François Ozon’un Frantz’i, Mel Gibson’ın Savaş Vadisi ve Murat Şeker’in Çakallarla Dans serisinin yeni halkası bu hafta ilgiyi hak ediyor.
Pastoral Amerika
Oyuncu Ewan McGregor’un, Philip Roth'un Pulitzer ödüllü romanından beyazperdeye uyarladığı Pastoral Amerika (American Pastoral), oyuncu kadrosunun etkileyici performanslarının dahi kurtaramadığı filmlerden… 60’ların Amerika’sında, kutsal Amerikan ailesi temasından hareketle, dönemin fikir hareketlerini ve özgürlükçü düşünce sistemlerini yerden yere vuran film, daha çok McGregor’un kibrine kurban giden bir ilk uzun metraj denemesi izlenimi uyandırıyor. Tercih ederken dikkatli olmakta fayda var…
Frantz
Swimming Pool, 8 Femmes, Le Refuge ve Dans la maison gibi filmlerin yönetmeni François Ozon, I. Dünya Savaşı'nın hemen ertesinde geçen bir hikâyeyi merkezine alıyor ve Almanya’nın küçük bir kasabasına gelerek sürekli mezarlık
Savaş Vadisi
Mel Gibson’ın yeniden yönetmen koltuğuna oturduğu Savaş Vadisi (Hacksaw Ridge), İkinci Dünya Savaşı sırasından Amerika’nın ilk vicdani retçisinin öyküsünü ele alıyor ve savaşmayı reddederek, kurşun sıkmadan onlarca kişinin hayatı kurtarmayı başaran Desmond T. Doss'un yaşadıklarını konu ediniyor. Filmin başrolünde ise Andrew Garfield var.
Lanetli Ev
Aaron ve Austin Keeling'in yazıp yönettiği ve ilk uzun metraj deneyimleri olan Lanetli Ev (The House on Pine Street), yedi aylık hamile bir kadının, kocasıyla birlikte doğup büyüdüğü kasabaya taşınması ve bunun üzerine gelişen paranormal olayları hikâyeleştiriyor.
Çakallarla Dans 4
2010 yılında başlattığı Çakallarla Dans serisiyle, kendisine hatırı sayılır bir izleyici kitlesi edinen yönetmen Murat Şeker, geçtiğimiz Nisan ayında vizyona soktuğu Delirormanlı’nın ardından şimdi de Çakallarla Dans serisinin dördüncü halkasıyla izleyicisinin karşısına çıkıyor. Başrollerinde serinin ilk üç filminde olduğu gibi Şevket Çoruh, İlker Ayrık, Timur Acar ve Murat Akkoyunlu'nun bulunduğu film, yine izleyicisine eğlenceli dakikalar vaat ediyor.
Bana Git De
Varoluş bunalımını aşmak için İstanbul'dan Doğu'ya doğru yolculuk yapmak isteyen gitarist bir adam ile ünlü olmak için Doğu’dan kaçıp İstanbul’a gelmeye çalışan genç bir kadının yollarını bileştiren Bana Git De, Handan Öztürk’ün yönetiminde karşımıza çıkıyor.