Zehir yerseniz zehirlenirsiniz!

“Ne yerseniz, osunuz” diyor Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş. Tükettiğimiz yiyecekler, içecekler sağlımızın nasıl olacağı ile ilgili ipuçları veriyor aslında. Çünkü sağlıklı bir vücut için doğru beslenme şart. Mutfak reformuna ihtiyacımız var. Mevsiminde sebze, meyve tüketmeliyiz. Ve GDO'lu ürünlerden, işlenmiş gıdalardan uzak durmalıyız. En önemlisi de gereksiz ilaç kullanımını hayatımızdan çıkarmalıyız.

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Sağlıklı bir yaşam sürmek için ne yapmamız gerekiyor? Her geçen yıl poliklinik başvuru sayısı artıyor. Son aylarda yaşadığımız Koronavirüs salgını da bağışıklık sistemini güçlü tutmamız gerektiğini bizlere bir kez daha hatırlattı. Bağışıklık sistemini güçlendirmenin yolu da doğru beslenmeden geçiyor. Hastalanmadan ve ilaç kullanmadan sağlıklı bir yaşamın mümkün olduğunu belirtiyor Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş. Yapmamız gereken ise sağlıklı, düzenli beslenme. Mutfağımızda bazı değişiklikler yapmamız şart. Hibrit tohumlarla ve tarım zehirleriyle yetiştirilmiş sebze meyve yiyerek, GDO’lu yemlerle büyütülmüş, antibiyotik kalıntılarıyla dolu hayvansal gıdalar tüketerek sağlığımızı korumak imkânsız. Hayat boyu devam ettirebileceğimiz bir beslenme modeline ihtiyaç var. “Modern yaşam, beyin kimyamızı bozan, enerji seviyemizi yok eden, bizi hastalıklara mahkûm eden bir beslenme modelini, iyileştirmek bir yana sağlığımızı bozan ilaçları dikte ediyor. Sonuçta yaşam sevincimizi kaybediyor ve daha güzele giden yolu aramayı bile bırakıyoruz. Mutlu olmak için bir hap, uyumak için bir başka hap… Hasta oluyoruz çünkü, toksik yiyeceklerle vücudumuzu zehirliyoruz.” diyen Aktaş, sağlıklı kalmanın yollarını bizlerle paylaştı.

11 ADIMDA SAĞLIKLI YAŞAM KILAVUZU

On bir adımlık sağlıklı yaşam kılavuzunu kötü seçimleri geride bırakmak, sofrasını şifalı besinlerle donatmak isteyenler için tasarladım. Birinci adımda abur cuburları hayatımızdan çıkarıyoruz. Kılavuzun vermek istediği en önemli mesaj kendinize zaman tanımak ve her şeyi bir anda değiştirmeye çalışmamak. İkinci adımda yoğurt mayalamaya, üçüncü adımda mevsimsel beslenmeye başlıyorsunuz. Sağlıklı bir yaşam için temel beslenme alışkanlıklarını edindikçe, son adımlarda sağlığınızı destekleyecek takviyeler, bitkisel desteklerden bahsediyoruz. Ve on birinci adımda hareketli bir yaşam sürmenin önemine vurgu yapılıyor.

SAĞLIKLI OLMANIN İLK YOLU MUTFAKTAN GEÇER

Neden yemek yiyoruz? Vücuttaki tüm metabolik faaliyetlerin düzgün bir şekilde işlemesi için. Zengin mevsim sebzeleri, kaliteli protein kaynakları, fermente besinler ile kuruyemiş tüketirseniz vücudunuza ihtiyaç duyduğu yakıtı vermiş olursunuz. Ama sistemi beslemek yerine, onu toksik besinlerle zehirlerseniz sağlıklı olmanız mümkün değil. Bağışıklık sistemimizi düşünün. Bu komplike sistem öyle mükemmel bir şekilde işler ki, vücudu hastalıklara, zararlı patojenlere karşı korurken diğer yandan devamlı kanserli hücreleri yok eder. Tabii tek bir şartla; ona ihtiyacı olan besini vermeniz gerekiyor. Ama siz bağışıklık sistemine destek olmak yerine köstek olursanız, o da düzgün bir şekilde çalışamaz. Sözün özü; zehir yerseniz zehirlenirsiniz. Genetiği ile oynanmış, zirai ilaçlarla kirlenmiş, içine katkı maddeleri olan işlenmiş yiyecekler bizi hasta ediyor! Besin sizi beslemeli, vitamin, minerallerle dolu olmalı.

DOĞAL YOĞURT BİR MUCİZE

Bağırsaklarınızdaki ekosistem sağlıklı değilse bağışıklık sisteminiz de etkin bir şekilde çalışamaz. Probiyotik zengini bir beslenmenin olmazsa olmazı ise yoğurttur. Yoğurdunuzu pastörize edilmemiş sütten kendiniz mayalamalısınız. Doğal yoğurt tam anlamıyla bir mucizedir. Tabii probiyotik zengini ev turşusu, ev sirkesi, geleneksel yöntemle hazırlanmış peynir ve kefiri de unutmamak lazım.

