Ülkece gündüz kuşağına dönüştük

Günlerdir milletçe Narin'in o küçücük bedeni üzerinde tepiniyoruz. Televizyonlar saatler süren tartışma programlarında ben her şeyi bilirimci uzmanlarla bu cinayeti tartışıyor enine boyuna. Acıdan, ahlaksızlık ve sapkınlıktan beslenen gündüz kuşağı programları ise tüm topluma sirayet ettirdikleri ruh hâlini ve eserlerini gururla izliyor.

GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

Çürümenin, yozlaşmanın bin bir türlü örneğine şahit oluyoruz nicedir. Her yeni gün önümüze bir önceki gün yaşananı aratır yeni bir kötülük hikâyesi getiriyor. Reality showlarla on yıllardır aldatma, cinayet, her tür çarpık ilişkileri iştah açıcı bir seyirlik gibi izleyen milyonlar artık sosyal medya üzerinden bir cinayetin, bir kötülüğün pornografisini kendi elleriyle üretiyor. Günlerdir milletçe Narin'in o küçücük bedeni üzerinde tepiniyoruz. Televizyonlar saatler süren tartışma programlarında ben her şeyi bilirimci uzmanlarla bu cinayeti tartışıyor enine boyuna. Acıdan, ahlaksızlık ve sapkınlıktan beslenen gündüz kuşağı programları tüm topluma sirayet ettirdikleri ruh hâlini ve eserlerini gururla izliyor.

Twitterde analiz üstüne analiz yapılıyor. Herkes kendi konumlandığı yerden bir diğerini suçluyor. Narin'in Kur'an kursuna gidişi, onu dere kenarına atan yaratığın 'sonra namaz kıldım' şeklindeki ifadesine mal bulmuş mağribi gibi saldıranlar 'din, tarikat ve gericilik' üzerinden toplumsal failler üretiyor. Kimileri olayı politik bir zemine çekip Narin için sokağa dökülürken aynı kitlenin on yıllardır nice Narin'i dağa kaçırıp ölüm makinesi haline getirmesi kimseyi rahatsız etmiyor. Narin'le ilgili yayın yasağını 'gerçeklerin gizlendiğine' yoranlar ölüm raporunun ve tutuklulara ait ifadelerin tüm detaylarıyla her yaştan sosyal medya kullanıcısına servis edilmesinin doğuracağı sonuçları görmezden geliyor.

ÇÜRÜMENİN ASIL KAYNAĞI NE?

Ortada bir suç sarmalı ve muhtemelen bir yasadışı yapılanma sözkonusu. Güvenlik güçleri ve yargı konu ile ilgili hassasiyetle çalışıyor. Dolayısıyla bütün toplumun polis, savcı, hâkim gibi davranmasına gerek yok. Elbette dünya güzeli Narin'in katillerinin bulunması için kamuoyu baskısı oluşturmak şart. Ancak en çok kafa yorulması gereken şey Narin gibi çocuklarımızın kurban edilmesine yol açan yapıların beslendiği zemini ortadan kaldırmak. Bunun kaynağı siyaset mi, ticaret mi ne tür bir kirli ilişkiler ağı ise toplumu bu tür oluşumlardan temizlemek.

Sosyal medyada Narin'le ilgili yazılıp çizilenler içinde en rahatsız edici olanlardan biri de 'Alın size Anadolu İrfanı' diye başlayıp toplumun mayasını oluşturan değerlere hakaretler içeren paylaşımlardı.

Anadolu'yu, taşrayı ve aileyi bütün kötülüklerin kaynağı olarak gören ezberci bakış modern, batılı, sınırsız yaşam tarzının yozlaşmışlığını yok sayarak kendini ahlakçı bir yere sabitleyip diğerini hedef tahtasına oturtuyor. Aslında tam da Anadolu İrfanı dediğimiz mayamızdan uzaklaştığımız için oluyor tüm bunlar. Değerler dünyamız, ölçü ve mihengimiz şaştığı için aile bozuldu, aile ilişkileri yozlaştı, oradan başlayan çürüme topluma sirayet etti. Görünürde çok muhkem bir kale olan ailede artık her değer ölçüsü ve inanç 'mış gibi' yaşandığından, din belirli gün ve zaman dilimlerine sıkıştırılan ritüeller bütünü olarak görüldüğünden hayatın bütününe dair hükümler de yok sayılmaya başlandı. Üstüne bir de modern hayatın sınırsızlığını 'özgürlük' gibi algılayan kabuller eklenince herkes her şeyi kendine hak görmeye, bireysel faydası için her kötülüğü yapabilme cüretini göstermeye başladı. "Bir suç işlendiğinde Türkiye, Müslümanların yaşadığı ülke oluyor. Güzel bir şey olduğunda Türkiye, laik bir Cumhuriyet ülkesi oluyor." şeklindeki haklı itirazları da kulak arkası etmemek lâzım. Biz bu kafadan kurtulmadıkça ne kız çocuklarımızı, aile yapımızı koruyabiliriz ne de birlik ve beraberliğimizi!

AHLAKSIZLIĞIN 50 TONU

Toplumun adalet duygusunu derinden sarsan olaylardan biri de kara para aklama suçuyla yargılanan Dilan-Engin Polat çiftinin tahliyesi oldu. Adaletin dolandırıcılık karşısında hükümsüz kalışı vicdanları yaralarken sosyal medyada çokça örneğine rastlanan bu fenomenlerin ciddi sayıda takipçiye sahip oluşu çok daha derin bir patolojik durumu ele veriyor. Bir onlyfans ünlüsünün teşhircilikle kazandığı başarıya alkış tutan sözüm ona ilericiler de bu hastalıklı hâlin bir diğer boyutu. Kendine kariyer olarak teşhirciliği seçen bir kadını rol model olarak programlarına konuk eden kişiler de bu yozlaşmayı besleyip bu tipolojiyi 'makbul' hale getiriyor. Narin'i öldürenler kadar kız çocuklarını, genç kızları bu tür fenomenlerle sömürü ağının ortasına çekenler de aynı kötülüğün ortağı. Birinin bedeni diğerlerinin ruhu öldürülüyor zira. Ve ne acıdır ki Narin'in tabutunun üstüne gelinlik örtülmesinden rahatsız olup 'O daha çocuktu, tabutuna oyuncakları konulmalıydı' diyenler çocuk yaşta kızların teşhircilik yaparak para kazanmasından, kendilerini birer cinsel objeye dönüştürmelerinden zerrece rahatsızlık duymuyorlar.