Yaz sıcaklarına karşı bol bol su için

Vücudumuzun yüzde 50- 80' i sudan oluşur.

NİL ŞAHİN GÜRHAN / nil@nildiyet.com

Su, başlıca yaşam kaynağımızdır. Sağlığımızın korunmasında ve sağlıklı büyümesinde su çok önemlidir. Bu güne kadar beslenme bilimi besinlerin yapısında sağlığımız için önemli 50 çeşit besin elementi tespit etmiştir. Ancak hiç bir besin elementi su kadar hayati önemli ve işlevsel değildir.

Vücudumuzda ki bütün kimyasal tepkimeler su varlığında olur. Canlılığımızın devamında ve metabolizmamızın çalışmasında su gereklidir. Sindirim sisteminde çözücü olarak görev alır. Yemek yerken ağzımıza aldığımız ilk lokmadan itibaren çiğneme başladığında tükrük yapısında ki su göreve başlar. Vücut ısısının dengelenmesinde görevlidir. Terleme ile ısı dengesi sağlanır. Kan dolaşımında hayati önem taşır. Kanımızın yüzde 90’ı sudur. Zararlı atıkların vücuttan atılması da su ile sağlanır. İdrarın yüzde 97’si sudan oluşur. Vücudumuzun her zaman her koşulda ve sürekli suya ihtiyacı vardır. Çocuklarınıza sürekli su içmesi için, yemekte sofrada mutlaka su bulundurun, mutfakta, salonda kolayca ulaşabileceği yerlerde su bulundurun ki kendisi içebilsin. Tabi iyi örnek olmak için çocuklarınızın yanında sürekli bol miktarda su için. Onun için sağlıklı beslenme konusunda olduğu gibi bol su konusunda da en etkili çözüm, doğru rol model olmaktır. Çocuğunuzun ihtiyacı olan su günlük 1- 1.5 litredir. Metabolizmanın çalışması sırasında zorunlu olarak her gün minimum 1- 1.5 litre su kaybedilir.

Çocuğunuza susamadan su içme alışkanlığı kazandırmalısınız. Normal şartlarda kanımızda sodyum konsatrasyonunun artması durumunda su içme ihtiyacı oluşur ve susama hissi başlar. Kanda sodyum konsantrasyonunun %1 oranında artması bile susamayı başlatır. Susamak beyindeki hipatalamus tarafından kontrol edilir. Ancak yoğun stres, aşırı çay kahve tüketimi, hareketsiz yaşam ve su içmeme alışkanlığı susama hissini maskeler, susama olmadığı için vücudumuz su ihtiyacını karşılayamaz, susuzluk kaderimiz olabilir. Ayrıca hastalık durumunda susama azalır. Bebekler ve yaşlılarda da yeterli ölçüde susama olmayabilir.