Toplumsal fayda için en etkili yol spora yatırım

Vestel CEO'su Ergün Güler, Vestel'in toplumsal gelişimin ivme kazanması için sorumluluk alan bir marka ve topluma yatırım yapmayı ilke edinen bir kurum olduğunu belirterek, ''Toplumsal fayda yaratmak için en etkili yol spora yatırım yapmak. Bu farkındalıkla 30 yıldan fazla bir süredir sporun farklı dallarını destekliyoruz.'' diye konuştu.

DURSUN TOPÇU / dursun@topcu@aksam.com.tr

Sporun toplumun gelişiminde oynadığı rol, tüm dünyada kabul edilmiş bir gerçek. Son olarak A Milli Kadın Voleybol Takımı'nın Avrupa şampiyonluğuyla yaşadığımız mutluluk paha biçilemez. Önce Milletler Ligi, ardından CEV Kupası ile gelen art arda başarılar, hepimize büyük gurur yaşattı. Daha çok sporcunun yetişmesi, bu başarıların sürdürülebilir olması için şüphesiz sporun daha çok görünür olmasına, daha çok yatırıma ihtiyaç var. İşte bu bilinç ve farkındalık ile hareket eden Vestel, ülkemizde sporun en önemli destekçilerinden. 30 yılı aşkın bir süredir sporu destekleyen marka, sponsorluğa bakış açısı, iş birliği modelleri ve sadece maddi değil; manevi desteğiyle de örnek teşkil ediyor.

Vestel'in başta voleybol olmak üzere, futbol, cimnastik, hentbol, espor ve yelken ile birliktelikleri son yıllarda ülkemizin sporun farkı dallarında markalaşmasına ivme kazandırdı. Vestel ayrıca, geçen yıl Manisa Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle hayata geçirdiği "Uluslararası Vestel Yarı Maratonu" ile, faaliyet gösterdiği şehrin sadece ekonomik değil toplumsal gelişimine de katkı sunmayı hedefledi. Geçtiğimiz pazar günü ikinci kez düzenlenen Yarı Maraton profesyonel sporcular, spora ilgi duyan her yaştan birey ve çocukları spor etrafında buluşturdu.

SPOR YATIRIMLARINDA ÖNCÜYÜZ

2. Uluslararası Vestel Yarı Maratonu dolayısıyla Manisa'da bir araya geldiğimiz Vestel CEO'su Ergün Güler, "20 bin kişiyi aşan istihdamı, dünyanın 160'tan fazla ülkesine yönelik ihracatı, Manisa ve ülke ekonomisine sunduğu geniş katkının yanında Vestel, toplumsal gelişimin ivme kazanması için sorumluluk alan bir marka. İnsana, topluma yatırım yapmayı ilke edinen bir kurum olarak biliyoruz ki, toplumsal fayda yaratmak için en etkili yol spora yatırım yapmak. Bu farkındalıkla 30 yıldan fazla bir süredir sporun farklı dallarını destekliyoruz. Paris Olimpiyatları için şimdiden büyük heyecan duyuyoruz. Başta voleybol olmak üzere cimnastik, futbol, hentbol, yelkendeki sponsorluklarımızla, spor yatırımlarında öncü rol üstlendik. Son olarak Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu'nun ana sponsoru olarak spor sponsorluklarımızın kapsamını genişlettik. Bedensel engelli sporcularımızın elde ettiği başarılar göğsümüzü kabartıyor. Sporun, toplumun gelişimi açısından sahip olduğu kritik önemin bilincindeyiz ve spora yatırımdan asla vazgeçmeyeceğiz Spor yatırımlarımızı sürdürülebilir kılmayı ve desteklediğimiz spor dallarının marka değerini yükseltmeyi başardığımız için gururluyuz" dedi.

