“Yorganın ustası mı olur?”

Tasarımcı ve yazar Gül Çetin Kaybolan Meslekler serisinin yorgancılık sanatını anlattığı ''Yorganın Ustası mı Olur?'' adlı ilk kitabını yayımladı. Seriye sepetçi, bakırcı, saat tamircisi, kilimci, bastoncu gibi unutulmaya yüz tutmuş zanaatlarla devam edecek olan Çetin'in amacı değerli kültürel mirasımızın korunmasını ve gelecek nesillere aktarımını sağlamak...

ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr

Unutulmaz mesleklerimiz zengin kültürümüzün birer parçası ve gelecek nesillere bırakacağımız değerli bir mirastır. İşte bu sebepten onlara sahip çıkmamız ve unutulmaması adına çalışmalar yapmamız gerekir. Yazar ve tasarımcı Gül Çetin de bu anlayışla çok anlamlı bir projeye imza attı. Yazıp çizdiği Kaybolan Meslekler serisi kapsamında "Yorganın Ustası mı Olur?" adlı kitabını yayımladı. Çetin'in amacı ülkemizin farklı coğrafyalarına ait eski meslekleri çocuklarımıza tanıtmak, korunması ve geliştirilmesini sağlamak. Serinin ilk kitabında son yorgan ustalarından biri olan Yaşar Usta bizi yorgancılık sanatıyla tanıştırıyor. Milli kültürümüz, iletişim, sanat, erdemler, çokça hayal gücü bu kitabın satır aralarında saklı. Seri sepetçi, bakırcı, saat tamircisi, kilimci, bastoncu gibi kaybolan farklı mesleklerle devam edecek ve bir koleksiyona dönüşecek. Milli kültürümüzün çok önemli bir parçası olan eski meslekleri, son ustaların incelikli zanaatını çocuklarımıza tanıtmak için çıktığı bu yolculukta yazar; ebeveynleri, öğretmenleri, çocukları bu kitaplarla tanıştırmaya davet ediyor, böylece değerli mirasımızın korunmasını, gelecek nesillere aktarımını birlikte sağlayacağımıza inanıyor... Bugüne kadar çeşitli yayınevleri için altmışa yakın kitap resimleyen Çetin, kitap çizimleri ile YATADEM ve BASYAYBİR'in hazırladığı Turkish Illustrators Catalog 2019'da 61 illüstratör arasında yer aldı. Ayrıca bütün dünyada ırk, dil, din ayırt etmeksizin profesyonel çizim yapan illüstratör kadınları bir araya toplayan @thewomenwhodraw topluluğuna kabul edildi. Ebeveyn ayrılığı üzerine çocuklar için yazdığı Yorganımın Altından Sesleniyorum kitabı 2021'de Timaş Çocuk'tan çıktı. Yine yazıp resimlediği dayanışma, birlik olma temalı Kümülüs Diyarında Olağanüstü Bir Gün ve hayata gülümseyerek bakabilmeyi aşılayan, yaşsız "Bazen" isimli kitaplarını da 2022'de yayımladı. Biz de Akşam Cumartesi olarak Gül Hanım ile son kitabından hareketle keyifli bir röportaj yaptık.

Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?

1985, İstanbul doğumluyum. Küçük yaştan beri sanat dallarıyla ilgiliyim. Burslu olarak Bahçeşehir Üniversitesi Görsel İletişim Tasarım lisansımı bitirdikten sonra Kadir Has Üniversitesi İletişim Bilimleri'nde yüksek lisansımı kitap sanatı üzerine tamamladım. 2010'dan beri eşimle birlikte Türkiye'nin ilk iç iletişim ajansı Fikri Mahsul'un kurucu ortağıyım, ağırlıklı olarak markalar için sosyal sorumluluk projeleri tasarlıyorum. Kızım ve oğlumdan aldığım ilhamla tasarımcı, yazar olarak çalışmalarıma devam ediyorum. 3 yılı aşkındır Bavul Dergisi'nde Evvelki Mühim Söylenmişlikler köşemde atasözlerimizin hikayelerini yazıp çiziyorum. İllüstrasyonlarım, yazılarım, şiirlerim çeşitli dergilerde, gazetelerde, yetişkin ve çok sevdiğim çocuk kitaplarında yer alıyor. İki kişisel sergimi açtım, seksenden fazla karma sergiye katıldım ve en önemlisi 1. Uluslararası Cannes Junior Film Festivali'nde "En İyi Senaryo Ödülü" olmak üzere ödüllü kısa filmlerim var. Gönüllü olarak Türkiye Eğitim Gönülleri Vakfı'nda çocuklara sanat eğitmenliği yaptım, halen İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bianeli jüri takımındayım.

YURTDIŞINDA TÜRK ÇOCUKLAR İÇİN KİTAPLAR HAZIRLIYORUZ

Yurtdışında ne gibi çalışmalarınız var?

Yirmi beş sene Viyana'da Ana Dili Öğretmeni olarak çalışmış emekli öğretmen Selma Otuk ile bir araya gelerek, yurtdışında yaşayan Türk çocuklar için kitaplar hazırlıyoruz. E.Weber yayınları tarafından basılan "Okumak Çok Güzel" (2021), "Noktalama İşaretlerini Öğreniyorum" (2022) ve "Hayatı Keşfediyorum" (2023) isimli ilköğretim çocukları için okuma ve ders kitaplarımız Avusturya'da müfredatta yer alıyor. Kitaplarımız, Almanca konuşulan ülkelerde raflarda yer alırken ayrıca amazon.com üzerinden online olarak satılıyor. Kitaplarımız, yurt dışında yaşayan Türk çocuklarına, Türkçeyi doğru öğrenmeleri ve kullanmaları, kültürel değerleri ve kimliklerini yaşatmaları yönünde önemli bir kaynak oluyor. Aynı zamanda çocuklara ana dillerini sevmeleri ve dil becerilerini geliştirmeleri yönünde teşvik ediyor.

