dalgalı olduğu günlerde bu büyük bir önem taşıyor. Bunun dışında, pek çok küçük pansiyon da hizmet veriyor. 

NE YENİR?

İğneada yemekleriyle öne çıkan bir yer değil. Ama gidenler, ‘Dobrodoşli’ adındaki köfteciye uğramadan dönmüyor. Dobrodoşli Boşnakça ‘Hoş geldin’ demekmiş.