Manisa'nın Vestel için ayrı ve özel bir önem taşıdığına dikkat çeken Güler, "Tüm üretimimizi, Avrupa'nın tek alan üzerine kurulu en büyük üretim komplekslerinden Vestel City'de gerçekleştiriyoruz. Manisa'da geliştirdiğimiz teknolojiyi dünyanın dört bir yanına ulaştırıyoruz. Çalışma arkadaşlarımızın katkılarıyla yarattığımız ekonomik değerin yanı sıra, şehrin sosyo-ekonomik açılardan gelişimine ivme kazandırmak için sorumluluk alıyoruz. Yarı maratonumuz Manisa ile özdeşleşecek, Manisa ile anılacak projelerden biri haline dönüştü. Bu yıl 2. kez düzenlediğimiz Uluslararası Vestel Yarı Maratonu, Manisa'nın simgelerinden olacak" diye konuştu.

MARKA DEĞERİNİ YÜKSELTTİK

Vestel'in spor sponsorluklarıyla öncü rol üstlendiğine dikkat çeken Güler, Vestel'in voleybol desteğiyle hem destekledikleri spor dalının hem de Vestel'in marka değerinin arttığını, belirterek, "Voleybolla olan birlikteliğimiz bundan 7 yıl önce başladı. Önemli maçlarda takımımızın yanında olduk, iletişim çalışmalarımız ve reklam filmlerimizle farkındalık yaratmaya odaklandık. Bugün Vestel voleybol, voleybol Vestel ile anılıyor. Bu başarı hepimizin. İlk önce kadınlar voleybol ligine adımızı verdik, geçen zaman içinde iş birliğimizin kapsamını devamlı surette genişleterek sürdürülebilir başarının anahtarı olduk. Hedefimiz Türkiye'nin en başarılı spor dalı, Cumhuriyet tarihinin en önemli kadın hareketi olarak gördüğümüz kadın voleybolu başta olmak üzere voleybola hak ettiği ilginin gösterilmesini sağlamak, branşın gelişimine, başarılarına katkıda bulunmak ve voleybolu daha fazla kişiye sevdirmekti. Nitekim bu hedefe ulaştık ve bunun mutluluk ve gururunu yaşıyoruz" dedi.

SPOR BASINI BİZİ GÖRMEZDEN GELİYOR

Macarisan'da geçtiğimiz ay yapılan Dünya Şampiyonası'nda elde ettiği 23.lüğün Türkiye'de büyük bayanlarda koşulmuş en iyi derece olduğunu söyleyen Ümmü Kiraz, "Buna rağmen ülkemde kimse bilmiyor. 80 milyonluk ülkenin olimpik kadrosunda 40 sporcu var. Türkiye'de varsa yoksa futbol. Sponsor, yazılı ve görsel medyanın desteğine ihtiyacımız var" dedi.

Avrupa'nın tek alan üzerinde kurulu en büyük fabrikalarından Vestel City'de bir araya geldiğimiz Türk Milli Takım Atleti Ümmü Kiraz ile 2. Uluslararası Vestel Yarı Maratonu'nu ve Türkiye'de uzun mesafe koşmanın zorluklarını konuştuk. Vestel Yarı Maratonu için davet aldığını belirten Kiraz, "Macaristan'da geçtiğimiz ay yapılan Dünya Şampiyonası'na katıldığım için koşamadım. Mustafa Bey, 'Koşma, onur konuğumuz ol' dedi ve geldim" bilgisini verdi.

Türkiye'de bu tür organizasyonların çok az yapıldığını bu nedenle önemli olduğunu söyleyen Ümmü Kiraz, "İstanbul Maratonu'nda bile böyle planlama görmedim. Bu tür organizasyonlar bize değerli olduğumuzu da hissettiriyor" diye konuştu.