Peki bu kitabı yazma fikri nasıl doğdu?

Dedem Arif Karakaş çok iyi bir marangoz ve mobilyacıydı. Benim için onu mobilya tasarlarken, ağaç işi yaparken izlemek bir sihirbazı izlemek kadar büyüleyiciydi. Bunu yaşadığım için ne kadar şanslı olduğumu yaş aldıkça anlıyorum. Zanaat erbablarının giderek azaldığı gerçeğini hepimiz biliyoruz. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan 7-11 yaş ilköğretim yaş grubundaki çocukları geleneksel sanatlar ve sanatkâr/zanaatçılarla tanıştırmak amacıyla bu yolculuğa çıktım. Kitabım bu anlamda son zanaatkârlar için hem ahde vefa hem de ömür terekesi diyebiliriz.

TÜRK KÜLTÜRÜNDEKİ ÖNEMİ ATASÖZLERİMİZE DE YANSIYOR

Yorgancılık ve kültürel miras değerlerimiz sizce neden önemli?

Yorgan sözcüğü, eski Türkçe'de yogurkan, yapurgan, yavurgan şeklinde kullanılan ve örtünmek manasına geliyor. Yorgan, uyurken bizi ısıtan, örten iki kumaşın arasına yün, pamuk gibi doğal malzemeler doldurularak dikilen, üzerine de kültürümüze has motifler işlenen bir uyku gereci ve aynı zamanda çok eski bir Anadolu âdeti. Çocuk yorganı, çeyizlik yorgan, tandır yorgan... Evliya Çelebi, Seyahatname'sinde İstanbul esnaflarını anlatırken yorgancılardan 'esnaf-ı yorgancıyan' diye bahşediyor, dükkân sayısının 105, çalışan sayısının 400 olduğunu da belirtiyor, nereden nereye... Ayrıca Türk kültüründeki önemi atasözlerimize de yansıyor. Unutulmaz mesleklerimiz zengin kültürümüzün birer parçasıdır ve gelecek nesillere de bırakacağımız değerli bir mirastır. Yorgancılık da bu mesleklerden biri. Bu kitapta çocuk okurlarımın öncelikle bir toplumu diğer toplumlardan ayıran özelliklerin kültürel öğeler olduğunu kavramalarını ve böylece zengin kültürel mirasımıza duyarlılık kazanmalarını, korunması ve geliştirilmesi konusuna öneminin fark etmelerini hedefliyorum.

Kitabınız yorgancılığa dair nasıl bilgiler veriyor okura?

Kitap yorgancılık konusunu işlediği için arka planda derin bir araştırma gerektiriyor. Çocuklara bu bilgileri sıkıcı olmadan esprili bir dille ve mümkün olduğunca sade şekilde aktarabilmeye gayret ediyorum. Hikayemizin kahramanı Atlas ailesi ile birlikte Kilis'e yaptığı yolculukta yörenin son yorgan ustası Yaşar Bey ile tanışıyor. Yaşar Usta, yorgancılığın ve hallaçlığın inceliklerini, nasıl icra edildiğini çocukların anlayabileceği bir uslupla, aşama aşama paylaşıyor. Ve böylece unutulmasından korktuğu bu sanatı gelecek nesillere aktarıyor. Ayrıca kitapta çocuklar geleneksel yorgan motiflerini öğreniyorlar, sonra kendi motiflerini tasarlıyorlar. Her kitabın sonunda küçük okurlarıma interaktif etkinlikler tasarlamak istiyorum.

SERİMİZ SEPETÇİ, BAKIRCI, KİLİMCİ, BASTONCU GİBİ ZANAATKARLARLA DEVAM EDECEK

Kültürel mirasa dair yeni çalışmalarınız olacak mı?

Çocuklara kültürel mirasımız olan eski meslekleri tanıtma hayalim Kronik Çocuk ile gerçekleşiyor, "Kaybolan Meslekler" serisi için çalışmalarımı sürdürüyorum. Serimiz sepetçi, bakırcı, saat tamircisi, kilimci, bastoncu gibi zanaatkarlarla devam edecek. Kitaplarımız bir koleksiyona dönüşecek. Her bir kitapta işlenen meslek/zanaat hangi coğrafyada, ne zaman, nasıl, ne şartlarda, kimler tarafından, ne kadar emekle uygulanıyor, tüm bunları detaylı şekilde öğrenmek benim için ayrıca zevkli.

KÜLTÜREL MİRASIMIZA BİRLİKTE SAHİP ÇIKALIM

İlerideki proje ve hayallerinizden bahseder misiniz?

Kaybolan Meslekler serisini layığıyla tamamlamak öncelikli hedefim. Okullarda çocuklarla buluşarak onlara çeşitli etkinliklerle bu mirası paylaşmak istiyorum. Çocuklar için kültür, sanat, sosyal sorumluluk projeleri üretmeye devam etmek en büyük hayalim. Sizin vasıtanız ile çocuklarına nitelikli kitap okumayı-okutmayı seven anne babalar, öğretmenlere sesleniyorum. Bu yolculukta bana eşlik ederseniz çok sevinirim. Kültür Bakanlığı'ndan bu kitapların bütün okul kütüphanelere ve müzelere girebilmesi ve böylece daha çok çocuğa ulaşabilmesi için destek bekliyorum. Kültürel mirasımıza birlikte sahip çıkalım. Çocuklarımıza en güzel kitaplar yoluyla bu aktarımı sağlayabilir, bu sevgiyi ve koruma bilicini aşılayabiliriz.