Vizyondakiler / Korkunç rahibe dehşet saçıyor!

The Conjuring serisinin spin-off projesi Dehşetin Yüzü, Jennifer Garner'lı İntikam Meleği ve romantik komedi Kapımdaki Aşk, haftanın öne çıkan yapımları…

BAŞAK BIÇAK / basakbicak@gmail.com

Dehşetin Yüzü

James Wan’ın, The Conjuring filmleriyle başlattığı ve spin-off projeleriyle giderek genişleyen bir korku evrenine dönüşen hikâyesi, Dehşetin Yüzü (The Nun) ile devam ediyor. Ancak James Wan’lı The Conjuring 1 ve 2, nasıl ki modern korku sineması için değerli ve popülaritesi yüksek işler olduysa, farklı yönetmenlerin imzasıyla karşımıza çıkan Annabelle serisi ve yeni spin-off Dehşetin Yüzü, o denli hayal kırıklığı yaratan işler oldu. Dehşetin Yüzü, James Wan’ın yeteneğiyle gerilimi buram buram hissettiğiniz The Conjuring serisinin çok gerisinde ve korku öğelerini doğru kullanmakta yetersiz bir yapım. Yine de reklam kapasitesi sebebiyle merak uyandıracaktır, bu sebeple tercih sizin…

İntikam Meleği

Jennifer Garner’ın başrolünde yer aldığı İntikam Meleği (Peppermint); vahşi bir saldırıda kocası ve kızı öldürülen bir kadının, ailesinin katillerine karşı açtığı savaşı ve intikam mücadelesini konu ediniyor. Filmin yönetmen koltuğunda Pierre Morel oturuyor.

Cesur Araba

Animasyon türündeki Cesur Araba (Wheely), Yusry Abdul Halim yönetmenliğinde karşımıza çıkarken, şehrin en hızlı taksisi Wheely’nin aşkı karşısında vereceği zorlu mücadeleyi ele alıyor.

Kapımdaki Aşk

Reese Witherspoon’un başrolünde yer aldığı Kapımdaki Aşk (Home Again), Los Angeles’ta tek başına yaşamını sürdüren bir kadının sinemacı üç genci ağırlamasıyla birlikte değişen hayatını konu ediniyor. Film romantik komedi klişelerini, haddinden fazla zorlasa da eğlenceli olmayı başarıyor.

Radiogram

Yaşanmış bir hikâyeden esinlenen Radiogram, 1971 yılında komünist rejim altındaki Bulgaristan’da, rock’n roll delisi küçük oğluna yeni bir radyo almak için 100 kilometre yürüyerek en yakın şehre giden bir babanın hikâyesini beyazperdeye aktarıyor. 

Göç Yolu

Turgut Ural yönetmenliğindeki Göç Yolu, Balkanlar’dan Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan insanların dağlarda verdiği ölüm kalım mücadelesini konu ediniyor.

Güvercin

Banu Sıvacı’ya, Sofya Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ödülünü getiren Güvercin, günlerini babasından kalan güvercinlerle ilgilenerek geçiren Yusuf’un, abisinin zoruyla çalışmaya başlamasının ardından çalışma hayatı ve mahalle gerçekleri gibi konularla yüzleşmesini ele alıyor.