Yerel yönetimler sokak hayvanları konusunu ciddiye almadı

Sokak hayvanları konusunda yeni bir yasaya ihtiyaç olmadığını, varolan yasa uygulanmadığı için bu noktaya gelindiğine dikkat çeken eski Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Mehmet Emin Birpınar, ''Bugün hayvanlara sahip çıkıyoruz, çevreciyiz diyenlerin aklının ucundan geçmeyen mükemmel bir yasa çıkarıldı 2004'te. 5199 sayılı kanunun muradı sokak hayvanlarının kısırlaştırılarak ortamına bırakılmasıydı. Ancak bu konuda sorumluluk verilen yerel yönetimler bu konuyu ciddiye almadı ve dertlenmedi. Bu işin çözümü devlet eliyle yapılacak topyekûn hızlı ve sistematik kısırlaştırma. Hiçbir sorun bir günde ortaya çıkmadığı gibi bir günde çözümlenmez.'' diyor.

GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

Sokak hayvanları ile ilgili tartışmalar ulusal yayın mecraları ve sosyal medya eliyle holiganvari bir dille tartışılmaya devam ediyor. Taraflardan biri sokaklardaki zararlı, zararsız tüm köpeklerin toplatılıp, itlaf edilmesi için ciddi bir kampanya yürütürken kimi hayvanseverler de hiçbir şart altında köpeklerin toplatılmasını istemiyor.

Ülke genelinde sokaklardaki sahipsiz hayvan sayısının 4 milyona yaklaştığı tahmin ediliyor. Bu anlamda bir sorun olduğunu kimse inkâr etmiyor. Ancak itlaf isteyen kesimler sorunun kaynağı ve neden bu noktaya gelindiğini tartışmak yerine kutuplaştırıcı bir dil üzerinden sokaklardaki tüm köpeklerin toplatılmasını istiyor. Marjinal bir grup hayvansever de köpek saldırılarını görmezden gelip sorunun çözülmesine direnç gösteriyor. Oysa her iki aşırı uçtaki bu küçük kitleler toplumun büyük çoğunluğunun hayvanlar konusunda ne kadar merhamet sahibi olduğunu gözden kaçırıyor.

Konuya akl-ı selim ve hem insanı hem de hayvanların yaşam hakkını savunarak yaklaşanlar ise bu konu ile ilgili çözüm önerilerini yeni yasa tasarısının hazırlıklarını yapan AK Parti Grup Başkanvekili Bahadır Yenişehirlioğlu'na ulaştırdı. Pek çok sanatçı, hayvanlarla ilgili çalışan sivil toplum kuruluşu ve konunun ilgililerine ulaşan Yenişehirlioğlu başkanlığındaki komisyon tüm önerileri dikkate alarak titiz bir çalışma yürütüyor. Önümüzdeki haftalarda Meclis'e gelmesi gereken yasa tasarısının içeriği henüz netleşmedi.

VAROLAN YASA YETERLİ AMA UYGULANMADI!

Orta yolu bulma konusunda çağrıda bulunan isimlerden biri de eski Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Mehmet Emin Birpınar. Çevre ve Şehircilik alanında akademik çalışmalara da imza atan Prof. Mehmet Emin Birpınar hayvan hakları konusunda Ak Parti'nin 2004 yılında devrim niteliğinde bir yasa çıkardığını, 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nda bugün sokak hayvanları ile ilgili tartışılan tüm sorunlara yönelik çözümlerin yer aldığına dikkat çekiyor. O dönemde dünyanın dörtte üçünde hayvanları koruma kanunu bulunmadığını hatırlatan Prof. Birpınar, "Bugün hayvanlara sahip çıkıyoruz, çevreciyiz diyenlerin aklının ucundan geçmeyen mükemmel bir yasa çıkarıldı. Kanunun muradı sokak hayvanlarının kısırlaştırılarak ortamına tekrar bırakılmasıydı. Hayvanların hangi durumlarda itlaf edilip, edilemeyeceği de bu kanunun 13. Maddesinde 'Kanunî istisnalar ile tıbbî ve bilimsel gerekçeler ve gıda amaçlı olmayan, insan ve çevre sağlığına yönelen önlenemez tehditler bulunan acil durumlar dışında yavrulama, gebelik ve sütanneliği dönemlerinde hayvanlar öldürülemez.' şeklinde özetleniyordu. İnsanlara zarar veren hayvanların nasıl bertaraf edileceği mevcut hayvanları koruma kanununda açıkça yazılıdır. Ne yazık ki bugün bu tartışmaları yapanların çoğunun sözünü ettiğim yasayı okuduğunu zannetmiyorum. Okusalar zaten yeni bir yasaya ihtiyaç olmadığını sadece bu yasadaki maddelerin uygulanması gerektiğini görecekler." diyor.

