Turan Kamer: Müziğim romantik değil, toplumsal odaklı!

Eyvallah adlı yeni şarkısını yayınlayan, klibi için ise Türkiye'yi tercih eden Kıbrıslı sanatçı Turan Kamer, heyecanını Akşam Cumartesi'yle paylaştı. Kamer, yapmak istediği müzik tarzıyla ilgili de ''Kendi tarzımı ortaya sunmak ve Türk pop müziğine reform getirecek nitelikte eserler yapmak istiyorum. İnsan ve hayvan hakları konularını ele alabilmek ise diğer hedefim. Sadece romantik müzikler yazan bir pop müzik şarkıcısı ve bestecisinden çok toplumsal konulara dikkat çekecek ve haksızlığa uğrayan her bir bireyin dış sesi olabilecek eserler bırakabilmek istiyorum.'' diyor.

ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr

Genç ve yetenekli; taze, özgün ve farklı bir ses. Kısır döngüye ulaşmış Türk pop müziğine mütevazi, yeni bir soluk... Kıbrıslı sanatçı Turan Kamer'den bahsediyorum. Sözlerim abartı gelebilir ama Eyvallah ve Perdeler adlı şarkılarını dinlediğinizde benden çok farklı düşünmeyeceğinizi sanıyorum. Ayrıca bu sözlerin altını aldığı eğitimlerle çoktan doldurmuş bir müzisyen o. Çocukluğundan başlayan ve 10 yıl profesyonel olarak çaldığı keman eğitiminden piyano, gitar ve şan derslerine... Hacette Üniversitesi'ndeki lisans derecesinin ardından İngiliz ve İrlanda Modern Müzik Enstitüsü'nden aldığı eğitimlere kadar... Hayatını müziğe ve sanata adamış biri Kamer. Kendisini sosyal medyada dolaşırken Eyvallah adlı parçasının 10 saniyesini dinlemeyle tanıdım. Öyle ki kendisine ulaştığımda ise ilk sorduğum şey "Bu seste oynama, manipülasyon var mı?" olmuştu, o kadar özgündü zira. "Hayır" cevabını alır almaz da bir röportaj yapmak istedim Kamer ile. İlk şarkısı Perdeler'in ardından, klibini İstanbul'da çektiği Eyvallah adlı yeni çalışmasını yakın zamanda yayınlayan Kamer keyifle yanıtladı sorularımı...

KÜLTÜR, SANAT VE SPOR BİZİ GELECEĞE TAŞIYACAK

Sohbetimize geçmeden önce bize kendini şöyle anlatıyor Kamer: "30 yaşındayım, hayat serüvenim Akdeniz'in sıcak denizleri ile kaplı güzel adamız Kıbrıs'ta başladı. Müziğe olan ilgim küçük yaşlardan beri doğal bir beceri şeklinde gelişti. Ailemin anlattığına göre daha bebekken yer ve zaman fark etmeksizin nerede müzik çalarsa çalsın büyük bir heyecan ve ilgi ile ritim tutar, olması gerekenden büyük tepkiler verip adeta hipnoz olurcasına müziğin ritmiyle kendimi kaybedermişim. Hayat yolculuğum içerisinde Türkçe, İngilizce, Fransızca hatta Arapça gibi çeşitli dillerdeki müzik türlerini dinleme ve o müzik türleri içerisindeki fantastik dünyayı keşfetme şansına sahip olduğum bir evde büyüdüm. Bir uçta babamın gençlik dönemi olan 70'li yıllardan kalma Cem Karaca, Cheb Khaled, Selda Bağcan ve Zeki Müren plakları, bir diğer tarafta ise 90'lı yıllarda ailenin en genç üyesi olan eniştemin Dire Straits, Eric Clapton, Gypsy Kings, Michael Jackson, Prince ve Sting kasetleri ile büyüdüğüm bir evde müzik kulağım ve anlayışım doğal bir akışta gelişim gösterdi. Kendi müziğimi yapmaya başladığımda yerli ve yabancı dil ve türlerdeki eserleri dinlemiş olmanın kazanımlarını olumlu bir şekilde yaşıyorum. Çok güzel dönemlerden geçmiyoruz. Eğitim yoluyla kültür, sanat ve spor bizi aydınlık bir geleceğe taşıyacak. Biz yeni jenerasyon müzisyenler bir önceki jenerasyona göre daha dayanışma içerisindeyiz. Eğer bunu koruyabilirsek inanıyorum ki bazı şeyler müzik sektöründe de iyi anlamda değişecektir. Bu yola gönül koyup, işini dürüstçe ve mertçe yapan tüm meslektaşlarımın da ayrıca yolları açık olsun. Sanat kazansın."

MÜZİK KALIPLARI VE SINIRLARI SEVMEZ

Müziğin kendisi için ne anlama geldiğini ise şöyle izah ediyor Kamer: "Müzik, başkalarına anlatamadığım ve tutkulu bir şekilde yaşadığım her şeyi sürreal bir dünyadan gerçekliğe aktarma aracımken, sanat ise anlatmaktan ve yaşamaktan korktuğum her duyguyu dışarıya vurabilme cesaretim diyebilirim. Öte yandan müziğin bendeki karşılığını ifade edebilmek, benim için çok zor çünkü müziğin içsel dünyamdaki tanımını bir yere oturtamıyor, müziği bir kalıba ve sınıra sığdıramıyorum. Müziğe yapılacak genel geçer bir tanım, aslında müziği ve dolaylı olarak yapılacak sanatı belirli kalıba sokmak demektir. Müzik ve sanat, genel geçer sınırları ve belirli kalıpları sevmez. Müziğin her alanı ve sanatın her dalı özgürce yaratılıp icra edilebilmeli. Özetlemek gerekirse, müziğin bende tek bir karşılığı yok."

