NÖROLOG DR. SEVDA SARIKAYA
Pandemi döneminde zihin sağlığımızı koruyabilmek için yapılabilecek en doğru hareketlerden biri doğaya yönelmek. Aslında pandemi olsun ya da olmasın doğanın iyileştirici gücü birçok çalışmayla gösterilmiş. Avrupa’nın bazı ülkelerinde psikiyatri reçetelerinde doğada yürüyüş yerini buldu bile. Tabi ki kısıtlamalardan etkilenilse de dışarı çıkma imkânı olan zamanlarda, çevremizdeki park ve bahçelerde vakit geçirmekte fayda var. Ben bu anlamda biraz şanslıyım. ABD’nin en yeşil eyaletlerinden sayılan (hatta buranın sloganı Evergreen State) Washington’da ormanın hemen kenarındaki bir evde yaşıyorum. Her yer orman olduğundan bu özellik bir durum sayılmıyor. Bu dönemde kuş çeşitlerine karşı merakım arttı. Önce her gün bahçeye gelen kuşları gözlemlemeye başladım. Daha çok kuş çeşidi görebilmek için bahçenin her köşesine yemlikler astım. Sonra da ormandaki kuşları keşfetmek için yürüyüşler yaptım. Çok başka bir dünyanın içerisine çekildiğimi, zihnimdeki yüklerden arınmaya başladığımı gözlemledim.
Bu konuda yapılmış çalışmaları araştırdım ve gördüm ki bilimsel çalışmalarda da bu yönde sonuçlar elde etmiş. Farklı 26 Avrupa ülkesinde toplamda 26 bin kişi üzerinde yapılan bir yaşam kalitesi değerlendirilmesi çalışmasında, mutluluğun yaşadığımız çevredeki kuş türü sayısı ile doğru orantılı olduğu tespit edilmiş. Yaşanan bölgedeki yüzde 10 kuş çeşitliliği artışının, Avrupalıların yaşam memnuniyetini, en azından gelirlerindeki bir miktar artış kadar etkilediği tespit edilmiş. Araştırmacılar, doğa gözlemciliğini aynı zamanda zihin sağlığı için bir yatırım olarak görmek gerektiği görüşündeler. Doğadaki birçok çeşitliliğin benzer etkide bulunacağı ön görüsünde bulunan çalışmanın yürütücü ekibi kuş çeşitliliğini, ölçülebilir parametrelerden olduğu için seçtiklerini belirtiyorlar. Çalışmanın yürütücülerinden Joel Methorst, sonuçlara göre, günlük hayatlarında farklı birçok kuş çeşidi görebilen ve doğayla iç içe yaşayan Avrupalılarda mutluluk oranının en yüksek gözlendiğini belirtiyor. Fazladan on dört farklı kuş çeşidinin yaşanan çevreye dahil olmasının Avrupalıların yaşam memnuniyetini, ortalama aylık geliri 1237 Euro olan bir kişinin aylık gelirinde en az 124 Euro artış olmuş kadar yükselttiği saptanmış.
Başka bir gerçek daha var ki, kuş çeşitliliğinin son zamanlarda dramatik bir şekilde azaldığı ilgili kuruluşların yaptığı çalışmalarla gösterilmiş durumda. Bunun gelecek dönemde insanların zihin sağlığına etkilerinin negatif olacağı ön görülüyor. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, doğadan kopuş insanların zihin sağlığını her şekilde kötü etkiliyor. Bu yüzden gelecek nesillere bırakacağımız en büyük miras doğayı ve bizimle birlikte doğayı paylaşan diğer canlıları korumak, onlarla kardeşçe yaşamayı öğrenmek olacaktır. Belki bu pandemide doğada kuş gözlemlemeye çıkma fırsatı bulamayabilirsiniz. Ama unutmayın ki doğadaki her canlıya dokunuş, onlara yaptığınız her türlü yardım size de iyi gelecektir. Sokaklarda yaşayan ve bizim yardımımıza ihtiyacı olan birçok canlı var. Özellikle kediler ve köpekler çok eski çağlardan beri insanla yaşamaya alıştığından bizlerin sorumluluğundalar aksi takdirde yaşamlarını sürdüremezler. Aç kalmamaları ve soğuktan etkilenmemeleri için bize muhtaçlar. Bu anlamda hem birey olarak bizlerin, hem sivil toplum örgütlerinin hem de kanun düzenleyicilerinin yapmaları gerekenler var. Tüm canlıların eşit olduğu bir dünya düzeninde yaşamak bize nasip olmasa da umarım gelecek nesiller bu duyguyu tadabilirler.