Tuğkan: Kusura Bakma'nın popülerliği beni korkutmadı

İnsanlar onun müziğinde dingin sesini ve kulağa gelen o berrak gitarı sevdi bence. Viral olan Kusura Bakma adlı parçası ile milyonlarca dinlenen ve yeni çalışmalarını müzikseverlerle buluşturan genç sanatçı Tuğkan, ''Şarkının bu kadar sevilmesi popüler olması beni korkutmadı. Tam tersine daha çok kamçıladı. 'Bir daha bu dinlenmeyi yakalayamam' gibi bir cümle kurmak özgüvensizlik olur.'' diyor.

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Milyonlarca dinlenen Kusura Bakma adlı şarkısıyla hatrı sayılır bir kitle tarafından takip edilmeye başlanan Tuğkan, müzik kariyerine yönelik sorularımızı cevapladı. Elinde gitarı, slow müziğiyle dinleyicileri dijital alt yapının bangır bangır bağırdığı ve aynı notaların duyulduğu müziklerden uzaklaştıran genç sanatçı, yeni çalışmaları ile yola devam ediyor. Genelde kendi yazdığı ve bestelediği şarkıları müzikseverlerle buluşturan Tuğkan, 16 Şubat'ta Kayboldum adlı parçasını yayınlayacak. Atatürk'ün Sevdiği Şarkılar, Özdemir Asaf'ın Şiirleri gibi önemli proje albümlerinde de yer alacak olan Tuğkan, konserlerine de kaldığı yerden devam edecek.

KONSERVATUVAR ÜRETİMİMİ ETKİLEYECEK DİYE BIRAKTIM

Ne zaman müzik içinde olmalıyım dedin?

Müzikle yaşayan bir ailede büyüdüm. Oyuncaklarım da hep müzikliydi. Enstrümanlara ilgim vardı. Ama bir dönem futbola merak saldım ve lisanslı oynadım. 15,16 yaşlarında bir sakatlık yaşadım. O dönem gitar ile tanıştım. O da şöyle oldu, bana telefon almak için babamla çarşıya gitmiştik. O an bir müzik dükkânında gitar gördüm, onu almak istedim. Zaten söz yazardım. Gitarı da alınca bu sözleri bestelemeye başladım. Kendimi bu şekilde daha iyi ifade ettiğimi fark ettim. Bir süre sadece ailem ve arkadaşlarım içinde çaldım. O dönemde Youtube'da amatör bestecilerin çalışmalarını paylaşan platformlar vardı, oraya yolladım çalışmalarımı. Daha sonra da kendi sayfamı açtım ve kayıtları koymaya başladım. 2016 yılıydı sanırım. Güzel bir ilgi ile karşılaştım. Bir anda zirveyi görmedim. Ama o süreçte ufak ufak insanlar beni fark etmeye başladı. Hâlâ da öyle devam ediyor aslında. Bunun daha kalıcı olduğunu düşünüyorum.

Konservatuvarı neden yarıda bıraktın?

Sakarya Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nı kazandım. İlk iki yıl okudum ama sonra bıraktım. O dönemde İstanbul'da çalışmalarım vardı. Bir seçim yapmam gerekiyordu. Orada ağır bir armoni bilgisi alınca bu durumun beni olumsuz etkileyeceğini düşündüm. Çünkü belli köşeleri öğrenince üretim yaparken de o köşelerden kurtulamıyorsunuz. Bu beni korkuttu açıkçası.

SADECE BENDE HİKÂYESİ OLAN ŞARKILARI COVERLIYORUM

Kendi şarkılarını söylüyorsun daha çok. Yeni nesil sanatçılar aslında cover yapıp kendini göstermeye çalışıyor. Sen neden bu yolu seçmedin?

Genelde kendi şarkılarımı söylüyorum. En sevilen şarkıları cover yapıp bir anda yol bulayım düşüncesi olmadı bende. Cover yaptım ama sadece bende hikâyesi olan, tüylerimi diken diken eden şarkıları söyledim. Mesela İlhan Şeşen'den Ellerimde Çiçekler şarkısını söylemeyi severim. Bu şarkı annem ile benim şarkım. Yine Teoman'dan Paramparça'yı söylerim bunun da bende anısı var. Sezen Aksu'dan da bir şeyler söylerim.

Akustik, slow bir tarzın var ve çok sevildi. Bu kadar dijital alt yapılardan sonra gerçek bir ses ve enstrüman duymak mı iyi geldi insanlara, sen ne düşünüyorsun bu konuda?

Kesinlikle, insanlar benim müziğimdeki dinginliği sevdi. Bangır bangır müzik yerine benim sesimi duymak ya da sadece gitar duymak hoşlarına gitti. Ben de kendimi böyle daha iyi hissettim. O yüzden akustik kaldık. Ama geçen şöyle bir şey oldu. Teoman ile bir araya geldik. Bana "Sen de bizim gibi gelenekselcisin ama biraz daha modern tınıları o dijital alt yapıyı müziğine koymalısın. Çünkü yeni nesil müzik dünyası bunu istiyor" dedi. Aslında haklıydı. Ticari anlamda da böyle ortam. Bu yıl yapacağım işlerde modern tınıları da duyacak insanlar. Ben de gitarla olan soft müziğimi seviyorum ama bugünü de yakalamak lâzım.

