Ali Demirtaş / ali.demirtas@aksam.com.tr A
Türk misafirperverliği artık bir kavram. Bu kavramı sadece ülke sınırları içerisinde veya belli başlı sektörlerde değil her yerde, her alanda yansıtmak, hissettirmek ve göstermek çok önemli. Otellerimizde de öyle. Yabancı misafirlerin ülkemizdeki otellerde oldukça yoğun olarak bulunduğunu ve turizm konusunda ülkemizin önemli bir lokasyon olduğunu göz önüne aldığımızda da söz konusu önem kat kat artıyor. Biz de hem Türk misafirliği kavramının otellerdeki yansımasını hem de bu yoğun sezonda özellikle otellerde baş gösteren gıda israfının nasıl önüne geçileceğini Swissotel Genel Müdürü ve Accor Türkiye Otelleri Operasyondan Sorumlu Başkan Yardımcısı Uğur Talayhan ile konuştuk.
Bu sektör (Otelcilik, şeflik vs.) içerisinde yer almaktan mutlu musunuz?
Otelcilik sektöründe yer almak benim için büyük bir mutluluk kaynağı. Yaratıcılığımı kullanarak yeni ve benzersiz deneyimler sunma imkanına sahip olmak büyük bir ayrıcalık. Ayrıca, misafir memnuniyetini en üst düzeyde sağlama amacıyla çalışmak, insanların hayatlarına dokunmak ve onlara unutulmaz anılar yaratmak benim için büyük bir tatmin kaynağı. Otelcilik, çok yönlü bir sektör olduğundan çalışma alanlarımız da oldukça geniş. İletişim, pazarlama, müşteri ilişkileri, insan kaynakları gibi farklı disiplinlerle sürekli etkileşim içinde olmamız gerekiyor.
Sizinki çok erken başlayan bir süreç baktığımızda; sıkıldığınız veya yorulduğunuz oluyor mu?
Elbette, herhangi bir meslekte olduğu gibi otelcilikte de zaman zaman sıkılmalar ve yorgunluklar yaşanabiliyor. Ancak kendimi motive etmek için birkaç farklı yöntem kullanıyorum. İlk olarak, sevdiklerimle zaman geçirmek benim için önemli bir motivasyon kaynağı. Onlarla vakit geçirmek, enerji depolamamı ve zihinsel olarak yenilenmemi sağlıyor. Ayrıca, ekibimden aldığım enerji ve destek de beni motive ediyor. İş arkadaşlarımla etkileşimde bulunmak, birlikte çalışmak ve fikir alışverişinde bulunmak beni her zaman mutlu etmiştir. Öte yandan seyahat etmek de benim için büyük bir motivasyon kaynağı. Yeni yerler keşfetmek, farklı kültürleri deneyimlemek ve kendimi geliştirmek beni her zaman heyecanlandırmıştır.
KENDİMİZİ DAİMA GELİŞTİRMELİYİZ
Türkiye otelcilik konusunda sizce ne durumda? Biz bu işi biliyor muyuz size göre?
Türkiye otelcilik konusunda büyük bir potansiyele sahip bir ülke. Tarihi ve kültürel zenginliklerimiz, doğal güzelliklerimiz ve turizm açısından önemli bir konumumuz var. Ancak sektörün daha da ilerlemesi ve gelişmesi için sürekli çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Olumlu yönlerden biri, Türk misafirperverliği ve sıcaklığının sektöre yansımasıdır. Türk insanının misafirlerine karşı gösterdiği ilgi ve alaka, otellerimizin konuklarımıza unutulmaz bir deneyim sunmasını sağlıyor. Misafirlerin beklentilerini en üst düzeyde karşılamak için sürekli olarak kendimizi geliştirmeli ve uluslararası standartlara uygun hizmet sunmalıyız.
Türk misafirperverliği kavramını Türkiye sınırları içerisindeki otellerimize veya konaklama mekanlarına yansıtabiliyor muyuz sizce?
Türk misafirperverliği, Türkiye sınırları içerisindeki otellerimizde ve konaklama mekanlarımızda önemli ölçüde yansıtılmaktadır. Türk insanının sıcakkanlı ve yardımsever yapısı, otelcilik sektöründe misafirlerimize özel bir deneyim sunmamızı sağlıyor. Misafirlerimize "Hoş geldin" hissiyatı vermek, onlarla ilgilenmek ve ihtiyaçlarını anlamak için çaba harcıyoruz. Genel olarak Türk misafirperverliğini yabancı misafirlerimiz de hissetmekte ve olumlu tepkiler almaktayız. Ancak, sektördeki tüm çalışanların bu misafirperverlik anlayışını benimsemesi ve uygulaması çok önemlidir.
