İpek Tanır / cumartesi@aksam.com.tr
Oldukça sağlam bir müzikal arka plana sahip olan Demet Tekin, uzun yıllar eğitimci kimliğiyle devam ettirdiği kariyerini artık beste ve albümleri ile süslüyor. Emin Ongan Üsküdar Musıki Cemiyeti ve İTÜ Türk Musıkisi Devlet Konservatuarı gibi iki köklü kurumda büyük ustalardan eğitim alan Tekin, alana akademik çalışmaları ile katkı sağlamakla yetinmeyip birbirinden kıymetli bestelere de imza atıyor. Bu yaz ard arda iki albüm çıkaran Tekin'e dumanı üstünde eserlerine dair merak ettiklerimizi sorduk.
Çok farklı müzik türlerinde üretimler yapıyorsunuz. Bestelerinizdeki bu çeşitlilikle neyi hedefliyorsunuz?
Müziğin hepimizin hayatındaki yeri ve önemi çok büyük. Her türlü duygu değişimimizde farklı tür müziklere ihtiyaç duyarız. Bu sayede duygularımızı daha yoğun yaşarız. Ben hem dinleyici hem de müzisyen olarak farklı türde müzikler üzerinde çalışmayı çok seviyorum. İnancıma göre müzik ruhun gıdasıdır ve bir tek müzik vardır; müziğin doğusu batısı diye bir ayrım suni ve olsa olsa teknik bir ayrımdır. Müzik bir bütün olduğu için insanlar çeşitli müzikleri sever. Bu sebeple ekibimle hazırladığımız her projede farklı tarzlara yer vermeye çalışıyoruz. Ama yüreğimde her zaman en ön sırada olan Anadolumuza ait Türk Halk müziğimi ve Türk Sanat müziğidir. Yüzyıllardır gelenek göreneklerimizden beslenen türkülerimiz bizi anlatır, bizi yansıtır ve bizi şifalandırır. Bu sebeple özümüzden gelen müziğimizi korumalı, yaşatmalı ve yeni nesillere aktarmalıyız diye düşünüyorum. Tam da bu sebeple kendi adıma Türk Sanat müziği ve Türk Halk müziği tarzlarında besteler yapmaya ve kaydetmeye çalışıyorum. Son dönemde yöresel özelliklerde eserler besteliyorum.
Geçen yıl Türkü Demeti isimli akustik bir album çıkartmıştınız. Yakın zamanda da Katre adlı elektronik alt yapılı bir türkü albümü ile dinleyenlerin karşısına çıktınız. Onun hemen ardından bir hafta ara ile Türkü Demeti 2 geldi. Özellikle mi böyle bir zamanlama seçtiniz?
Katre isimli türkümün duygusu bana farklı geldiği için onu diğerlerinden ayırarak değişik kaydetmek istedim. Ne yapsak acaba diye düşünürken aklımıza türküyü elektronik alt yapıyla düzenlemek geldi. Denedik ve hoşumuza gidince elektronik alt yapıyı mevcut birkaç türküye daha uyguladık. Sonrasında DJ arkadaşımız Kaan Can'ın tavsiyesiyle daha minik formda dört türkü daha besteledim ve onları da elektronik yaptık. Bu şekilde 3 Mayıs'ta çıkartmış olduğumuz Katre albümümüz oluştu.
Araya çok zaman koymadan 10 Mayıs'ta yine kendi bestelerimden oluşan akustik kaydedilmiş Türkü Demeti 2 albümünü çıkarttık. Aynı dönemde iki albüm birden çıkartmamdaki amaç bir besteci olarak hem akustik hem elektronik türkülerimi dinleyenlerime bir arada sunmaktı. Bu sayede isteyen akustik olanı isteyen de elektronik yapıda olanı tercih edebilecek.
Katre'nin klibi de farklı bir çalışma olmuş. Klibin bir hikâyesi var mı?
Katre elektronik alt yapısıyla bizim için özel bir çalışma olmuştu. Şarkının hem melodisi hem sayın İbrahim Açılan hocamızın güzel şiiri bizi etkiliyordu. Türkünün bazı bölümleri ilahiyi andırıyordu, elektronikle birleşince çok ayrı bir duygusu olmuştu. Bu sebeple ona güzel bir klip çekmek istedik. O dönem yönetmenimiz Ateş Savaşeri ile yollarımız kesişti. Şarkının melodisi ve sözleri bizleri olduğu kadar Ateş Beyi de etkilemiş. Kendisinin yaşadığı Dalyan'da bir klip çekmeye karar verdik. Dalyan'ın eşsiz dokusu içerisinde yönetmenimizin aklına çok güzel fikirler gelmişti. Klibin kurgusu benim gibi tarihe meraklı biri için çok uygundu. Klipte tarihi mekânları gezerken, o bölgede yaşanmış efsanevi bir aşk hikâyesini takip ediyor, bu aşıkları hayalimde canlandırıyorum. Konu benimle çok örtüşüyordu. Dalyan'da iki günlük bir çalışma ile klibimizi çektik. Doğası ve tarihi ile bizi oldukça büyüleyen bir çalışma oldu.
Türküler neden önemli sizce?
Türkü kelimesi, Türk adının sonuna, "î" ekinin getirilmesiyle ortaya çıkmıştır. "Türkî" de Türk'e özgü anlamında kullanılır. Türküler çoğu kez bir doğa olayı, bir kahramanlık, aşk ya da ölüm gibi insanları derinden etkileyen olaylar karşısında doğar ve yayılır. Kendine özgü ve belirli bir ezgi ile söylenmiş, hece ölçüsüyle yazılmış ve zamanla yöresel özellikler edinmişlerdir. Türkülerin büyük çoğunluğu anonimdir, ağızdan ağza söylenirken ilk söyleyeni kaybolmuştur. Bu şekilde halkın malı olurlar. Günümüzde kayıt yapma şansımız olduğundan türkünün kimin bestesi olduğu artık belli olmaktadır. Kültürümüzü yaşatmak ve yeni nesillere aktarmak amacı ile Anadolu ezgileriyle eserler üretmeye çalışıyorum. Bu türküleri akustik olarak kaydettik ama daha genç nesillere ulaşabilmek için elektronik alt yapılı çeşitlemeler de yaptık.
Bundan sonra gündeminizde neler var?
Genelde albümlerimi sürpriz şekilde, farklı tarzlarda çıkarttığım için net olarak söylemek istemiyorum. Bazen birkaç çalışma yapıp istediğimizi öne koyabiliyoruz. Önümüzdeki dönemde önceliği hangi çalışmaya veririz tam emin olamıyorum ama Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği çalışmalarına mutlaka devam edeceğim. Ülkeme ve kültürümüze ait müziklere, yenilikler katarak üretmeye ve hizmet etmeye devam edeceğim.