“Türkiye mimarlığı yerel kimliği korumalı”

Radisson BLU Hotel Kaş projesi ile dünyanın önemli ödülleri arasında gösterilen IF Design Ödülü'nü kazanan mimar Yeşim Kozanlı: ''Kentsel dönüşüm projelerinde, tarihi dokunun ve kültürel mirasın yeterince korunmadığı ve özüne sadık kalınmadığı gözlenmekte. Hızlı şehirleşme ve yoğun inşaat faaliyetleri, zaman zaman tarihi ve kültürel dokunun zarar görmesine yol açabiliyor. Bazı projelerde ise global mimari trendlerin yüzeysel bir şekilde taklit edilmesi ve yerel bağlamdan kopuk tasarımlar yapılması özgünlük ve yerel kimliği güçlendirme konusunda eksikliklere işaret ediyor. Türkiye mimarlık sektörü ve endüstrisi; büyük potansiyele sahip olmakla birlikte, bu potansiyeli tam anlamıyla gerçekleştirebilmek için yerel kimliği koruyup güçlendirmeli.''

ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr

Mimarlık ve tasarım kavramlarını ne bulunduğu bölgeden ne de üreticisinden bağımsız düşünemeyiz. Bu iki faktörün bir araya geldiği durumlarda ise önceliğin bireyselliğe mi yoksa bölgenin, dokunun kültürüne mi verileceği profesyonel sürecin bir işareti elbette. Yakın zamanda yerelden uluslararası bir bakışla tasarladığı; aynı zamanda bölgenin değerlerini yok saymadan kendi mimari bakışını da modern bir anlayışla harmanlayarak ortaya koyduğu Radisson BLU Hotel Kaş projesi ile dünyanın en önemli ödülleri arasında gösterilen; "Hospitality Interiors" kategorisinde IF Design Ödülü'nü kazanan Yeşim Kozanlı liderliğindeki Yeşim Kozanlı Mimarlık da o profesyonel bakışa sahip mimarlardan biri. Kozanlı ile aldığı ödül vesilesiyle keyifli bir röportaj gerçekleştirdik, mimarlığa, tasarıma ve insan-mekân ilişkisine dair konuştuk.

AKDENİZ'İN GÜZELLİKLERİNİ MODERN MİMARİYLE HARMANLADIK

Öncelikle aldığınız ödülü tebrik ederiz. Biraz ödül aldığınız projeden bahseder misiniz?

Bu projede hem Akdeniz'in doğal güzelliklerini hem de Kaş'ın yerel dokusunu modern mimari ile harmanlayarak, yerine özgü ve yenilikçi bir yaklaşım sergiledik. Amacımız, ziyaretçilere sadece bir konaklama deneyimi sunmak değil, aynı zamanda bölgenin kültürel ve doğal zenginliklerini de hissettirebilecek bir atmosfer yaratmaktı. Projemiz, yerel ve uluslararası misafirlerin ihtiyaçlarına uygun, fonksiyonel ve estetik açıdan zengin bir deneyim sunmayı hedefledi.

FONKSİYONELLİK İLE ESTETİĞİ BİR ARAYA GETİRİYORUM

Mimarlık/tasarım ve benzeri kavramlar sizin için ne demek ve kendi mimarlık/tasarım üslubunuzu nasıl tanımlıyorsunuz?