HAKSIZLIĞA UĞRAYANLARIN SESİ OLMAK İSTİYORUM

"Kendi müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz ve bundan sonra nasıl şarkılar yapmak istiyorsunuz?" soruma da şu cevabı veriyor genç sanatçı: "Bundan 30-40 yıl sonra bile Türk pop müziğinde iz bırakacak ve dillere pelesenk olacak şarkılar yapabilmek en büyük hedefim. Her tür ve tarzdan elementleri harmanlayarak, kendi tarzımı ortaya koymak ve Türk pop müziğine reform getirecek nitelikte eserler yapmak en büyük isteğim. Müzik tarzım günümüzden ve Türkiye'deki ana akım müzik anlayışından çok farklı bir yerde. Tarzım 80'ler rock, 90'lar pop ve günümüz pop ve elektronik dans müziğinin bir harmanı diyebilirim. Zaman zaman kendimi bir macera filmini andıran, senfonik enstrümanların başı çektiği ve adeta büyük bir arenayı dolduracak şekilde aranje edilmiş güçlü rock müzik eserlerini yazarken, bir diğer yandan da tek bir enstrüman eşliğinde dışarda yağmur ve yanımda bir kahveyle çok yalın, duru ve dingin bir ruh halinde şarkı yazıp, bestelerken buluyorum. Profesyonel olarak başlayan yeni yolculuğumda sanatım ve şarkılarımla anlatmak istediğim çok şey var. Şarkılarımın herkese ulaşabilmesi ve anlaşılabilmesi en büyük temennim. Şu an bulunduğum yeri baz alarak, dünyanın en uzak köyündeki bir maden işçisinden, en yakın komşuma kadar herkesin yaşam hikâyesinde müziğim ve sanatımla yer edinebilmek en büyük dileğim. Günümüzde kadın, erkek, çocuk, hayvan ve genel anlamda tüm canlı haklarının bu denli korkunç bir şekilde suistimal edilmesi beni çok rahatsız ediyor. Müzik ve sanatımdaki diğer hedeflerimden biri de insan ve hayvan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği konularını ele alabilmek. Sadece romantik müzikler yazan bir pop müzik şarkıcısı ve bestecisinden daha çok toplumsal konulara dikkat çekecek ve haksızlığa uğrayan her bir bireyin dış sesi olabilecek eserler bırakabilmek istiyorum."

MÜZİSYEN ADAYLARINA SAHİP OLAMADIKLARI İMKANLARI SUNACAĞIM

Eğitim olmadan olmaz. Kamer'in de müzik kariyerini besleyen dolu dolu bir eğitim maratonu var. Kendisinden dinleyelim: "Küçük yaşlardan beri, ailemin de büyük desteği ile akademik anlamda müzik eğitimi almaya başladım. 10 yıl süresince aktif bir şekilde devam ettiğim keman eğitimi serüvenime, İngiltere Kraliyet Ailesi Müzik Akademisi'nin müzik mülakatlarına katılıp sertifikalar aldıktan sonra ara verdim. Ortaokul çağlarına geldiğimde piyano, gitar ve şan eğitimlerine devam ettim. Ailemin en büyük endişesi, müziğin bende geçici bir heves olup olmadığı konusunda yaşadıkları ikilemleriydi. Bu sebeple üniversiteye kadar müzik eğitimini okul dışında özel dersler alarak tamamladım. O dönemler Ankara Hacettepe Devlet Konservatuarı öğretim görevlisi ve ayrıca Ankara Opera ve Balesi'nde mezzo soprano olan Şebnem Taçoy ve besteci Ünal Algın, İzmir 9 Eylül Konservatuarı'nda bas bariton Altan Akatay gibi çok değerli ve saygın hocalar ile çalışma fırsatı yakaladım. Üniversiteye geldiğimde, eğitimimi İzmir 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzikoloji Bölümü Müzik Bilimleri dalında tamamladıktan sonra, İstanbul Bahçeşehir Jazz Akademisi Caz vokal performans bölümüne katılarak sevgili caz yorumcusu Sibel Köse ve caz piyanisti Uraz Kıvaner'in öğrencisi oldum. Caz müzik alanında aldığım yaklaşık bir yıllık muhteşem bir eğitimin ardından, Londra'da İngiliz ve İrlanda Modern Müzik Enstitüsü'nü (BIMM) kazanarak üç yıllık müzik performans ve prodüksiyon bölümlerini başarıyla tamamladım. Stevie Wonder, George Michael ve Pink Floyd gibi büyük sanatçı ve efsanevi gruplarla çalışmış şarkıcı ve öğretim görevlisi David Laudat'ın öğrencisi ve asistanı oldum. Sevgili David yeteneğime ve potansiyelime inanan yegâne değerli hocalarımdan biridir. Ardından Doğu Akdeniz Üniversitesi Eğitim Yönetimi yüksek lisans bölümüne başvurup master eğitimimi de tamamlayarak akademik yolculuğumu tamamladım. Gelecekte performans sanatçılığımın yanında uluslararası alanlarda kabul görecek büyük bir müzik kompleksi ve stüdyosu açarak yeni yetişecek müzisyen adaylarına sahip olamadıkları imkanları sunmak istiyorum."