Yeni bir oyun daha tiyatro sahnesinde!

Kulağa Çok Saçma Ya Da Uzak Bir İhtimal Gibi Gelmiyor adlı oyun, seyirci karşısına çıktı. İnsan ruhunun direncini derinlemesine inceleyen distopik bir tiyatro prodüksiyonu olan oyun, geçmişlerini hatırlamayan iki 'giydirici' kadının hayatta kalma mücadelesini anlatıyor.

Canan Kübra Birinci ve Gülşah Yeşilot tarafından hem yazılıp hem oynanan Kulağa Çok Saçma Ya Da Uzak Bir İhtimal Gibi Gelmiyor adlı yapımda zamanın birinde çok önemli bir etkinliğe katılacak distopik bir dünyanın başkanı için yapılan hazırlıklar işleniyor. Oyun, zaman kavramını yitirecek kadar uzun süredir çalışan, geçmişini hatırlamayan iki giydiricinin, hayatta kalmak için verdiği mücadeleyi ve hapsoldukları durumu eleştirel bir şekilde sahneye yansıtıyor.

KENDİ TİYATRO ANLAYIŞIMIZA YER BULMAYA ÇALIŞIYORUZ

Emek Tiyatrosu ve TiyatrOPS'ta izleyiciyle buluşan, tek perde ve 60 dakika olan absürt/kara komedi türündeki yapım, 2 Nisan'da KomaSahne'de, 19 Nisan'da İkinci Kat'ta, 10 Mayıs'ta Tatavla Sahne'de perde açacak. Birinci ve Yeşilot, oyunla ilgili şunları söylüyor: "Aslında biz beraber hayal etmeyi, üretmeyi, çalışmayı seven bir ikiliyiz. Üretimin her geçen gün arttığı bu alanda biz de kendi tiyatro anlayışımıza yer bulmaya çalışıyoruz. Sahneye koyduğumuz bu işle de sistemin ve günlük hayatın ritminde sıkışmış bireyin nefes alabileceği yerleri araştırdık, bir çıkış yolu var mı, bunu sorduk. Çünkü nefes alabildiğimiz yer burası. Bizimle birlikte bütün bu kaosun içinde nefes almak isteyen seyircimizi bekliyoruz."

OYUN NE ANLATIYOR?

Zamanın birinde distopik bir dünyanın başkanı çok önemli bir etkinliğe katılacaktır. Her gün bu etkinlik için ülkenin farklı yerlerinde çeşitli hazırlıklar yapılmaktadır. Fakat etkinlik, başkanın yoğun programı nedeniyle iptal olmakta ve ertesi gün bütün hazırlıklara yeniden başlanmaktadır. Bu etkinlikte giyilecek olan takım elbisenin her gün kusursuz bir şekilde temizlenip hazırlanması için iki giydirici işe alınmıştır. İkisi de geçmişlerini hatırlamamaktadır. Zaman kavramını yitirecek kadar uzun süredir çalışmakta ve burada yaşamaktadırlar. Başkan hiçbir zaman takım elbiseyi giymeye gelmemiştir ve iki giydirici her gün hiç giyilmemiş olan elbiseyi tekrar tekrar temizleyip hazırlar. Bu birbirini tekrar eden günlerden birinde geçen oyunda, iki giydiricinin hayatta kalmak için verdikleri mücadeleyi izleriz. Bu, bazen kendi aralarında buldukları oyunlarla, bazen ellerinde kalan bir gazete parçasıyla, bazen de hayallere tutunarak olur. Başka türlü bir yaşamı bilmedikleri ve hatırlamadıkları için hayatta kalıp işlerine devam etmelidirler.