YEREL YÖNETİMLER BU KONUDA DERTLENMEDİ

5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun 1. Maddesinde "Bu Kanunun amacı; hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır." denilirken yeni çıkacak kanunda sorunsuz hayvanların da toplatılıp sahiplenilmediği takdirde itlafı kararının çıkması Türkiye'nin 'merhamet medeniyeti' iddiasını büyük ölçüde zarar verecek.

Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe döneminde cesur bir adım atılarak 2004'te Hayvanları Koruma Kanunu'nu çıkarılmıştı. Bu yasaya göre sorumluluğun yerel yönetimlere verildiğinin altını çizen Prof. Birpınar "Ancak yerel yönetimler bu konuyu ciddiye almadı, dertlenmedi. İlçe belediyelerinin büyük çoğunluğunda barınak ve veteriner yok. 20 sene boyunca yapılan ihmaller ve bu kanunu uygulamayan yerel yönetimler bu tartışmalar yapılırken sessiz kalıyor. İtlaf kanunu çıkarılsa bile belediyeler 5199'da kendilerine verilen sorumluluğu yerine getirmedikleri gibi bunu da yapmayacaklar." diyor.

ÇÖZÜM HIZLI VE SİSTEMATİK KISIRLAŞTIRMA

Merdiven altı, kırsal, dövüş köpeği üretimi ve satışının, sahiplenilmiş köpeklerin sokağa terk edilmesinin popülasyonun temel nedeni olduğuna dikkat çeken Prof. Birpınar, 5199 sayılı kanunda bu tür üretimlerin yasak olduğunu, bu konularda da ilgili kurumlara denetim yetkileri verildiğini ancak denetim yapılmadığı için 20 yıllık ihmallerin sonucu bu noktaya gelindiğini söylüyor.

"Bu işin çözümü topyekûn hızlı ve sistematik kısırlaştırma. Hiçbir sorun bir günde ortaya çıkmadığı gibi bir günde çözümlenmez. Ama yerel yönetimlerin diğer yasayı uygulamadıkları gibi yeni çıkacak yasanın gereğini de yerine getirmeyecektir." sözleri ile endişesini dile getiren Prof. Birpınar, "Bu yüzden devlet aklı ve gücüyle valilikler eliyle yine 5199 sayılı kanunda belirtilen ancak ne yazık ki işletilmeyen İl Hayvanları Koruma Kurulları aktif olarak toplanmalı. Ki bu kurullar valinin başkanlığında, sadece hayvanların korunması ve mevcut sorunlar ile çözümlerine yönelik olmak üzere toplanır.

SAHİPLENDİRME KONUSUNDA MEDYA ÖZENDİRİCİ OLMALI

Kanuna göre bu toplantılara Büyükşehir belediyesi olan illerde büyükşehir belediye başkanları, büyükşehire bağlı ilçe belediye başkanları, büyükşehir olmayan illerde belediye başkanları, Doğa Koruma ve Milli Parklar il şube müdürü, Tarım ve Orman il müdürü, Çevre ve Şehircilik il müdürü, İl sağlık müdürü, İl millî eğitim müdürü, İl müftüsü, Belediyelerin veteriner işleri müdürü, Veteriner fakülteleri olan yerlerde fakülte temsilcisi, münhasıran hayvanları koruma ile ilgili faaliyet gösteren gönüllü kuruluşlardan valilik tarafından seçilecek en çok iki temsilci, il veya bölge veteriner hekimler odasından bir temsilci, İl baro temsilcisi veya ildeki barolardan birer temsilci katılır. Bu kurullar işlevsel hale getirilirse ve bir acil eylem planı çerçevesinde çalıştırılırsa bölgesel olarak sürüleşmenin yoğun olduğu yerler tespit edilip oralara hızlıca müdahale edilir, agresif köpekler ve alfa köpekler seçilerek barınaklara alınır ve sürüler de dağıtılır" hatırlatmasında bulunuyor.

Sahiplenme konusunda da medyanın özendirici yayınlar yapması gerektiğine vurgu yapan Prof. Birpınar "Sokak hayvanlarının tamamını canavar gösteren videoları veya resimleri medyada sürekli gösterirseniz hiç kimse sahiplenmeye cesaret edemez." diyerek belli bir türe yönelik itlafın ekolojik dengeyi bozabileceğini bu yüzden zincirinin halkasının kopmaması gerektiğini kaydediyor. Prof. Birpınar, "Yıllardır görevini ihmal edip kısırlaştırmayı başaramayan belediyeler sokak hayvanlarını sahiplensin. Ancak gönüllülerin desteğini de yanlarına alarak onlara iyi baksınlar. Düşünün deprem bölgesinde sahipleri hayatını kaybeden hayvanların çoğu sokaklarda kaldı. Ben onlardan dört tanesini aldım. Hâlâ sahipsiz köpekler var o bölgede. Şimdi onları da itlaf edip uyutacak mısınız?" diye soruyor.