İPEK TANIR / cumartesi@aksam.com.tr
Son dönemde aşırı estetik müdahalelerin yol açtığı sorunlar sık sık haber konusu oluyor.
"Estetikte sınıra inanan biriyim." diyen Op. Dr. Elif Seda Keskin, "Estetik daha güzele taşımak için yapılır ancak bunu yaparken doğallıktan uzaklaşırsak hem elde ettiğimiz sonuç tatminkar olmaktan çıkar ve dışarıdan garip bakışlara maruz kalınır" şeklinde uyarıda bulunuyor. Dr. Keskin'le estetik operasyonlara dair merak ettiklerimizi konuştuk.
Estetik cerrahi ülkemizin sağlık turizminde en büyük payı alıyor. Sizce Türkiye'deki estetik cerrahi tüm dünyadan neden bu kadar ilgi görüyor?
Türkiye'de gerek vaka fazlalığı gerekse de estetiği duyulan ilgi sebebiyle çok sayıda tecrübeli ve ileri düzey zor cerrahileri gerçekleştirebilecek plastik ve estetik cerrah bulunuyor. Bu sebeple de dış ülkelerden gelen hastaların talep ve memnuniyet oranları oldukça yüksek.
Sağlık turizmindeki bu gelişme ve büyümeyi neye bağlıyorsunuz? Bir yandan kimi doktorlar Türkiye'deki çalışma şartlarını gerekçe gösterip yurt dışına giderken öte yandan Türkiye'nin sağlık alanında tercih edilen ülke olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Buna şöyle basit bir örnek verebilirim. Geçtiğimiz pandemi döneminde yurtdışındaki sağlık personeli çok zorlandı. Sağlık açısından en iyi ayakta kalan ve sağlık personeli açısından en verimli çalışarak, kalabalık sebebiyle herhangi bir işlemi sekteye uğratmayan nadir ülkelerdendik. Sebebi açık ki zaten zor şartlarda çalışmaya hep alışkınız. Belki son zamanlarda bu durumdan bazılarımız yorulup daha rahat yaşam ve çalışma standartları olan bölgeleri tercih edebiliyor. Yine de bu eksilmeye rağmen ülkemizde hâlâ donanımlı ve tecrübeli cerrah sayısı hiç azımsanmayacak sayıda. Bu sebeple de yurtdışına kıyasla yapılmayan ya da yapılamayan cerrahileri gerçekleştirebiliyoruz. Bu da Türkiye'nin seçim sebebi oluyor.
Estetik cerrahi sağlık hizmetinin ötesinde bir sektöre dönüştü. Bir cerrah olarak sağlık dışında kaygılarla insanların estetiğe yönelmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kendine olan güvenin artırılmasının, mutluluğun artırılmasının da açıkçası ruh sağlığını iyileştirdiğine inanlardanım. Bu sebeple yanımdan daha kendine güvenen, daha mutlu, daha kendinden emin bir şekilde ayrılmış danışanlarımın ruh sağlığındaki iyileşmenin hem fiziksel sağlıklarını hem de hayatlarını daha iyi yaşadıklarını düşünüyorum.
İnsanların fiziki görüntülerini tamamen değiştirecek müdahaleler yönelmesi fiziksel ve mental sağlık anlamında nasıl sonuçlara yol açar? Estetikte sınır ve ölçü ne olmalı?
Estetikte cidden sınıra inanan biriyim. Estetik daha güzele taşımak için yapılır ancak bunu yaparken doğallıktan uzaklaşırsak hem elde ettiğimiz sonuç tatminkar olmaktan çıkar ve dışarıdan garip bakışlara maruz kalınır, hem de işlemde de bir aşırıya kaçma söz konusu olacağından işlemin yan etkileriyle hastayı muhatap etmiş oluruz. Estetik uygulamalarda doğallıktan uzaklaşmadan kişinin en iyi halini yaşına göre yansıtmak ana hedef olmalı bence.
Estetik müdahale yaşı her geçen yıl daha da düşüyor. Sizce bu tür müdahaleler ne zaman ihtiyaçtır ve kaç yaşından itibaren başlanmalı?
Estetik müdahalenin çeşidine göre çok değişken cevabı olan bir soru bu. Eğer hedef burun estetiği ise kemik gelişimi yaşı beklenmeli ve mümkün ise 18 yaş öncesi bir müdahale yapılamamalı. Ancak dudak dolgusu gibi uygulamalar ihtiyaç halinde belki biraz daha erken yaşa çekilebilir. Bunların yanı sıra yüz germe gibi daha büyük prosedürler doğal olarak yaş almanın daha ilerlediği 40'lı yada 50'li yaşlara saklanabilir.
Kadınlar kadar erkekler de estetik müdahaleler yaptırıyor. Erkekler neden buna ihtiyaç duyuyor?
Artık erkekler de güzel yaş almak istiyor. Estetik müdahaleler günümüzde hiç anlaşılmadan doğallık tamamen korunarak da yapılabilir. Hiçbir mimik değişimi olmadan oluşan ince kırışıklıkları azaltmak ya da düşen kaşları eski haline döndürmek ya da cilt kalitesini arttırmak erkeklerin de doğal yaşlanma sürecini yavaşlatarak onları da kendi en iyi hallerine taşıyabilir.
Rekonstrüktif cerrahi çok özel bir alan. 25-30 yıl öncesi dudak damak yarığı gibi anomaliler çok görülürdü. Şimdi belirgin bir anomali var mı doğuştan gelen? Siz ne tür vakalarla karşılaşıyorsunuz? Bu alanda nasıl gelişmeler yaşanıyor?
Maalesef hâlâ belli bölgeler başta olmak üzere yarık dudak ve damak yarıkları görülüyor. Aynı zamanda son zamanlarda folik asit kullanımının hamilelikte yaygınlaşması sebebiyle her ne kadar azalsa da hâlâ spina bifida defektleri mevcut. Her iki anamoliyi de flep cerrahisi kullanarak tedavi ediyoruz.
Sinema, ekran ve dijital medya güzel görünmeyi zorunlu kılıyor. Ama bir yandan da birbirine çok benzeyen yüzler çoğalmaya başladı. Kişiye özel estetik müdahale için nelere dikkat edilmeli?
Ekranda kullanılan efektler ve filtrelerle gerçekten aslında başımız belada. Sebebi şu ki kemik kıkırdak şekillendirilmesi en güzel şekilde yapılsa da herkesin kendine has bir yüz şekli ve karakteristik hatları var. Bunlardan çok uzaklaşma konusunda ısrarcı olduğumuzda ya bir komplikasyonla karşılaşılabilir ya da sonuç doğallıktan çok uzakta, dışarıdan müdahale edildiğinin izlerini fazlasıyla taşıyabilir. Demem o ki bence kişi karakteristik hatlarıyla zaten güzel ve özgündür. Sadece onu var olan zemin üzerinde daha iyiye taşıyarak daha özgün bir güzellik elde etmeli.