Mimarlık ve tasarım benim için insanların mekanlarla kurdukları ilişkileri dönüştürme ve zenginleştirme sanatıdır. Ben de bu disiplinler aracılığıyla, fonksiyonellik ve estetiği bir araya getirerek, insanların yaşam kalitelerini artıran, onlara ilham veren ve duygusal bir bağ kurmalarını sağlayan mekanlar yaratmayı amaçlıyorum. Mimarlık ve tasarım ile sadece görsel bir şölen sunmakla kalmaz, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve çevresel sorunlara yenilikçi çözümler sunmayı hedeflerim. Her projede, bölgenin kültürel ve doğal özelliklerini öne çıkaracak şekilde tasarım yapmaya çalışırım. Yerel malzemeleri, sanatı ve el işçiliğini modern tasarım anlayışıyla entegre etmek, projelerime derin bir yerel bağlam ve anlam katıyor. Mekanların sadece görsel olarak değil, aynı zamanda işlevsel ve duygusal olarak da tatmin edici olmasını sağlamak önemli. Kullanıcıların mekanla kurdukları ilişkiyi derinlemesine analiz ederek, onların ihtiyaçlarına ve beklentilerine yönelik özelleştirilmiş çözümler geliştiriyorum.

MEKANLAR SADECE FİZİKSEL YAPILAR DEĞİLDİR

Mekân tasarımlarının kullanım ve işlev durumuna bağlı olarak farklılaşması neden önemli? Yani neden mekâna özel tasarımlar oluşturmak lâzım?

Mekâna özel tasarımlar, her bir mekânın benzersiz işlevselliği, kullanıcı deneyimi ve çevresel koşullarına uygun çözümler sunmanın anahtarıdır. Mekâna özel tasarım, verimliliği optimize etme, yerel malzemeleri kullanma ve mekânın doğal çevreyle olan ilişkisi gibi çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynar. Öte yandan, mekâna özel tasarım, toplumsal ve kültürel değerleri yansıtma, yaşatma ve zenginleştirme fırsatı sunar. Bir bölgenin kültürel mirasını ve sanatını tasarıma dahil etmek, o bölgeye özgü bir kimlik kazandırır ve genel olarak toplum için değerli bir varlık haline getirir. Bu şekilde, mekânlar sadece fiziksel alanlar olmaktan çıkıp, kullanıcılarına ilham veren, duygusal bir bağ kurulan ve toplumsal bir kimlik taşıyan yaşam alanlarına dönüşür.

MİMARLIK ANLAYIŞIM İNSAN ODAKLI

Gelecekte neler yapmak istiyorsunuz? Plan, proje ve hayallerinizden bahseder misiniz?

Geleceğe dair planlarım, projelerim ve hayallerim hem yerel hem de uluslararası düzeyde yenilikçi ve insan odaklı mimarlık ve iç mimarlık anlayışını yaygınlaştırmak üzerine kurulu. Bu vizyon doğrultusunda kültürel ve doğal mirası koruyan, toplumsal değerleri öne çıkaran ve fonksiyonel tasarımları entegre eden projeler geliştirmeyi hedefliyorum. Kültürel mirası modern mimarlıkla bütünleştiren projeler üreterek, geçmiş ile gelecek arasında köprüler kurmayı ve bu sayede kültürel değerlerin gelecek nesillere aktarılmasını sağlamayı amaçlıyorum. Aynı zamanda, akıllı tasarımlar sunarak, yaşanabilir, erişilebilir ve insan odaklı mekanların gelişimine katkıda bulunmak istiyorum.

GLOBAL TRENDLER YÜZEYSEL BİR ŞEKİLDE TAKLİT EDİLİYOR

Türkiye'de mimari sektörünün dilini ve üslubunu doğru buluyor musunuz, beğendiğiniz veya eleştirdiğiniz noktalar nedir?