GENETİĞİ İLE OYNANMIŞ BESİNLERE DİKKAT!

Tarım ilacıyla ya da endüstriyel atıklarla kirlenmemiş bir toprak parçası da bulmak imkânsız. Yediğiniz sebzede daha az tarım ilacı ve hormon bulunsun istiyorsanız mevsim sebzesi tüketeceksiniz. Mesela kışın domates yemeyeceksiniz! Tahıl ürünleri kan şekerini hızlı yükselttikleri ve gluten muhteviyatları yüzünden ya hiç tüketilmemeli ya da çok kısıtlı tüketilmeli. Genetiğine müdahale edilmiş, bu müdahale sırasında da içindeki gluten miktarı ciddi oranda artmış, hatta glutenin yapısı değişmiş olan modern buğdayı kimseye tavsiye etmiyorum. Ama buğday yerine sağlıklı bir alternatif koymak mümkün. Mesela yerli mısırımız… Son derece lezzetli mısır ekmeğimiz var.

MUTFAK REFORMU NASIL OLUR?

Öncelikle mutfağınızdan tüm işlenmiş yiyecekleri çıkaracaksınız. Endüstriyel olarak üretilmiş yiyecekler, nişasta bazlı şekerden katkı maddelerine ve lezzet artırıcılardan boyalara kadar toksik kimyasalla birlikte gelir. İşlenmiş yiyecekleri gerçek besinlerle değiştirerek sağlıklı yaşam adına önemli bir yol kat etmiş olursunuz. Mevsiminde tükettiğiniz her sebze ve meyve vitaminler, fitobesinler ve minerallerle doludur. Mutfağınızdan çiçek yağı, mısır özü yağı ve margarinleri çıkarıp soğuk sıkım sızma zeytinyağı, halis tereyağı gibi sağlıklı yağlar tüketmeye başlayın. Evde yoğurt mayalayın, turşu kurun, sirke yapın. Probiyotik zengini fermente gıdalar sağlıklı bir yaşamın olmazsa olmazıdır.

MEVSİM SİZE NE SUNUYORSA ONU YİYECEKSİNİZ

Mevsimsel beslenmek, besin değerleri açısından oldukça önemli. Ayrıca bu şekilde vücudunuza daha az tarım ilacı alırsınız. Domates yaz sıcağında büyür. İçinde sıcağa dayanmasını sağlayan maddeler üretir. Domates yediğinizde, siz de bu maddeleri vücudunuza alırsınız ve sıcağa karşı savunma kalkanına sahip olursunuz. Kışın yediğiniz kerevizde ise vücudunuz soğuktan korunmayı öğrenir. Kışın yediğiniz domateslerin besin değeri eksiktir. Maalesef artık her sebze ve meyve dört mevsim tezgâhlarda. Öyle ki hangi mevsim de hangi sebze yetişir onu bile unuttuk. Kısaca hatırlayalım mı? Yaz aylarında domates, salatalık, bamya, kabak, patlıcan, taze fasulye, çilek, kiraz tüketeceksiniz. Sonbaharda sofranızda turp, pazı, mantar, kış aylarında ise kereviz, kırmızı pancar, karnabahar, ıspanak, pırasa, brokoli, havuç ve muz olacak. İlkbaharda enginar, semizotu, kuşkonmaz, ısırgan, taze bakla… Mevsim size ne sunuyorsa onu yiyeceksiniz.

İLAÇSIZ YAŞAM MÜMKÜN

Gereksiz yere reçete edilen, zararları faydalarını katbekat aşan ilaçlar ciddi bir sorun. Özellikle kronik hastalıklarda verilen ve hayat boyu kullanılan ilaçlar! Bu ilaçların ciddi yan etkileri var. Çok fazla reçete edilen antibiyotikler ise ciddi bir tehdit. O kadar çok antibiyotik kullanılıyor ki, bazı virüsler, bakteriler bunlara karşı direnç geliştirerek tedavi edilemez hale geliyor. Hâlbuki gereksiz yere ilaç kullanmak yerine doğru beslenerek ve bitkisel kürlerden destek alarak pek çok hastalığı kontrol altında tutabilirsiniz. Kış aylarında sık sık soğuk algınlığına yakalananlar, Yaşam Sevinci kitabımda da yer alan bağışıklık sistemini destekleyen çay tarifimden faydalanabilir. Çayı hazırlamak için bir tatlı kaşığı ıhlamur, bir tatlı kaşığı yeşil çay ile bir limonun suyu ve kabuğuna ihtiyacınız var. Uyku ilaçlarını ele alalım. Bu ilaçlar erken bunamaya neden olur hatta kanser riskini artırır. Uykuya geçmek için bitkisel tariflerden yardım alabilirsiniz. Gelelim herkesin ecza dolabında bulunan “basit ağrı kesicilere”! Bu ağrı kesicilerin son derece tehlikeli. Romatizma hastalarında ağrı kesici reçete etmek yerine ilk yapılması gereken beslenmenin düzenlenmesidir. Ağrı kontrolü için bitkisel takviyeler ve kürler uygulayabilirsiniz.