BAŞARI ABONE SAYILARI İLE ÖLÇÜLMÜYOR

Bir de albümün var. Artık kimse albüm yapmıyor. Sen neden yaptın?

Eylül ayında çıkardık albümü, adı Karışıyorum. 10 şarkı vardı. Ben bir albümüm var demek için yaptım. Bir gövde gösterisi olarak da görebilirsiniz. Ama şimdi single çalışmalarına devam. İki ayda bir yeni bir şeyler çıkarmayı düşünüyorum. 16 Şubat'ta Kayboldum adlı parçam çıkacak. Her zaman ki Tuğkan'dan daha farklı bir Tuğkan duyacak müzikseverler. Yeniliğe açık, emin adımlarla ilerlemek istiyorum. Yurt dışı için de planlarım var.

Kendine örnek aldığın, dinlemeyi sevdiğin sanatçılar var mı?

Elbette, çok kıymetli sanatçılar var. İyi bir sanatçı olup ismi çok duyulmayan, abone sayısı az olan isimler de var. Başarı abone sayıları ile ölçülmüyor. Bugün insanlar popüler olanı iyi zannediyor ama durum çok da öyle değil.

Dijital dünyada artık her gün yeni bir sanatçı çıkıyor. Sen kendi kariyer yönetimini nasıl görüyorsun?

Dijital dünyanın olumlu olumsuz yanları var elbette. Üretmek, paylaşmak kolay ama bir yerlere gelmek çok da kolay değil. Bir anda yükseldiğinde düşme tehlikesi yaşarsın. Ben üzerine ufak ufak koyduğum için minnettarım. Böyle emin adımlarla yükselince daha kalıcı oluyorsun.

Şarkıların dizilerde de çalınıyor. Dizi-film müziği projelerin var mı?

Özellikle Erkenci Kuş dizisinde çalınan Ele Layık ve Kırmızı o dönem baya ses getirdi. Kırmızı şarkısı önemli bir sahnede çalıyordu. Dizinin yayınladığı Güney Amerika ülkelerinden bana ulaşanlar oldu. Bu müziği duyup beni araştırmışlar. Tabii burada amaç şarkının reklamı olsun değildi. Doğru an doğru müzikle eşleşince kalıcı oluyor. Yine özel olarak benden eser isteyen diziler de oldu. Yeni projeler de olabilir.

ŞARKIMIN POPÜLER OLMASI BENİ KORKUTMADI

Kusura Bakma şarkısını konuşalım. Milyonlarca kez dinlendi. Bu senin sonraki çalışmalarını yayınlarken tedirgin etti mi?

Şu an da Youtube da 60 milyona Spotify'da da 100 milyona yaklaştı dinlenme oranı. Soner Han adında çok sevdiğim ve pandemi döneminde keşfettiğimiz bir arkadaşımızın şarkısı bu. Çok fazla beste yapan iyi bir sanatçı. Kusura Bakma'yı o seslendiriyordu. Şarkıyı duydum ve çok sevdim. Belki de o anki ruh halimle çok uyuştu bilemiyorum. Şarkı için tebrik mesajı attım kendisine. Sonra ben bu parçayı kendi içimde böyle bir 7, 8 ay söyledim. O kadar içselleştirmiştim ki şarkıyı sanki benim için yazılmış gibiydi. Soner Han'a Kusura Bakma şarkısını söylemek istediğimi ilettim, kabul etti. Klibi de şu an size bu röportajı verdiğim yerde çektik. Tabii ilgi bir anda olmadı. Gece 12'de klibi yayınladık. 30 Ekim 2020 İzmir depremi oldu. Aradan birkaç ay geçti listelere girmeye başladı, viral oldu. 2021 yılının en çok dinlenen şarkıları arasındaydı. Şarkının bu kadar sevilmesi ve popüler olması beni korkutmadı. Tam tersine daha çok kamçıladı. "Bir daha bu dinlenmeyi yakalayamam" gibi bir cümle kurmak özgüvensizlik olur. Kusura Bakma şarkısı kadar olmasa da azımsanmayacak kadar dinlenen başka şarkılarım da var.

ATATÜRK'ÜN SEVDİĞİ ŞARKILARI SÖYLEYECEĞİZ

Proje albümlerinde yer alıyorsun. Neler yapıyorsun bu ara?

İskender Paydaş ile bir proje albümde yer alacağım. Çok değerli bir halk ozanının türküsünü okuyacağım. Aranjeyi İskender Abi yapıyor. Yine benim için çok kıymetli olan bir proje albümünde daha yer alacağım. Atatürk'ün Sevdiği Şarkılar projesi var. Yapımcısı Murat Yıldırım. Bu albüme beni davet etti. Önceden de söylediğim ve sevdiğim Bir Fırtına Tuttu Bizi'yi yorumlayacağım. Yine Özdemir Asaf'ın şiirlerden oluşan bir çalışmada yer alacağım. Pay şiirini seçtim. Şu an üzerinde çalışıyorum. Yıl bitmeden bunu da dinleyecek müzikseverler.