Türkçe sevdası İstanbul'a getirdi

Yunus Emre Enstitüsü'nün ''Cumhuriyet'in Kültürel Yüzü'' konulu yaz okulu Türkiye ve Türk diline hayranlık duyan 32 ülkeden 60'tan fazla genci İstanbul'da buluşturdu. Gençler Türk edebiyatı, Türk sineması, Türk arkeolojisi ve Türk Mutfağı başlıklı seminerlere katıldı.

GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

Dünyanın dört bir yanında Türkçe öğrenimi için Yunus Emre Enstitüsü'ne giden gençler bu yaz "Cumhuriyet'in Kültürel Yüzü" konulu yaz okulu için Türkiye'ye geldi. İstanbul'da başlayan okul AKM ve Rami Kütüphanesi gibi şehrin prestijli kültür mekânlarında gerçekleştirildi. 32 farklı ülkeden 60'tan fazla katılımcı "Cumhuriyet'in Yüzü: Litera-TÜRK", "Cumhuriyet'in Yüzü: Kamera Arkası", "Cumhuriyet'in Yüzü: Türk Arkeolojisi" ve "Cumhuriyet'in Yüzü: Türk Sofrası" başlıklarında alanında tecrübeli isimlerin seminerlerine katıldı. 18-29 Ağustos 2024 arasında gerçekleşen eğitimlerin yanı sıra katılımcılar Çanakkale, İzmir, Şanlıurfa, Gaziantep ve Ankara'daki ören yerleri ve antik kentleri de görme fırsatı buldu.

HAYATIN İDRAK VE İNŞASI

Prof. Dr. Mim Kemal Öke de Yunus Emre Enstitüsü yaz okulunda "Hayatın İdrak ve İnşası" başlıklı bir konferans verdi. Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Çok Amaçlı Salon'da gerçekleştirilen etkinlikte konuşan Öke, Türk düşünce ve medeniyet ufkunu anlayabilmek için edebiyatın asıl metinleri olarak İbn-i Sina, Muhyiddin İbn-i Arabi ve Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin okunması gerektiğini vurguladı. Prof. Öke, "Dil, heyecan ve hedef vermelidir. Hayalleri kesilen, yapaya esir olan nesiller hedef üretemez. Hedef üretemeyenler de başkalarının hedeflerinin kölesi olmaya mahkumdur." ikazında bulundu.

Kelimelerin ve kelime tercihlerinin önemine de vurgu yapan Öke, İslam medeniyetinin "kişilik, kimlik ve ruh" kavramları etrafında şekillendiğine dikkat çekti.

Yaratılmışlar arasında gerçek iletişimin gönülden gönüle kurulduğunu kaydeden Prof. Öke,

"Varlık bir noktadan başlar ve sola doğru devreder. Tıpkı sema eden dervişler gibidir. Bizim neyi devrettiğimizi düşünmemiz lâzım. Yaradılışın esasını bize hatırlatan devretmelere ihtiyacımız var. İnsan sadece bedenden yaratılmadığı için şanslıdır. İnsanı insan yapan kendisine üflenen ruhtur. Bir ruhumuz olduğunu sık sık hatırlarsak hayatımız güzelleşir."

diye konuştu.

DİL İLE YANLIŞ DÜŞÜNCELERİ DÜZELTMEK İSTİYORUM

Sema Derviş

Ürdün'den geliyorum. Türk Dili ve Edebiyatı alanında doktora öğrencisiyim. Ürdün'de Yunus Emre Enstitüsü'ne gidiyorum. Burada seminerlerden sonra edebiyatla alakalı olan kütüphane, dernek ve vakıfları gezdik. Türkiye'nin tarihine hayranım. Osmanlı Tarihi ile de ilgileniyorum. Araplar ve Türkler arasında yanlış ezberlerden kaynaklanan çatışmalar var. Hem Arapların aklındaki yanlış düşünceleri hem de Türklerin Araplarla ilgili yanlış düşünceleri düzeltmek adına Türkçe öğrenme kararı aldım.

TÜRKİYE ÇOK İLHAM VERİCİ

Yulduzkhan Turgunova

Bir sene önce Kazakistan'da üniversiteden mezun oldum. Orada dünya dilleri ve edebiyatı okudum ama ilgi alanım Türk dili ve edebiyatı. Türkçe'yi çok seviyorum. Zaten kardeş halklarız; dillerimiz kültürümüz, edebiyatımız birbirine benziyor. Buraya katılmak için çok bekledim. Birkaç yıl önce de başvuru yapmıştım. Ama bu sene kabul edildim. Üniversitedeyken Türk kulübünün başkanlığını yaptım Yunus Emre Enstitüsü ile birlikte çalışıyorduk. O zaman bu projeyi öğrendim ve buraya gelip Türk edebiyatını yakından tanımak istedim. En sevdiğim yazarlardan biri Reşat Nuri Güntekin. Acımak kitabını çok seviyorum. Çalıkuşu romanı ve dizisi de bizde çok popüler. Zaten Çalıkuşu filmini izleyerek bu yazarla tanıştım. Sonra diğer kitaplarını okudum. Şimdiki yazarlardan Zülfü Livaneli'yi çok seviyorum. İstanbul'a daha önce de iki defa gelmiştim ama bu defa çok farklı yönlerini görüyorum öğreniyorum. Çünkü yazarlarla tanışıp akademisyenleri dinliyoruz. Benim çok sorularım vardı. O soruların cevaplarını buldum. İlham aldım diyebilirim. Ülkeme döndükten sonra kısa öykü yazma isteğim oluştu. Çok ilham verici bir atmosfer.

SIRBİSTAN'DA TÜRKOLOJİ ÇOK POPÜLER

Predrag Janjić

Belgrad'dan geldim. Lisedeyken Türkçe'yi çok merak ettim, tek başıma öğrenmeye başladım. İki yıl önce Belgrad Üniversitesi Türkoloji bölümünden mezun oldum. Şimdi Osmanlı Türkçesi üzerine yüksek lisans yapıyorum. Bu okula kabul edilince çok sevindim. Buraya gelen hocalar çok hoşuma gidiyor. Konuştuğumuz konular çok ilginç. Edebiyat zaten beni ilgilendiren bir şey. 19. Yüzyıl edebiyatını çok merak ediyorum. Sırbistan'da çok popüler bir konu Türkoloji. Türkçe'den on binden fazla kelime geçmiş dilimize. Çağdaş Sırpça'da ise yaklaşık 3 bin kelime var. Hocalarım ve birkaç arkadaşım bu konu üzerine tez yazıyorlar.