MİSAFİRLER DENEYİMSEL BİR TATİL ARAYIŞINDALAR
Uzun vadede Türkiye otelcilik sisteminde değişeceğini, yok olacağını ya da tam tersine türeyeceğini/ekleneceğini düşündüğünüz detaylar/konular var mı, neler, paylaşır mısınız?
Otelcilik sektöründe uzun vadede çeşitli değişikliklerin olacağını düşünüyorum. Özellikle pandemi sonrasında seyahat ve turizm sektöründe bir dönüşüm yaşanmaktadır. Daha sade ve minimalist bir yaklaşım olan "less is more" anlayışı otelcilikte de etkisini göstermeye başlamıştır. Bu yaklaşım, daha az ve daha öz bir deneyim sunmayı hedefler. Ayrıca, "ufak oteller" ve "yat otel" gibi farklı konseptlerin ön plana çıkmasında da artış beklenmektedir. Misafirler artık sıradan bir konaklama deneyimi yerine daha olağanüstü ve deneyimsel bir tatil arayışındadır. Bu sebeple, otelcilik sisteminin de daha yenilikçi, deneyimsel ve sürdürülebilir hizmetler sunacak şekilde değişeceğini öngörebiliriz. Öte yandan otelcilik sektörü, genç yeteneklere ihtiyaç duyan bir sektördür. Gençler, otelcilik alanında dünya genelinde kariyer fırsatlarına sahip olabilirler. Bu sektörde başarılı olmak için gençlerin kendilerine güvenmeleri ve çalışırken memnuniyetle ve gülümseyerek başarılı olabileceklerine inanmaları önemlidir. Bu sektörde çalışmanın zorlukları olsa da aynı zamanda keyifli yanları da bulunuyor ve çalışanlarına uluslararası fırsatlar sunuyor. Yeni nesil yeteneklerin bu sektöre adım atmaktan korkmamaları gerektiğini ve kendilerine güvenmeleri halinde başarılı olabileceklerini vurgulamak isterim.
OTELLERDE GIDA İSRAFI ÖNEMLİ BİR SORUN
Özellikle otel ve restoranlarda yaşanan gıda israfı konusunda ne düşünüyorsunuz?
Gıda israfı konusu otel ve restoranlar için önemli bir sorundur ve üzerinde çalışılması gereken bir konudur. Hem bireysel olarak hem de otel bağlamında bu soruna çözümler üretmek önemlidir. Bireysel olarak, ölçülü yemek siparişi vermek, israfı önlemek için doğru ölçülerde pişirmek ve atıkları doğru şekilde değerlendirmek gibi adımlar atabiliriz. Otel bağlamında ise, etkili mutfak yönetimi uygulamaları, düzenli envanter kontrolü, bağış programları ve atık yönetimi sistemleri gibi çözümler uygulanabilir. Aynı zamanda, bilinçlendirme çalışmaları ve eğitimlerle çalışanları gıda israfı konusunda bilinçlendirmek de önemlidir. Bizler, aldığımız aksiyonlarla da bu konuda lider otel durumundayız.
Gıda israfı konusunda Türkiye'deki oteller ile yurtdışındaki oteller arasında çok radikal farklar olduğu söyleniyor; burada daha çok minvalinde. Buna katılır mısınız?
Evet, maalesef Türkiye'deki oteller ve yurtdışındaki oteller arasında gıda israfı konusunda farklılıklar olduğunu söyleyebilirim. Swissôtel olarak bizim bağlı bulunduğumuz Accor Hotels zincirinin sürdürülebilirlikle ilgili çalışmalarda öncü olduğunu gururla belirtebilirim. Bazı yurtdışı otellerde daha sürdürülebilir ve israfı önleyici uygulamalar daha yaygın olarak benimsenmiştir. Bu otellerde, gıda atıklarının azaltılması, geri dönüşüm ve bağış gibi çözümler konusunda daha ileri düzeyde adımlar atılmaktadır. Ancak son yıllarda Türkiye'deki oteller arasında da bu konuda farkındalık artmış ve önlemler alınmaya başlanmıştır. Bazı oteller, gıda israfını azaltmak için atık yönetimi sistemleri ve geri dönüşüm programları başlatmıştır. Bununla birlikte, daha fazla çalışma yapılması gerektiğini düşünüyorum ve bu konuda tüm otellerin sorumluluk alması önemlidir.