aysun.yildiz@aksam.com.tr
Zeynep Tosun, yaptığı tasarımlarla son zamanlarda Türkiye’nin en iddialı isimlerinden biri… Tarzını, iddialı cesur ve eklektik olarak yorumlayan başarılı tasarımcıyı Etiler’deki atölyesinde ziyaret ettik. Tosun’la, ilk koleksiyonundan bugün ki koleksiyonuna kadar pek çok şeyi konuştuk.
Mercedes-Benz Fashion Week’te oldukça ilgi gördünüz. Yeni koleksiyon yolculuğunuzu dinleyelim mi?
Aslında uzun zamandır bu yolda devam ediyoruz. Bizim için yarım saatlik bir tanıtım hazırlığı değildi bu. Uzun zamandır üzerinde çalıştığımız şeylerden ibaretti… En başa dönersek, kesinlikle modanın bir farkındalık taşıması gerektiğini düşünüyordum. Bunun üzerine bir şeyler yapmam gerekiyordu. Anadolu’nun her köşesinden bir sürü kadınla çalışıyoruz ve dolayasıyla şunu düşündüm; güçlü nesiller için güçlü kadınlar. Kadınları kendi gücüne sahip olmak için destekleme fikri, bu işi yapmaya devam etmemin başlıca nedenlerinden biri oldu. Kendi yolculuğumda çalıştığım kadınların kendi hayatlarındaki mücadeleleri, beni yetiştiren kadınların da öyle olduğunu ve benimde o kadınlardan biri olduğumu fark ettirdi. Bu nedenle kadınları ele almak istedik, yola buradan çıktık ve bunu lanse etmek istedik. Bu yüzden de kadınlara “Rise” dedik. Rise’ın anlamı yükselmek. Neden yükselmek? Çünkü içinde bir cesaret, bir “hadi” barındırıyor. Bu yolda o kadınlarla iş birliği yaparak ilerledik. Birçok tasarım ortaya çıkardık ve bunları çektiğimiz bir videoyla pekiştirdik…
Tasarımlarınızda neyi ön planda tuttunuz?
Bizim ayrı bir konseptimiz vardı. Biraz daha dünyanın en eski sembollerine yöneldik. Ve kumaş artisti Raşit Kuruyeci’nin sufizim’den ilham alarak yaptığı sergiden etkilendik. Oradan aldığımız ilhamla, onun desenlerine benzer tasarımlar üreterek içine kendi manalarımızı ve desenlerimizi oturttuk… Koleksiyonda tel kırmalar, tel sarmalar var ve çok el emeği geçen işler var. Her koleksiyonumda olduğu gibi tel kırma çok kullanıyorum tasarımlarda ki o artık bizim imzamız haline geldi. Güzel bir koleksiyon ve güzel bir birleşim yaptığımızı düşünüyorum.
Ne renkler ön planda tutuldu?
Biz de daha çok haki yeşiller, hardallar, siyah ve beyaz karışımlar ön planda tutuldu. Ayrıca bu karışımların üstüne bordolar, dev yıldızlar sanki bir mağara duvarına çizilmiş gibi... O yüzden kumaşlarda düz krepler değil, ketenimsi dokulu krepler kullandık.
Couture koleksiyonunuzda neler yapıyorsunuz?
Yeni sezon için güzel bir couture hazırlayacağız. Couture’de 1 sezon yapmanın daha mantıklı olduğunu düşünüyorum. Çünkü müşteriye direkt satıyoruz. Tabii ki ara ara özel günler için koleksiyon çıkartıyoruz.
HER GÜN YENİLENİYORUZ
İlk çıkardığınız Lale koleksiyonunu hatırlıyor musunuz? Geçmişe dönüp baktığınızda o zamandan bu zamana neler değişti?
Tabii ki unutmam mümkün değil… O koleksiyonumu hala çok seviyorum ve çok özenerek çıkartmıştım. O zamandan bu zamana çok ilerleme kaydettik. Her gün bir şeyler öğreniyoruz. Ölene kadar da öğreneceğiz. Zaten “Ben oldum, bittim” derseniz olmaz. Hayata yaklaşım öyle olmamalı. O yüzden ben kendi gidişatımı, kendimle özel buluyorum. Hayatımda ne yaşadıysam koleksiyonlarıma da onu yansıttım. Çok güzel bir yolculuktu benim için, hala öyle. Kadınlarla bire bir çalışmam, atölyemde özel müşterilere danışmanlık yapmam, kendi koleksiyonumu defalarca hazırlamam, bana çok büyük deneyimler yaşattı. Şu an bunların meyvesini yiyorum.
Yeni çıkan tasarımcılar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Her meslekte olduğu gibi iyisi de var kötüsü de. Bu işi yapmak için doğuştan bir yetenek, zevk ve bir gusto olması lazım.
Kendi markanızı giyiniyor musunuz?
En az kendi markamı giyiniyorum herhalde. Bu koleksiyonda iki numune yaptık da giyebiliyorum. Minyon ve kısa olduğum için ürünler bana ya uzun, ya büyük geliyor. Terzi kendi söküğünü dikemezmiş ya, bir sene boyunca ceketimin cebi yırtık gezdim. İşlerden dikmeye fırsatım olmadı… Alışveriş yaptığım yerlere gelecek olursak; vintage mağazalara mutlaka giderim. İkinci el mağazalardan alışveriş yapmayı çok seviyorum. Benzersiz şeyler alıp giymeyi seviyorum. Styling yönüm geliştiği için aynı ürünü 5 kere çevirip çok rahat giyiyorum. O yüzden eskisi gibi çok sık alışveriş yapmıyorum.
KADINLAR ÖZGÜN OLMALI
Türk kadınlarının doğru giyindiğini düşünüyor musunuz?
Türkiye’de ki kadınlar özgür değiller. Kişi ne giymek istiyorsa onu giymeli ve kendi için giyinmeli.
Gardırobunuzun vazgeçilmez parçaları neler?
Çok cool spor ayakkabıyla da giyebileceğim bir takım elbisem ve tişörtlerim vazgeçilmezlerim. Bir de çok iyi deri ceketlerim var, annemden kalan ve vintage ceketler...
TARZIM, İDDİALI, CESUR VE EkLEKTİK
Tarzını birkaç kelimeyle nasıl özetlersiniz?
Bence İddialı, cesur ama bunların seksepaliteyle karıştırılmaması lazım. Seksi olmak için illa derin dekolteli giyinmeye gerek yok her yeri kapalı bir kazakta seksi olabilir. Veya kapalı da iddialı olabilir. Ben tarzımı, iddialı cesur ve eklektik diye düşünüyorum.
Tasarımlarınıza Gizia Gate’de ulaşmak mümkün artık...
Evet, Gizia Gate’yle çok iyi bir iş birliğimiz oldu. Mağazaya giden kendine uygun tasarımları bulabiliyor. Belki benim markama gidiyor ama aradığını Özgür Masur’da bulabiliyor. Bu noktada Gizia Gate hem bizim için hem alıcı için çok doğru bir adres, hepimizin dükkânı gibi. Bz bu durumdan çok memnunuz…