Türkiye mimarlık sektörü, tarihi ve kültürel zenginliği, coğrafi çeşitliliği ve dinamik sosyal yapısıyla birlikte oldukça geniş bir yelpazede tasarım fikirleri ve mimari yaklaşımlar sunuyor. Ayrıca dünyanın birçok noktasında başarılı projeler üretmiş mimarlara sahibiz. Bu çeşitlilik, Türkiye'nin mimari dilini ve üslubunu hem çok zengin hem de karmaşık hale getiriyor. Türkiye'deki mimarlar, tarihi ve kültürel mirasa saygı gösteren, bu mirası modern tasarımlarla bütünleştiren projeler geliştirmede özellikle başarılı. Bu yaklaşım, yerel kimliği güçlendirir ve kültürel sürekliliği sağlar. Coğrafi çeşitlilik ise mimarlıkta benzersiz fırsatlar sunar. Deniz kenarından dağlık alanlara, zengin bitki örtüsünden tarihi şehir dokularına kadar farklı coğrafyalarda geliştirilen projeler, bu çeşitliliği yansıtır ve değerlendirir. Malzeme zenginliği açısından oldukça bereketli topraklarda yaşamamız, mimari üslubumuzun gelişmesi için önemli bir fırsat. Ancak eleştirmeye açık noktaları da oldukça fazla. Kentsel dönüşüm projelerinde, özellikle büyük şehirlerde, tarihi dokunun ve kültürel mirasın yeterince korunmadığı, özüne sadık kalınmadığı gözlenmekte. Hızlı şehirleşme ve yoğun inşaat faaliyetleri, zaman zaman tarihi ve kültürel dokunun zarar görmesine yol açabiliyor. Planlama, izin ve uygulama süreçlerinde yaşanan bürokratik engeller ve tutarsızlıklar, projelerin kalitesini ve uygulama sürecini olumsuz etkileyebiliyor. Bazı projelerde, global mimari trendlerin yüzeysel bir şekilde taklit edilmesi ve yerel bağlamdan kopuk tasarımlar, özgünlük ve yerel kimliği güçlendirme konusunda eksikliklere işaret ediyor. Türkiye mimarlık sektörü ve endüstrisi; büyük potansiyele sahip olmakla birlikte, bu potansiyeli tam anlamıyla gerçekleştirebilmek için hem yerel kimliği koruyup güçlendirecek hem de sürdürülebilir ve kapsayıcı mimarlık anlayışlarını benimseyecek şekilde kendini yenilemeye devam etmeli.

BİR OTELİ TASARLARKEN...

Otel tasarımlarınızda mutlaka dikkat ettiğiniz detaylar neler?

Otel tasarımlarında dikkat ettiğim detaylar, projelerimin kullanıcı deneyimini odağına almasını sağlar ve bu detaylar, her projenin benzersiz ve özgün olmasını hedefler. Konum ve coğrafi özellikler için otelin konumunun coğrafi ve kültürel özelliklerini analiz ederek, tasarıma entegre etmeye özen gösteririm. Örneğin, doğal ışıktan maksimum düzeyde faydalanacak şekilde yerleşim planı yapmak veya yerel iklim koşullarına uygun malzemeler kullanmak gibi. Bölgenin kültürel mirası, mimari özellikleri ve doğal güzelliklerini yansıtacak tasarım ögelerini bir bütün olarak düşünmeye çalışırım. Misafirlerin bulundukları yerin özünü hissetmelerini sağlamak için yerel sanat eserleri, motifler ve malzemelerle tasarım sürecini geliştiririm. Farklı kullanım senaryolarına uyum sağlayabilecek, modüler ve çok fonksiyonlu mekân düzenlemeleri oluşturmaya çalışırım. Değişen misafir ihtiyaçlarına cevap verebilecek adaptif tasarım yaklaşımları sergilemeyi seviyorum ve dikkat ediyorum. Misafirlerin değişik beklentilerine uygun, çeşitli konaklama seçenekleri sunmak önemli. Aileler, iş seyahati olanlar veya tatil amaçlı gelenler için özelleştirilmiş hizmet çeşitliliğini tasarım sürecinden itibaren düşünürüm. Misafir deneyimi ve konforu açısından, akustik düzenlemeler, ısı ve nem kontrolü, ergonomik mobilya seçimi gibi kullanıcı konforunu artıran teknik çözümler en önemli konularımızdan. Misafirlerin rahatı için teknolojik imkanların entegrasyonu, günümüz gelişen teknolojisi ile en çok dikkat ettiğimiz içeriklerden.