Yandaşım, yandaşsın, yandaş!

Memlekette en büyük sorunlarımızdan biri tutarsızlık. Başkalarını eleştirirken, alnının çatına etiketi yapıştırırken pek bir yürekliyiz de laf ettiğimiz şeyi ‘bizden' birileri yapınca başımızı havaya kaldırıp bir ıslık tutturuyoruz.

GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

Malum sanat piyasası ve Cihangir esnafı içinde Cumhurbaşkanımızı sevenler pek az. Belki zannettiğimizden fazladır da mahalle baskısının en yoğun yaşandığı bu bölgede kolay kolay kimse ağzını açıp da devlet lehine iki cümle kuramaz. Yapılan iyi hizmetler yok sayılır. Ne Avrasya tüneli, ne Marmaray, ne Şehir Hastaneleri ne de Korona ile mücadelede gösterilen başarı bir şey ifade etmez onlar için. Ama nadiren mahalle baskısına başkaldırıp hakikati görenler de yok değil. Geçenlerde oyuncu Umut Oğuz, eşinin rahatsızlığı sebebiyle ambulans talep ettiği özel hastanelerin ilgisizliğine isyan edip Başakşehir Şehir Hastanesi’ne gittikten sonra sosyal medyada bir video paylaştı. Özel hastanelerden hizmet alamayan ünlü oyuncu “Ben de şehir hastanelerine karşı ön yargılıydım ve çok salladım. Şu an özür diliyorum. Muhteşem bir hastane, muhteşem bir anlayışla biz bugün şehir hastanelerinde tedavi olduk. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” dedi. Bu samimi cümleler bağzıları tarafından Oğuz’a ‘yandaş’ etiketi yapıştırılmasına yetip artmıştır. Ekrem İmamoğlu’na sosyal medya üzerinden tam destek verenlere nedense bu etiket hiç yapışmıyor. Gökhan Özoğuz, Cem Yılmaz, Şevval Sam, daha İmamoğlu koltuğuna oturmadan İBB’den iş bağlayan Atilla Taş, düne kadar iktidara destek twitleri atarken başdöndürü bir hızla muhalif kesilen Yeşil Salkım’a neden kimse ‘yandaş’ demiyor? Toplumu ayrıştırıyorsunuz diyenlerin Cumhurbaşkanlığı davetlerine katılan sanatçıların üstünü kırmızı kalemle çizip İBB’nin davetlerini gidenleri kutsaması ikiyüzlülük değil de nedir?

Halk Müziğinin sevilen sesi Şükriye Tutkun’un geçenlerde sosyal medyaya yansıyan haklı isyanı da bu ikiyüzlülüğün en somut örneklerinden biri ve sadece Cumhurbaşkanlığı değil AK Parti hükümetlerinde görev yapan herhangi bir isimle selamlaşmak da çok büyük kabahat. TBMM’de Eski Başbakan Binali Yıldırım’la görüştüğü ve kendisiyle fotoğraf çektirdiği gerekçesiyle CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tüm konserlerinin iptal ettiğini açıklayan Şükriye Tutkun, İBB’de de yandaş listesinde olduğunu söyledi. Twitter’da iktidar aleyhine gerçekleşen bir iftira kampanyasını deşifre etmesi ve konuyla ilgili gerçekleri toplumla paylaşmasıydı.

Benzer şekilde şarkıcı Demet Akalın da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için kurduğu samimi cümleler sebebiyle sosyal medya lincine maruz kaldı. Akalın, “Adam ne yapsa yaranamıyor. İnsanların biraz daha önyargısız bakması gerekiyor konulara. Keşke herkesin Reis’le beş dakika geçirme şansı olsa. Ben Cumhurbaşkanımızla sohbet ederken, ailemden biriyle sohbet eder gibi hissediyorum, derdimi o rahatlıkla anlatıyorum” ifadesini kullanmıştı.

Beni Demet Akalın’ı bile savunmak durumunda bırakan Cihangir esnafının çifte standardı bir gün biter mi bilinmez. Ancak asıl ayrışmayı makbul sanatçı olmanın ön koşulu olarak muhalifliği ve lgbt destekçiliğini şart koşanların yaptığı aşikâr…