ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr
30 yılı aşan kariyerinde "Eklektik Kelt" müziğiyle dünya çapında 20 milyona yakın albüm satan Kanadalı şarkıcı ve besteci Loreena McKennitt, yepyeni albümü The Road Back Home'un ardından çıktığı "The Mask and Mirror 30. Yıl Turnesi" kapsamında Pasion Turca organizasyonunda en özel şarkılarını İzmir, Ankara ve İstanbul konserlerinde dinleyicileriyle buluşturmaya hazırlanıyor.
ALBÜM KÖKLERİNE GERİ DÖNÜŞÜ TEMSİL EDİYOR
Loreena'nın 2024 yılında yayınladığı yeni albümü The Road Back Home sanatçının köklerine; kariyerinin başlangıcına, folk dünyasındaki ilk günlerine ve karakteristik topluluk kültürüne bir tür müzikal geri dönüşü yansıtıyor. 10 şarkıdan oluşan albüm dijital platformlar yanında CD ve plak olarak da dinleyici ile buluşuyor. Albüm Hint-Avrupa kökenli kavimlerden Bedevilere uzanan çağdaş fikirlerin zengin ve eklektik bir sunumu niteliğinde. Nyckelharpa (İsveç halk çalgısı), ud, kanun, Flamenko gitar, vurmalılar gibi çeşitli enstrümanlarla bezeli albümde Loreena McKennitt vokallerin dışında piyano, klavye, akordeon ve arp çaldı.
GRAMMY ÖDÜLLERİNE İKİ KEZ ADAY GÖSTERİLDİ
Sadece Kuzey ve Güney Amerika'da değil, Avrupa'da ve Avustralya'da da en çok satanlar arasına girmeyi başardığı albümleri ve mistik şarkılarıyla dünya çapında geniş bir kitleye seslenen sanatçı, 2018 yılında yayınladığı "Lost Souls" (Kayıp Ruhlar) albümü ile de büyük beğeni kazanmış ve ülkemizde de hayranlarıyla buluşmuştu. Dört kıtada altın, platin ve multi-platin satış rakamlarına ulaşan Loreena McKennitt, büyüleyici kariyeri boyunca aralarında Kanada'nın en önemli müzik ödülü Juno'nun ve Billboard Uluslararası Başarı Ödülü'nün de yer aldığı sayısız ödüle layık görüldü, Grammy ödüllerine ise iki kez aday gösterildi. Loreena McKennitt, Pasion Turca organizasyonuyla kariyerinin en özel şarkılarını İzmir, Ankara ve İstanbul'daki hayranları için seslendirecek. Biz de bu güzel konserler öncesi Loreena McKennitt ile kısa ama keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
KENDİMİ DİNGİN VE HUZURLU HİSSEDİYORUM
Nasılsınız, kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Dingin ve huzurlu hissediyorum. Her ne kadar yoğun bir turne programı olsa da turnelerden önce kendimi fiziksel ve mental olarak en iyi performansa ulaşabilmek için hazırlıyorum. Turneler öncesi birkaç ay benim için hazırlık dönemi demek. Uzun süre sonra tekrar Türkiye'ye geldiğim için çok mutluyum.
GELECEKTEKİ TÜM PROJELERİM HEP SANATA DAİR
Müzik ve sanat sizin için ne demek? Ayrıca kendi müziğinizi nasıl adlandırıyorsunuz?
Küçük yaşlardan bu yana kendimi ifade etme biçimim müzik. İlk gençlik yıllarımda tiyatro ile de ilgilenmiştim. Okul hayatım boyunca da müzik hep benimle oldu. Kelt müziğini araştırdıkça da büyülendim. Aynı zamanda enstrüman çalmak da müziğimi daha çok hissetmemi sağlıyor. Gelecekteki tüm projelerim hep sanata dair. Yaratıcı düşüncem sanat ile tetikleniyor. Benim müziğime gelecek olursak; Kelt müziği ama elbette etnik birtakım ögeler ve enstrümanları da dâhil ediyorum. Solist olarak klasik bir eğitim aldığım için sesimi kullanış şeklimin temelinde klasik teknik de yatıyor. Şu anki halimden ve müziğimden elbette çok mutluyum. Hatta albüm çıkarmaktan ziyade dinleyicilerle karşılıklı olmak ve bol bol turne yapıp olabildiğince fazla insana canlı performanslarla ulaşmak istiyorum.
İNSANLAR DOĞAYLA İÇ İÇE OLSUNLAR
Şu an tüm dünya insanlarının erişebileceği bir mesaj gönderecek olsaydınız ne söylemek isterdiniz?
Doğayla iç içe olsunlar ve her zaman iç seslerine kulak versinler. Çünkü ben gerçek ilhamımı oradan alıyorum.
Türkiye hakkında bilgi sahibi misiniz?
Elbette! Türkiye eski dostlarımı görmeye geldiğim bir yer gibi. Doğası ve özellikle kültürel mirası çok ilgimi çekiyor. Türkiye'de daha gezmek istediğim çok şehir var.