Milli sporcu, Türk atletizminde özellikle uzun mesafe koşucularının bilinmediğinin altını çizerek, "26 Ağustos'ta yapılan Dünya Atletizm Şampiyonası'nda elde ettiğim 23'üncülük, Türkiye'de büyük bayanlarda koşulmuş en iyi derece. Şampiyonaya 87. olarak gitmiştim. İyi dereceleri olan çok sayıda sporcuyu geride bıraktım. Tabi birinci olanların imkânlarına bakmak gerek. Etiyopya ve Kenyalıların başarısına bakıyor insanlar. Uzun kas yapılar onlara büyük avantaj sağlıyor. Bu kas grubunun dayanma oranı bize göre çok fazla. Ama bu geçilmeyecekler anlamına gelmez. Son şampiyonada Etiyopyalı ve Kenyalı atletleri de geride bıraktım. Sistemli çalışma ve destekle inanın başarılı olabiliriz. Ben uzun mesafede Türk sporcularının madalya alma şansının olduğuna inanıyorum" diye konuştu.

"Ülkemizde düzenlenen Dünya Atletizm Şampiyonası'nı TRT Yıldız dışında yayınlayan olmadı" diyen Ümmü Kiraz, "TRT Yıldız da herkesin evinde yok. Basın, federasyon, şirketler, STK'lar hatta okullar işin içinde olmalı. Atletizm ana spor. Maraton ise apayrı kulvar. Her dal önemli, birbirine üstünlüğü yok ama zorluğu da olan bir spor maraton. O yüzden desteğe ihtiyacımız var. Türkiye'de ikinci bir Yayla Günen, Ümmü Kiraz yok. Türkiye'nin uzun mesafede en iyileriyiz ama sponsorumuz yok. Maddi sorunlar yaşıyoruz. Malzemelerimiz pahalı. Yurt dışı kamplarımız, vitamin ihtiyacımız var. Beslenme apayrı bir başlık" ifadelerini kullandı.

AYAK TIRNAKLARIM ÇIKTI

Ümmü Kiraz şöyle devam etti: Dünya Şampiyonası'nda ayaklarım sargılı koştum. Uzun mesafe antramanlarında parkur inişli çıkışlı olduğu için ayakkabı vurur. Tırnaklar oynar yerinden. Sonra da yavaş yavaş çıkar. Nasıl bir acıdır anlatamam. Her spor dalının zorlukları mutlaka vardır ama uzun mesafe koşmak büyük dayanıklılık gerektirir. Bunu söylemeden geçemeyeceğim; kendim ile gurur duyuyorum ama ülkem için üzülüyorum. Türkiye'de olimpik kadroda sadece 40 sporcu var. Oysa 80 milyonluk bir ülkeyiz. Onun için Türkiye'de görünür olmak istiyoruz. Federasyonumuzdan ve başkanımızdan çok memnunuz ama yazılı ve görsel medya bize yer versin istiyoruz. Türkiye tarihinde en iyi dereceyi koştum ama kimse bilmiyor.

Türkiye atletizminde sponsorluğun çok sıkıntılı olduğunu söyleyen milli atlet, "Almanya'da koştuğum için biliyorum ki Almanya'da benim tanınırlığım daha yüksek, neden çünkü Alman gazeteleri bunları yazıyor sürekli. Türkiye tarihinde bu yaşta koşup derece yapan tek sporcuyum. Dünyada 50'nin üzerinde bayan sporcular var ve beni geçiyor. Niye biz koşamıyoruz. Medyada spor sayfalarında yer bulamıyoruz. Uzun mesafe koşucusu olmak zordur. Bizler tırnaklarımızla, kazıyarak buralara geldik. İnanın kolay değil. Dünya Şampiyonası'nda 23. olmak kolay değil. Burada bunun arka tarafı da var. Bizde birincilik çok önemseniyor. Hemen başarı bekleniyor. Medyada yer alsak, genç sporculara da örnek olacağız. Atletizm içinde olan 23. olmanın önemini biliyor ve tabi zorluğunu. Ama yine medyaya geleceğim. Medya bunu yazmıyor, çizmiyor. Dünya Şampiyonası ve olimpiyat hedefi 100 kişinin yarıştığın yerde birinci çıkmak gerçekten kolay değil" diye konuştu.